Evet 18

69 8 7
                                    

<3

__________

"Hyung tatile gidelim lütfen~"

"Olmaz felix şu an işimiz var. "

Saatlerdir felix ve jeongin'in minhoya tatile gitmek için yalvarmalarını dinliyordum. Bende tatile gitmek istiyordum hem bize iyi gelebilirdi. Son zamanlarda çok gerilmiştik. Ama Minho bey ısrarla işimiz olduğunu bu yüzden de tatile şu an gidemeyeceğimizi söylüyordu.

"Minho ne gibi bir işimiz olabilir acaba da tatile gidemiyoruz?"

"Hyung hani bir işimiz vardı ya. Sen de biliyorsun onu. "

Kaş göz işaretleri ile anlaştıklarında Chan hyung 'haa' diyerek anladığını belirtti.

"Çocuklar bizim işimiz vardı hatta siz de biliyorsunuz. "

İkisi de aydınlanma yaşayınca durumdan şüphelenmedim değil. Ne işleri vardı benim bilmediğim acaba. Diğerleri de biliyor muydu? Yoksa sadece onlar mı biliyordu?

"Hyung hadi dışarı çıkalım. "

Jeongin koluma yapışıp beni dışarı sürüklediğinde ne olduğunu anlamamıştım. Az önce tatil için yalvaran çocuk gitmiş yerine beni dışarı sürükleyen çocuk gelmişti.

Jeongin dışarı çıkmayı pek sevmezdi. Benim gibi. Zorla dışarı çıkarttığımız zamanlar bile olurdu onu. Şimdi bu dışarı çıkma hevesini kırmak istemiyordum ama ortada bir işler döndüğü gerçeği beni tedirgin ediyordu.

"Hadi hyung bende geliyorum beraber gidelim. "

Felix de diğer koluma girince kaçış olmadığını anlayıp kendimi kaderime terkettim.

_________

Saatlerdir dışarıda dolaşıp duruyorduk. Az önce bir kafede çikolatalı pasta yemiştik ve şimdi de elimizde çikolatalı sütlerimizle dolaşıyorduk.

Adımlarımızı sahile doğru yönlendirdik. Kafa dinlemek güzeldi. Özellikle insanların pek uğramadığı bir sahilde kafa dinlemek daha güzeldi.

Denize yakın bir yere kumların üzerine oturup bağdaş kurduk. Böyle oturmayı seviyordum.

"Eee felix hyunjin ile nasıl gidiyor ilişkiniz? "

Heyecanlı bir şekilde bana döndü. Kendinden bir şeyler anlatırken çok seviniyordu.

"Hyung biliyor musun biz dün birlikte atlı karıncaya bindik. Çok güzeldi. Bana pamuk şeker ve civcivli peluş kazandı. "

Anlatırken gözlerinin içi parlıyordu adeta. Hyunjin'i gerçekten çok seviyordu ve onun mutlu olduğunu görüp hissetmek beni mutlu ediyordu.
"Yaa çok güzel. Çok tatlısınız zaten birlikte. Biriniz civciv gibi sapsarı diğeriniz simsiyah. "

"Hyunjin hyung o kadar becerikli miymiş ya? Oyuncak falan kazanmış."

Jeongin sırıtarak konuştuğunda felixle aynı anda 'jeongin' dedik. Gülümsemesi daha da genişlerken ellerimi saçlarına atıp açık kahve saçlarını dağıttım. Sevimliydi.

"Evet jeongin bende şaşırdım ama becerikliymiş. "

"Hıh becerikliyim ben bir kere tamam mı? Karşınızda hwang hyunjin var. "

Gelen sesle beraber üçümüzün kafası da arkaya döndü. Hyunjin gelmişti ama bizi nasıl bulmuştu?

"Nerden biliyordun burda olduğumuzu?"

" Sadece tahmin. "

Gelip felix'in yanına oturdu ve kolunu omzuna atıp onu kendine doğru çekti. Cidden çok sevimli görünüyorlardı.

Evet °Minsung°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin