Evet 10

88 11 4
                                    

<3

_______

Önceden sabahlara kadar tek başıma oturur şarkı dinlerdim yatağımda. Uykum gelse bile uyumazdım. Neden yaptığımı ben bile bilmiyorum ama rahat hissettiriyordu.

Küçükken kurduğum hayallerden biri de buydu. Sabaha kadar oturacaktım ve bana uyumamı söyleyecek birisi olmayacaktı. Çalışmam gerekmeyecekti çünkü zengin olacaktım. İnsanları sevecek, hayat dolu birisi olacaktım.

Sanırım bu hayali kurduğumda 10 ya da 11 yaşında olmalıydım. O zamanki çocuk akıllarından birisi işte. Yaşıtlarım meslek seçme arayışına girerken ben çalışmak istemediğimi söylerdim.

Ki bence haklıydım da. Neden kısacık ömrümde çalışıp da günlerimi harcayayım ki. Çalışmaktansa evde yatarak zaman geçirmek bana daha mantıklı geliyordu. Tembel olabilirdim. Hatta kılımı kıpırdatmaya bile üşeniyor olabilirdim. Kabul ediyordum.

Hayatım zaten zor bir ilerleyiş içerisindeyken bir de kendimi yoracak işler yaparak daha da yıpranamazdım. Para kazanıyordum da diyemezdim.

17-18 yaşlarında bir oyun tasarlayıp satmıştım. Yaklaşık bir senemi harcamıştım o oyuna. Oyunu piyasaya sürdüğüm günlerde baya ilgi görmüştü. Yurt dışından teklif aldığımda gayet de sevinmiştim. Oyunu Amerikalı bir iş adamına yaklaşık 1 milyar dolara satmıştım. Çok fazla giderim olmadığı için de hâlâ paranın yarısından fazlası duruyordu.

Önce evden sonra şehirden ayrılmış ve kendime yeni bir ev almıştım. İçini çok daha pahallı olmayan eşyalarla döşedikten sonra gayet de rahat bir hayat sürmeye başlamıştım. Ailem yanlarından ayrıldığımda çok sinirlenmişlerdi.

Sürekli hasta olduğumu ve sağlıklı düşünemediğimi söylemişlerdi. Dinlememiş ve onlara bir daha beni asla aramamalarını söylemiştim. Kendimi yalnız başıma bir hayat kurmaya inandırmıştım çünkü.

İlk seul'e geldiğimde çok zorlanmıştım. Tanıdığım insan yoktu ve kalacak yer bulamıyordum.

O zamanlar "o" diye bahsettiğim kişiyle tanışmış ve bana yardımcı olup hayatıma girmesine izin vermiştim. Şimdi geriye dönebilseydim eğer hayatıma girmesine izin vermez ve kendime 'senin kimseye ihtiyacın yok jisung ' derdim. Yada demezdim bilmiyorum.

Bana kalacak bir yer ayarladıktan sonra ev bulmuştu. Tabiiki o evden o gittikten sonra taşındım. Orda daha fazla durmamın bir anlamı yoktu.

İlk başlarda gayet de güzel anlaşırken ona aşık olmaya başladığımı farketmiştim. Kendimi durdurmaya çalıştım ama hiçbir çabam işe yaramadı. Her geçen gün kendimi ona daha fazla kaptırırken bulmuştum. Son çare olarak ona duygularımı açtım. Sonrasında ne olduğunu biliyorsunuz zaten.

Yediğim red ve terk edilme sonrası gerçekten bittiğimi hissetmiştim. O an hayat gerçekten çok zor gelmişti. Yaşamak istememiştim.

1 ay 2 ay derken bir baktım ki kendimi toparlayamıyorum içmeye başladım. Acımı hafifletmiyordu belki ama kısa bir süreliğine unutturuyordu. Kendimi dövdürdüm, zorla insanlarla kavga ettim. Sonra kendime gelmeye başladım. Kimse için kendimi üzmemem gerektiğini fark ettim ve toparlandım.

Yani kendim battım ve kendim çıktım da diyebiliriz. Hayatımın zor anlarında yanımda kimse yoktu. Bu yüzden şu an böyle bir olay yaşasam çok kolay çıkardım. Kimseye ihtiyacım olmazdı.

İnsanların zaafım olması düşüncesi beni korkutuyordu. Birisinin beni sevmesi düşüncesi garip geliyordu çünkü sevgi görmemiştim. Yapabileceğim bir şey yoktu.

Burdan sonrasını biliyorsunuz zaten. Siteye girdim, Minho bana cevap yazdı falan filan. Çok da kolay şeyler yaşamasam da şu an hayatım güzel gidiyordu. 6 tane birbirinden mükemmel arkadaşım vardı. Ve birde aşık olduğum bey. Burdan sonraki hayatımda beni ne bekliyordu bilmiyordum ama hayatı ve anı yaşamaya kararlıydım.

Evet °Minsung°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin