20. Bölüm : Arafın Koruyucu Ruhları

371 56 36
                                    

Merhaba!

2500 civarı kelime olan bir bölüm oldu.

Lütfen ama lütfen yorum yapar mısınız? Oy vermeyi de unutmayın.

Seviliyorsunuz...

İyi okumalar:)))

***

Araf, cehennemin kabul etmeye tenezzül etmediği kötüler ile doluydu. Onlar melek değildi, düşmüş melek değildi, şeytan değildi, iblis değildi.

Kötü cadıların ruhları, İntikamcı Hayaletler, Melek Avcıları, Şeytan Avcıları, İblis Avcıları ve daha birçok adını saymaya üşendiğim canlı türü.

Meydana geldiğim zaman duyularıma izin verdim. En ufak bir sesi bile saniyesinde algılarken başıma saplanan ağrıyı yok saydım.

Duyularıma izin vermek bana acı olarak geliyordu. İşin tuhaf kısmı normalde saniyeler sonra yok olması gereken acının katlanarak artıyor oluşuydu. Yine de onu yok saymaya çalıştım. Sonuçta bir şeyi yeterince yok saydığınız zaman yok olurdu.

Ya da daha çok artardı.

Derin bir nefes alıp adımlarımı sıklaştırdım. Neo, Eor, Maxi ve Lexi hemen yanımda yürürken araf halkının varlığımızı hissettiğini biliyordum.

"Ooo, Elena buradaymış." Adımlarım bıçak gibi kesilirken bakışlarım ona döndü. Sırıtarak bana bakıyordu.

"Azazel..." dedim başımdaki siyah başlığı indirirken. Azazel hep asıl şeytan olarak bilinirdi ama sadece Lucifer'in en sadık adamıydı. Sağ koluydu.

Lucifer tarafından araf'a sürülen sağ kolu...

Ne benzerlik ama değil mi, Tanrım?

Ben de senin sağ kolundum. Bir gün Azazel ile ortak bir yanımız olacağı aklıma gelmezdi.

"Burada ne işin var, Tanrı'nın Eli?" dedi alayla bana bakarken ama cevap hakkı bile tanımadan aniden ciddileşti ve hançerini çekti. "Buraya gelmemeliydin. Her şeyden haberdarım, Elena. Cennetten ve cehennemden sürüldün!"

Etrafta aniden bir uğultu koptu. Dişlerimi birbirine bastırdım. Etrafına bakarak güldü, Azazel. "Tanrı'nın Eli sürgün edildi!" dedi ve bir kahkaha attı. İğrenç biriydi, Azazel. Bir şeytana yaraşır davranmazdı asla.

Şeytanlara hakaretti onun varlığı. Arafta bile yaşamayı hak etmiyordu bana göre.

Üzerimdeki pelerini omuzlarımdan ittim. Siyah pelerin yavaşça yere düşerken elim belimdeki hançer gitti ve hızla çektim. "Ben hala Elena'yım, Azazel." dedim sert bir sesle. Öfkeyle bana bakıp üzerime koştu ve hançerini savurdu.

Hançerimle onu boşa çıkarıp karnına sert bir tekme attım ve kendini toplanmasına izin vermeden yüzüne bir yumruk çaktım. Birkaç metre gerilerken sırıttı.

"En azından seninle dövüşmek hala eğlenceli." dedi alayla. Dudaklarımdan bir hırlama döküldü. Şeytan kısmım dışarı çıkmak istiyordu. Azazel daha çok sırıttı ve hançerini savurdu. Öfkeme olan odağım onun hamlesini savuşturmamı engelledi.

Omzumdan dirseğime kadar açtığı kesik karşısında acı ile dişlerimi birbirine bastırdım. Acı artıyordu. Normalde çoktan durması gerekiyordu. Kaşlarımı çatarak yarama baktım. Neden iyileşmiyordu?

Azazel'den birkaç adım uzaklaştım ve elimi yarama götürdüm. Acı daha fazla yoğunlaşırken öfkem de onunla orantılı olarak arttı.

Acı öfkeyi, öfke dönüşümü, dönüşüm acıyı tetikliyordu.

Ruhsuz / ASKIDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin