2. Bölüm : Melekler Şehri

1.1K 187 60
                                    

Derin bir nefes alıp elimdeki şişeyi kafaya diktim ve tek dikişte bitirdim. Ardından ayağı kalkıp her gelişimde gözüme batan uyuşturucu tacirine baktım. Zaten buradan gidecektim birkaç saate. Biraz olay çıkarsam sorun olmazdı.

Şişenin ucunu tuttum ve arkasını sertçe tezgaha geçirdim. Barmen okkalı bir küfür savururken ona sırıttım. Göz kırpıp yanından geçerken acı çektiğini sanan aptal gençleri zehirleyen adama doğru ilerledim. Eh, uyuşturucuyu da denemiştim. Tadı iğrenç bir şeydi. Bir süre işe yaramış ve kafamı dağıtmıştı ancak melek ya da şeytan kısmımdan dolayı etkisi kısa sürmüştü.

Adama yaklaştığımı fark eden koruması elini uzattı ve konuştu. Aptal adam. Ecelin olduğumu bilemezsin belki ama cidden neden ölüme koşarak gidiyorsun? "Hanımefendi izinsiz gireme-" cümlesini tamamlayamadan şişenin kırık tarafı çoktan boğazını kesmişti. Adamın yere düşen iri bedeni diğer korumaların dikkatini çekmiş olacak ki korumalar hızla silahlarına davrandılar.

"Üzgünüm çocuklar ancak ben sizden daha hızlı dua ediyorum." deyip alayla güldüm.

Kanat çırpma sesi kulağıma ulaştığı anda zaman onun yüce varlığı karşısında yavaşladı. O yanıma gelene kadar bu aptal adamların işi çoktan bitmişti. "Yine mi? Güçlerimi kötüye kullanmayı kesmelisin, kardeşim."

Tüm İkinci Nesil Melekler kardeştiler. En azından aynı Baş Meleğin kanından gelenler öyleydi. Yani bu durumda dört ayrı grup oluyoruz. Buna rağmen Lucifer ve Michael'ın kardeşi olduğum kimse tarafından bilinmiyordu.

Hepimiz kardeşsek nasıl biz üçüz oluyoruz, değil mi? Biz zaten böyle doğduk. Melekler yeterince iyi olursa kendi kanlarından kardeşler veriliyor. Veriliyor derken kimse kardeş alıp satmıyor. Kan ile yapılan bir büyü bu. Yetişkin bedeninde oluşuyorlar.

Lucifer çok iyi bir melekti. Tanrı'nın, gözde meleği, Işık Getiren'i. Ödül olarak ona onun kanından olan kardeşi Michael verildi. İkizi. Ardından Elena, yani ben. Üçüzü. Varlığımı biliyorlar ama benim diğer ikisinin kardeşi olduğumu bilmiyorlardı.

"Güçlerini kötüye kullanmıyorum, A. Adamlar uyuşturucu taciri. Birinin onlara ders vermesi gerekiyordu."

"Öyle olsun, kardeşim. Eee, söyle bakalım. Geri dönecek misin?" diye sordu A. Geri dönemeyeceğimi gayet iyi biliyordu oysaki. Olan onca şeyden sonra oraya bir daha ayak basamazdım. Cennet, kapılarını suratıma çarpaları o kadar uzun zaman olmuştu ki...

"Üzgünüm ama orada istenmiyorum. Bana kötü diyorlar." diye mırıldandım. Oysa gerçekle uzaktan yakından alakası yoktu bunun.

Sürülmüştüm ben. Kendi kardeşim tarafından hem de.

Biricik Michael'ım tarafından.

"Değil misin?" dedi alayla A. Hafifçe güldüm sözlerine. "Hak edene göre diyelim." dediğim zaman o da güldü.

"Cehennem de iyi diyor, değil mi?" diye sordu. "Öyle. İstersem onlara gerçek kötü nasıl olunur gösteririm ama..." derin bir nefes verdim. "Lucifer, bu durumdan hoşlanmaz."

Lucifer iblislerini sever. Zaten Lucifer bi' kardeşlerini sevmez. Biriyle savaşır, diğerini cehennemden sürer.

"Michael neden gitmeni engellemedi ki?"

Michael... O da meleklerini benden çok sevdi, kardeşim. Onlar her zaman diğerlerini benden çok sevdi.

"Bu konuyu konuşmak istemiyorum." dedim sert bir sesle.

"Melekler kardeşlerine aşık olmazlar, Elena. Ama tüm cennet hala sizi konuşuyor." dediği zaman kendime hakim olamadan ufak bir kahkaha attım.

"Ah! Demek hala konuşuluyorum. Söyle onlara, ismimi çok söylerlerse belki de yanlarında beliririm."

Aynen Elena, aynen. Sanki cennete girebiliyormuşsun gibi. Sanki kardeşin seni cennetten ebediyen kovmamış gibi.

"Korkak olduklarını biliyorsun, Elena. Seni karşılarına almak istemezler. Şeytan yanından korkuyorlar." Anında yüzüm ifadesizleşti. Ona doğru tehditkar bir adım attım.

Benden korkmamak için aptal olmak gerekir, A.

"Sen korkmuyor musun?" dedim ürkütücü bir sesle. Kırmızıya dönen irislerimden gözlerini ayırmadan gülümsedi. "Sana zarar vermediğim sürece bana zarar vermeyeceğini biliyorum, kardeşim."

Gülümseyerek geri çekildim. Gözlerim eski halini alırken konuştum."Bu yüzden diğerleri değil de sen, A. Onlar fazla korkak. Sen ise bana inanıyorsun. İçimde bir melek olduğunu gerçeğini unutmuyorsun."

A, diğerlerine göre cesurdu. Fazla cesur. Diğer yanımı ona göstermediğim için korkmazdı ama cennet görmüştü. Görmüştü ve bu onlardan çok şey almıştı. Bu yüzden beni istemiyorlardı.

"Gitmem gerek, kardeşim. Dünyada yeterince kaldım."

Onu başım ile onayladım. Donmuş insanların arasından bardan çıktık. Biraz ilerledikten sonra zaman aktı ve yanıma baktığımda A çoktan gitmişti.

***

Kaldığım pansiyondan çıkmadan önce küçük sırt çantamı bir kez daha kontrol ettim.

Kendi adıma olmayan kredi kartlarım, yine kendi adıma olmayan telefonum, küçük bir butikten aldığım birkaç kıyafet, Lucifer'ın bana dünyadayken hediye ettiği saat, birçok sigara paketi ve motorumun anahtarı...

Saati alıp zaman kaybetmeden koluma taktım. Ardından anahtarı da alıp çantayı kapattım ve sırtıma aldım. Hızla gerekli ödemeyi yapıp oradan ayrıldım.

Mayfanın işine çomak sokmuştum. Bir süre gizlensem iyi olacaktı. En azından başka bir şehre kaçana kadar.

Çok iyi bir bilgisayar mühendisiyseniz, bağlantılarınız varsa ve birçok sahte kimliğe sahipseniz saklanmanız o kadar da zor değildi. Yirmi yaşında gibi görünüyordum. Bu sayede birçok kez üniversite bitirmiştim. Birçok farklı bölüm.

Para konusuna gelince de ben asla işe girecek bir tip olmadım. Neden kadın avcısı olduğunu sanan abaza erkeklerin paralarını almayayım ki? Bu yüzden bir sürü param vardı. Onlardan alıp başka hesaplara aktarıyor sonra da nakit olarak kullanıyordum. Zaten isim olarak asla kim olduğumu bilmiyorlardı. Eh, bende de pek çok sahte kimlik vardı.

Motoruma atlayıp kaskımı taktım ve son hız şehir dışına sürdüm. Melekler Şehrinde işim bitmişti. Los Angeles bana yeterince yardımcı olmuştu. Şimdi yeni bir ülkede yeni bir kimlikle yeniden başlama zamanıydı.

Hep yaptığım gibi.

Ya da yapmak zorunda bırakıldığım gibi, öyle değil mi Tanrım?

***

Nasıldı?

Beğendiniz mi?

Biraz daha açıklama yaptım. Az çok kişiliği oturdu sanırım, Elena'nın.

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere...

Ruhsuz / ASKIDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin