<3
__________
Minho... Bana zarar gelmemesi için kendini nasıl öne atabilmişti. Daha yeni uyanmıştım. Söylediklerine göre uyandığımda kriz geçirmeyeyim diye 2 tane sakinleştirici yapmışlardı. Hiçbir şey hissetmiyordum. Düşünemiyordum. Tek bildiğim şey sakinleştiricilerin etkisi geçtiğinde hastaneyi ayağa kaldıracağımdı.
Odaya giren bangchan ile kafam kapıya döndü. Neden gelmişti?
"Jisung iyi misin? "
Boş gözlerle ona bakmaya devam ettim. Konuşmak istemiyordum. Konuşursam susamazdım. Bağırır, çağırır, ağlardım. Kafamı ters yöne çevirdim. Artık yüzümü göremiyordu.
"Tamam. Gidiyorum bir ihtiyacın olursa çağırman yeterli. "
Birşey söylemedim. Ne diyecektim ki. Sevgilim ölecek ama ben sizden bir şey istiyorum mu? Saçmalık. Minhoya bir şey olursa ve o komadan çıkamazsa kendimi öldürecektim. Yaşama tutunma sebebim o iken o olmadan nasıl yaşayabilirdim ki.
Gözlerimi yumdum ve düzensiz atan kalbimin sesini dinledim. Neden evden çıkmıştık ki. Hani rüyaların tersi çıkıyordu? Yalandı işte. Rüyaların tersi çıkabilirdi ama kabusların tersi çıkmıyordu.
Canımın acısını yeni yeni hissetmeye başladığımda gözlerim doldu. Hisslerim yeni yeni yerine oturuyordu sanki.
Üzedimdeki hastane önlüğünü ve elimdeki serumu görmezden gelerek ayağa kalktım. Benim ona gitmem lazımdı. Burda yatmam değil. Birden ayağa kalktığım için başım dönmüştü umursamadım.
Gözümde biriken yaşlar önümü görmemi engellese de pes etmeyece hiç niyetim yoktu. Sevgilimi gidip görecektim.
Yoğun bakım ünitesinin olduğu koridora girdiğimde anne ve babamızı gördüm. Yıkılmışlardı. Diğerleri nerde bilmiyordum.
Elim ayağım titriyordu her adım atışımda kalbim daha da şiddetli çarpıyordu. Korkuyordum. Eğer odada değilse ve bana yalan söylüyorlarsa ne yapacaktım?
Odanın camına yaklaşıp elimi cama koydum. Yaşlar gözlerimden süzülüyordu. Nefes alamıyordum. Sanki bir şey ciğerlerime baskı yapıyordu.
"Jisung? "
Annemin sesini duyunca elimi camdan çekip titreyen bacaklarımla ona döndüm. Ağlıyordu. Hıçkırarak ağlamamak için kendimi sıkıyordum.
"Ben-"
Konuşmama izin vermeden beni kendine çekip sarıldığında hıçkırıklarım kendini saldı. Çok bile sıkmıştım kendimi. Ellerimi beline bağlayıp bende ona sarıldım.
"Şşş jisung ağlama oğlum. Minho duyarsa üzülür. İyileşecek o korkma. "
Kendisi de ağlıyordu ama beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Minho uyanmak zorundaydı. Beni, bizi bırakıp gidemezdi.
"Anne o, o beni kurtarmak için-"
"Jisung. Ağlama oğlum. Kendini de suçlama. Sen onun için çok değerlisin ki kendini öne atmış. Ona bir şey olmayacak korkma. "
Kafamı sallayıp kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Böyle yaparak onları daha çok üzerdim. Zordu ama dayanmak zorundaydım.
Babam ikimize de yaklaşıp sarıldı. Onlar bana anne, baba sevgisi veriyorlarken ben onları oğullarından kopartıyormuş gibi hissediyordum.
"Jisung oğlum aklından ne geçiyor bilmiyorum ama hiçbiri senin suçun değil. Olacağım vardı ve oldu. "
Gözlerim tekrar dolarken kendimi ağlamamak için sıkıyordum. Onlardan ayrılıp yoğun bakım camının önündeki duvara yaslanıp yere çöktüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evet °Minsung°
Fanfiction"Eğer o gün bana mesaj atmasaydın ben yalnız bir hayat sürmeye devam ederdim Minho. Sen benim kurtarıcımsın, her şeyimsin. " 23.06.21 Başlama Tarihi