Evet 33 °FİNAL°

71 8 6
                                    

<3

__________

"Jisung baba mutfakta bir şey var uçuyor ve çok korkunç! "

Mina bağırarak yanıma gelip bacağıma sarıldı. Kesin eve yine arı girmişti. Uzun süredir sürekli arılarla uğraşıyorduk. Eve giriyorlardı ve sonra da kendi başlarına çıkıyorlardı. Sanırım yakınlarda kovan vardı.

"Hmm arı olabilir mi acaba o korkunç uçan şey? "

"Hayır değil. Arıları artık tanıyabiliyorum ama o arı değildi. "

Eğilip minayı kucağıma aldım ve mutfağa doğru ilerledim. Kızımı korkutan şeyi bulmam gerekiyordu değil mi?

"Bak bak orda. "

Eliyle gösterdiği yere baktığımda korkunç diye nitelendirdiği şeyin kelebek olduğunu gördüm. Çok büyük sayılmazdı ama yine de korkunç olduğu minaya göre kesindi.

Onu kucağımdan indirip elime aldığım bardakla kelebeğe doğru ilerledim. Normalde uçan şeylerden korkardım. Sinek dahi olsa. Ama daha önce 1 tane daha kelebek kurtardığım için artık daha az korkuyorum da diyebilirdik.

Elimdeki bardakla ona zarar vermemeye çalışarak bardağın içine girmesini sağladım. Zarar görsün istemiyordum. Cinsi ne bilmiyordum. Bir sürü kelebek türü vardı ve sadece kanatlarında turuncu, siyah noktacıklar olan kelebeği tanıyordum. Yani canlı bir şekilde bir tek onu görmüştüm.

"Baba onu öldürüyor musun? "

"Hayır güzelim sadece dışarı salmak için bir süreliğine güvende tutmaya çalışıyorum. Burda uçup bir yerlere çarparsa kanatları zarar görebilir. "

Anladığına dair sesler çıkarttığında arkamı döndüm. Minho kapı pervazına yaslanmış kolları birbirine bağlı bir şekilde bizi izliyordu. Yüzünde tatlı bir tebessüm vardı.

"Ne yapıyorsunuz? "

"Jisung babam minik kelebeği dışarı çıkartıyor. "

"Minik kelebek mi? Az önce uçan kocaman korkunç şey değil miydi onun adı? "

"Hayır bir kere o onu görene kadardı akıllım. "

Minho eğilip minayı kucağına aldı ve tombiş yanağına kocaman öpücük kondurdu. Hadi ama bende o tombiş yanakları öpmek istiyordum.

"Zeka küpü bir kızımız var jisung. Onu yemeye ne dersin hm? "

Mina ne imâ ettiğimizi anlamış olacak ki gözleri kocaman olmuştu. Elimdeki kelebeği dışarı bıraktıktan sonra yanlarına geri dönüp minayı kucağıma aldım ve odamıza geçtim. Yemek zamanıydı. Minho da gelip arkamızdan kapıyı kapattı ve minayı ısırmaya başladı.

Minanın gülücük sesleri ve çığlık sesleri odayı doldururken oldukça eğleniyorduk.

"Jisung baba! "

Adımızı düzgün telafuz edememesi onu daha da tatlı hale getiriyordu.

"Ne jisung baba ben yiyorum seni burda. "

Minho yalandan kaşlarını çatıp minayı bıraktığında ben gıdıklamaya başlamıştım. Çığlık atarak gülmesi çok güzeldi. Çocuk sesleri çok tiz oluyordu ama minanın ki öyle değildi. Kulağa hoş geliyordu.

Ne kadar süre o şekilde eğlendik bilmiyorum ama huzuru en güzel şekilde tatmıştım.

___________

"Hyung şu tabağı masaya koyar mısın? "

Felix'in bana doğru uzattığı tabağı alıp diğerlerinin yanına masaya koydum. Sabah hepsinin işi(?) vardı ve evde değillerdi. Yaklaşık 1 saat önce gelmişlerdi ve akşam yemeği yiyecektik. Felix, Minho, jeongin ve ben sofrayı hazırlarken diğerleri içeride oturmuş minayla beraber çizgi film izliyordu. Yemekten sonra hep beraber çizgi film izleyecektik zaten.

Evet °Minsung°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin