Evet 20

54 11 7
                                    

<3

________

Dağ evine geleli 1 hafta oluyordu. Zaman biraz hızlı geçmişti. Sürekli eğlenmiş, oyunlar oynamış ve sohbet etmiştik. Tatili en yararlı şekilde kullanmaya çalışmıştık da diyebiliriz.

Saat 10.30'a geliyordu ama biz minho ile hâlâ yataktan kalkamamıştık. Ben yarım saat önce uyanmıştım ama minho hâlâ uyuyordu. Uykucu bir sevgilim vardı. Minik kedi.

Yüzünün her zerresini ezberlemek ve aklıma kazımak istiyordum. Bu yüzden ondan önce uyandığımda hep onu izliyordum.

Daha önce de dediğim gibi. Güzel ve eşsizdi. Sert imajının ardında minik bir kalbi ve sevecen bir kişiliği vardı. Tabii ki o da insanına göre muamele yapıyordu. Tanımadığı insanlara bir buz kütlesi kadar soğuk ve dondurucu davranıyordu.

Tanıdığı ve sevdiği insanlara ise yavru kedi gibiydi. Mutlu, güler yüzlü ve alçak gönüllüydü. Beni ona çeken şeylerden biri de buydu. Saygılıydı ve yardım severdi. Buraya gelmeden önce yaşlı bir çifte yardım ettiğini ve kadına bir buket gül aldığını görmüştüm.

Minho insanlar arasında en değerli olanı olabilirdi. Çocukları ve hayvanları severdi. Ve elinden geldiğince yardım ederdi. Ona ne zaman iyi bir insan olduğunu söylesem ve yaptığı güzel şeylerden bahsetsem utanır ve konu değiştirmeye çalışırdı.

Mütevazı birisiydi. Eğer ona yakın birisiyseniz onun yanında mutsuz olmanız imkansız gibi bir şeydi.

Elini belimden çekti. Sanırım uyanıyordu. Yada uyanmıştı. Emin değildim çünkü bazen uyandığında sırf onu izlemeye devam edeyim diye uyuyormuş gibi yapıyordu.

Kafasını kaldırıp gözlerini açmaya çalıştı. Şirin görünüyordu. 1-2 dakika kendine geldikten sonra ellerini belime geri sarıp başını göğsüme koydu ve geri yattı.

İlk defa göğsüme yatıyordu. Normalde ben onun göğsüne uzanırdım. Garip gelse de güzel hissettiriyordu.

"Kalbinin sesi çok güzel. "

Hafifçe gülümsedim. Uykulu sesi ile çok da tatlı değildi şahsen. Derinden çıkıyordu sesi ve dağılmış saçları ile pek de tatlı sayılmazdı. Imm şeydi biraz. Şey... Seksi? Aynen.

"Diğerleri uyandı mı? "

"Bilmiyorum içeri gitmedim. Sesleri de çıkmadığına göre uyuyorlardır hala. "

Hyunlix çiftinin uyanıp birbirlerini izlediğine emindim. Bir kaç sabah onları o şekilde yakalamıştım. Birbirlerine bakışları çok güzeldi. Narin, kırılgan ve sevgi dolu.

"Biz de kalkmayalım o zaman. Benim yerim rahat hiç kalkasım yok. "

"Olur kalmayalım ve kahvaltı da boş masayla bakışalım. "

"Off bunların acilen yemek yapmayı öğrenmesi gerekiyor. Her sabah kahvaltı hazırlamaktan bıktım. 6 tane çocuğum varmış gibi hissediyorum. "

Minho'nun isyanları gün geçtikçe daha da anlamlı bir hâl almaya başlıyordu. Her sabah kalkıp onlara kahvaltı hazırlıyorduk. Ve bu bir süre sonra sıkıcı gelmeye başlamıştı. Yataktan kalkmak istemiyorduk ama mecburduk.

"Sevgilim kalmamız lazım ve en kısa zamanda bunlara yemek yapmayı öğretmemiz lazım. Ne yapsak 'minho ile yemek yapmaya doğru' diye bir şey mi hazırlasak. "

"Olur bak fena fikir değil. Tava ile birlikte söylediğimi yanlış yapanın kafasına geçiririm. "

Olay gözümün önünde canlanınca anında kafamı hayır anlamında salladım.

Evet °Minsung°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin