3. Bölüm : Nadia...

1K 177 26
                                    

Motor ile şehir değiştirmeye çalışan tek insa-pardon göksel yaratık ben olmalıyım. Yolları geçerken nereye gideceğime karar bile vermemiştim henüz.

Aslında yapmak istediğim başka şeyler vardı. Bir kasabada kalıp insanları korkutmak, ufak büyülerle sihirbazlık. Şeytan kısmımın fikirleri bazen güzel oluyordu. Elbette bunlar ufak tefek şeylerdi. Daha acımasız fikirleri de vardı. Bir kasaba dolusu insanı sadist tarafıma kurban etmek gibi.

Onunla tanışmak istemezdiniz. Çünkü onun için kan sanattır.

Yağmur birden bastırmaya başlayınca şansı-hayır şansımın bir suçu yok. Yağmuru yağdıran İkinci Nesil Meleğe okkalı bir küfür savurdum.

Baş Melekler, İkinci Nesil Melekleri kendi kanlarından var ettikten sonra görevlerini paylaştırıp kendilerini geri çektiler. Böylece yönetim ve diğer her şeyden İkinci Nesil Melekler sorumlu oldu.

Ormanda sürekli kullanılan bir patika gördüğüm zaman bir ev bulma umudu ile oraya sürdüm. Yanlış anlaşılma olmasın, yağmuru severim. Melekler inadıma yağdırmadığı sürece!

Nereden mi biliyorum? Siz insanlar yağmurda gizlenen melek kokusunu  alamazdınız. Ben alırdım. Mevsimi içinde ya da dışında olması bir şeyi değiştirmezdi. Sırf ben dışarı çıktığım zaman yağmur yağdırmışlıkları vardı.

İkinci Nesil Meleklerin çoğu benden nefret ederdi. Eh, haklı olmadıklarını söyleyemezdim. Görevlerini üzerimde kötüye kullanmaktan hiçbir zaman çekinmemişlerdi. Ne de olsa onlara karşı çıkan yoktu.

Michael beni korumazdı. Lucifer beni korumazdı. Üçüz olabilirdik ama kardeş gibi olduğumuz zamanlar çok azdı.

Genelde Lucifer ve Michael kavga eder bende arada kalırdım. Arada kaldığım için ikisi de bana sinirlenir ve dışlardı.

Ben istenmeyendim.

Kardeşlerim için, cennet için, cehennem için, araf için, melekler için, şeytanlar için ve iblisler için...

Kimse beni istemezdi. Varlığımdan rahatsız olur ve bunu gözüme sokmaktan çekinmezdi. Eh, bir süre sonra alışıyorsunuz dışlanmış olmaya. Sonra umursamamayı öğreniyorsunuz. Her şey düzelmiş gibi duruyor ama asla öyle olmuyor. Yalnızca kalbinizde biriktirdiğiniz kırgınlık artıyordu.

Bir gün patlayacağımı ve buna sebep olan herkese bunu ödeteceğimi biliyordum.

Yalnızca an meselesiydi.

O günden ben bile korkuyordum. Çünkü o günü iple çekiyordum. Lazım olan tetikleyiciye kavuştuğum gün kurtuluşum olacaktı.

Patikanının sonunda lüks bir eve ulaştım. Ufak bir büyü ile demir kapının açılmasını sağladım. Kameraları da aynı şekilde saptırıp içeri girdim. Motoru kapının önünde bırakıp kapıya gittim ve çaldım.

Defalarca çaldım ama kimse yoktu. Tma motoruma geri döneceğim zaman kapının kilit sesi geldi ve kapı açıldı. Yönümü yavaşça oraya çevirdim. Kapıda üzerine sabahlık giymiş bir kadın vardı. Aşırı seksi duruşuna bakılırsa birilerinin eğlencesini bölmüştüm.

Eh, işim buydu.

Birilerini rahatsız etmeyi severdim. Varlığımı gözlerine sokmayı da.

O zaman neden cennet, cehennem veya arafta değilim, değil mi?

Oralardan kovulma sebeplerim çok farklı çünkü.

"Yağmur aniden bastırınca gidecek bir yer aradım da. Patikayı görünce takip ettim ve buraya çıktı. Rahatsız olmazsanız yağmur dinene kadar kalabilir miyim?"

Ruhsuz / ASKIDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin