Evet 13

75 10 5
                                    

<3

__________

O gün yağmurun altındaki ilan-ı aşkımınzdan sonra eve dönerken bizimkilerle karşılaşmıştık.

İkimizin birden evden çıkmasından şüphelenmiş bizi takip etmişler. Söylediğimiz yaptığımız her şeyi kayıt altına almışlardı.

Benim takıldığım nokta bizi takip etmeleri değildi. Bangchan hyungun bile meraklı bir şekilde peşlerinden gelmesiydi. Bu beni baya güldürmüştü.

Neyse sonuç olarak topluca hasta olmuştuk. Yani jungkook ve Minho hariç.

Bünyeleri kuvvetliydi bu yüzden hasta olmamışlardı. Bize bakmak zorundaydılar. Bünyem hassas olduğu için sürekli ateşim çıkıyordu.

"Jisung güzelim iyi hoş da keşke dışarıda ilan-ı aşk yapmayı planlamasaydın. Bak hasta oldun. "

Ne zaman konuşmaya çalışsam öksürük tutuyordu o yüzden sadece kafa sallayabiliyordum. Seri sad.

"Bir şey olmaz bana. İyiyim merak etme bu kadar. "

Sinirli sinirli yüzüme baktı ve elindeki bezi sıkıp alnıma geri koydu.

"Bir de bir şey olmaz diyor ya. Kafayı yiyeceğim jisung beni delirtme. "

"Tamam ya ne kızıyorsun? "

Yattığım yerde biraz daha içe gömüldüm. Lee Minho tam bir öküzdü.

_____________

Tekrardan her şeyden nefret etmeye başlamıştım. Eski ben geri geliyordu sanırım. Durduk yere sinirleniyordum. İnsanların davranışları beni rahatsız ediyordu.

En çok da kendimden nefret ediyordum. Beynimin içindeki düşüncelerden.

Yedisi de yanımdaydı. Neden bu durumda olduğumu anlamaya çalışıyorlardı. Ben onlara söylemiştim. Benimle bir süre geçirdikten sonra onlar da nefret edeceklerdi benden. Diğer herkes gibi. Duygularımı da düşüncelerimi de kontrol edemiyordum.

Yazmak beni rahatlatıyordu. Evet yazmalı ve kağıdı buruşturup yakmalıydım. Başım ağrıyordu, midem bulanıyordu ama yazmam gerekiyordu.

Koltuktan kalktığımda diğerlerinin bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Korkuyorlardı, belki de korkmuyorlardı. Bilmiyordum. Sadece rahat bir nefes almak ve rahatlamak istiyordum. Birazcık da birilerine sarılmak. 

Köşede duran A4 kağıtlarımdan birini ve tükenmez kalemimi aldım ve çalışma masamın üzerine bıraktım. Başım deli gibi ağrıyordu. bu yüzden bir tane tütsü yaktım ve masanın  uç tarafına koydum. 

Korkuyorum. Hani Minho bana eski haline dönmenden korkuyorum demişti ya. İşte bende onun gibi korkuyorum. Yoruldum, sıkıldım, nefes almak zor gelmeye başladı. Belki onlara anlatırsam her şey düzelir. Yanımda olur bana bir yol gösterirler. Bilmiyorum. Canım yanıyor ama ortada bir sebep yok. Belkide içimde biriktirip dışa vurmadığım şeyler beni öldürüyordur. Minhoya nasıl hissettiğimi anlatmalı mıyım? Beni anlar mı? Yoksa yargılar mı? Sevdiğim insan beni yargılamaz değil mi? Sevgilim beni yargılamaz. O diğerleri gibi değil. Arkadaşlarım beni yargılamaz. Onlar diğerleri gibi değil. Yanılmak istemiyorum.

Telefonuma gelen bildirimle birlikte yazmayı bıraktım ve telefonumu elime aldım. Bizimkilerin aileleri bana mesaj atmıştı. 2 gündür eve gitmiyor benimle kalıyorlardı ve doğal olarak aileleri merak etmişti. Onlara haber vereceğimi söyleyen bir mesaj attım ve telefonumu kapattım. Yazmaya devam etmek istemiyordum. Bu yüzden kağıdı alıp banyoya geçtim. Üst dolaptan kibriti alıp yaktım ve sakince kağıdı buruşturup yaktım. İyi hissettiriyordu. 

Evet °Minsung°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin