E bunlar hiç kıza benzemiyor?
Şu anki durumumuzu fark edip Su’yun kolundan tuttuğum gibi sınıfa koşturdum. Nefes nefese sınıfa girdik. Allahtan bizim sınıfta değildi hiçbiri.
“Kızım insan kızlar tuvaletine sokar değil mi?!” Fısıldayarak bağırışıma fısıldayarak cevap verdi. Çünkü fısıldayarak bağırmak, her insanın harcı değildir.
“Nerden bilebilirim? Çok telaş yaptım.”
“Bunlar olmadı.”
“Ne olmadı?”
“Ne ne olmadı?”
“Tamam. Keselim.”
“Bencede.” Şu an tahmin ettiğinize göre tanıdığım en mal arkadaş olan Su, bizi erkekler tuvaletine sokmuştu. Ben çantamdan telefonumu çıkarıp Mert’e mesaj attım.
Kime: Egolu Öküz
Ben afişleri hallediyorum. Sen normal davran ve Selim ile Su’yu oyala. Öğle yemeğinde kantinde olun.
Yaklaşık 2 dakika sonra cevap geldi.
Kimden: Egolu Öküz
Tamam. Sen nerdesin?
Kime: Egolu Öküz
Gidiyorum. Çok konuşma.
“Ben geliyorum bekle sen.” Su’ya cevap vermesini beklemeden Tasarım bölümüne doğru hızlıca yürümeye başladım. Aradaki koridordan geçtim. Tasarımcılık bölümünün formaları da aynıydı. Ama bileklikleri değişikti. Fırçalı, Cetvelli tuhaf bişeydi. Yanımdan geçen birini durdurdum.
“1A sınıfı nerede?”
“Karaoke afişleri için mi geldin?” dedi kız bilekliklerime bakarak.
“Evet.”
“Benimle gel.” Kızı takip edip sınıfa girdim. Sınıfa göz gezdirdim ve ileride Mira’yı gördüm.
“Mira!” Mira bana dönüp yanındaki kıza bir dakika işareti yaptı. Koşup sarıldık.
“Eee napıyosun?”
“Hiç. Öyle. Bir de Müzik kısmında en güçlü sesi olan ben ve Mert’mişiz.”
“Şanslı biçız.” Gülümseyip bir şey söylemek için ağzımı açtım. Ama kız posterleri uzattı ve telaşla konuştu.
“Hemen git. Öğretmen gelmesin. Gelirse bunlara bakar ve sürpriz kaçar.”
“Peki.” Koşarak bölümüme giderken karanlık bir koridora girdim. Tam çıkacakken arkamdan gelen sesle olduğum yerde durdum. Kaçmam mı gerek?
“Hey. Buraya kızlarda mı uğrarmış?” Adım sesleri gittikçe yaklaştı. Sonra durdu. Ensemde hissettiğim nefesle refleks olarak tekmeyi arkamdaki kişiye geçirdim. Boğuk bir inleme geldi. Sonra arkamı dönüp kolunu tuttuğum gibi sertçe yere serdim.
“Bir. Kıza. Asla. Bulaşma. Özellikle de bana!” Her kelimemde kolunu daha çok döndürüp canını yakıyordum. En sonunda kasıklarına tekmeyi geçirdim. Yerden afişleri alıp koşarak kendi bölümüme gittim. Koridorlar bomboştu. Her panoya afiş asıp öğretmenin bahsettiği Stüdyo 5’e gittim. Kapıyı çaldım.
“Hayal ben.”
“Ah, gir. Kapı açık.” Kapıyı açıp içeriye girdim.
“Muhabbet Şekeri’ni ilk gören sensin.” Bu kız bizim sınıftaki Demet değil mi?”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just Imagine
Random'Hep mutlu ol.' demişlerdi bana. Oysa hayatta hep mutlu olursam hayal kuracak neyim kalırdı ki? YAZAR: Arkadaşlar ilk hikayem olduğundan çok saçma ve rastgele bir kurgusu var uyarılır :d okumayın bence yani