Merhaba, gençlik!
Nasılsınız?
İyi okumalar:)))
***
Gözlerimi açtığım zaman fazlasıyla enerjik hissediyordum ve Acı Lanetinin sebep olduğu tüm o acı kolye sayesinde bana erişemiyordu. Bu güzel bir histi.
Yataktan kalkıp açık kanatlarımla salona indim. Bizim öyle sabah kalkıp elimizi yüzümüzü yıkamamıza gerek yoktu. Oh, mis... Neyse. Sanırım kolyenin kafa yapma gibi bir yan etkisi vardı.
"Elena seni ne zaman getirdi, Eor?" diye sordu Lexi. Adımı duyduğum zaman adımlarım bıçak gibi kesildi. Kapıya sırtımı yaslayıp mutfakta konuşan Lexi ve Eor'u dinledim.
Ne zamandan beri kapı dinliyorsun?
Camavarımın sesimi tekrar duymazdan geldim. Dinlersem dinlerdim. Ona neydi ki?
"Senden hemen önce..." diye cevap verdi Eor. Lexi birkaç saniye sustu. Ardından yine konuştu. "Sana ne yaptılar, Melekler?" diye sorduğu zaman Eor'un bedeni kaskatı olmuştu. Bunu ben bile hissetmişken Lexi'nin fark etmemesi imkansızdı.
Yine de devam etti. Daha öfkeli bir şekilde. "Ne yaptılar, Eor?" Sanırım işkence kişiliklere zarar veriyordu. Lexi, Lexi gibi davranmıyordu. Eor'un bu soruya cevap vermek istemediği açıktı bu yüzden pat diye mutfağa girdim.
"Elena?" dedi Eor beni süzerken. Ona hafifçe gülümsedim. Ardından Lexi'ye döndüm. "Daha iyi misin?" Bakışları boşluğa düştü. Bir süre sessizlik hüküm sürdü mutfakta. Çok dalgın duruyordu. Hazırlıksız olduğu sorum onu gafil avlamıştı.
"Garip hissediyorum, Elena. Bir parçamı kaybetmiş gibi. Eksik gibi. Sence eskisi gibi olabilecek miyim? Böyle kalmak istemiyorum. Tepkilerimi kontrol edemiyorum. Sürekli ağlamak ve öfkeyle bir yerleri ya da birilerini kırıp dökmek istiyorum."
Dalgınlıkla söylediği sözler üzerine sessiz kaldım. Bir anda bakışlarını Eor'a çevirdi. "Üzgünüm, Eor. Üstüne gelmek istememiştim. Ben... Ben-" Sözünü kesen Eor olmuştu. "Boş ver. Hiçbirimiz en iyi günlerimizi yaşamıyoruz."
Evet, bu sorunu da hallettiğimize göre artık Neo'ya gidebilirdik. Zamanı doluyordu.
"Ben Neo'ya gidiyorum." dediğim zaman Eor kaşlarını çatarak bana baktı. "Önce Maxi'ye gideceğini sanıyordum. Hatta onun için iksir hazırlamamı söylemiştin."
Lexi ve Eor anlamak istercesine bana bakarken hafifçe gülümsedim. Elimin biri boynumdaki kolyeye gitti. Azrail'in Neo için verdiği kolyeye.
İkisinin de bakışları kolyeye kaydığı zaman birilerinden yardım aldığımı anlamışlardı. Kim olduğunu sormadılar.
"Pekala, Amazonların elinden bir erkeği -özellikle Son Form Değiştiren'i- almak hiç kolay olmayacak." dedi Eor kafasını çalıştırmaya çalışıp. Lexi de bir çözüm düşünüyordu. Onları tekrar iş başında görmek, hem de bu kadar kısa bir sürede, beni son derece mutlu etmişti.
Bazen zaaflar size güç verirdi. Bazen ise sizi öldüren onlar olurdu.
Söylesene, Tanrım...
Benim zaaflarım bana güç mü getirecek yoksa ölüm mü?
"Bir yolunu buluruz artık. Fazla vakti, vaktimiz kalmadı." Son cümlem kolyenin geldiği yeri de onlara söylemişti. Şaşkınlıkla bir bana bir kolyeye baktılar. Bu halleri gülmeme sebep olmuştu.
"Bazen sadece doğru anı beklersin." diye açıklama yaptım ve ardından tepki vermelerine izin vermeden büyülü sözleri söyledim. Dumanın arkamda oluşmaya başladığını hissediyordum. Acı Lanetini göze alarak avucumu hançerle kestim ve dumandan çıkan kollar beni aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhsuz / ASKIDA
FantasyYks bitene kadar bölüm gelmeyecek ne yazık ki. *** #Kovulmuş 1. Sırada #Melek 10. Sırada #Araf 11. Sırada #Şeytan 11. Sırada #Cehennem 8. Sırada #Cennet 1. Sırada #Bilimkurgu 30. Sırada *** Cehennemden çıkmıştı o. Cennetten kovulduğu gibi...