KEYİFLİ OKUMALAR
****
AFRA'NIN AĞZINDAN:Zihnim büyük bir boşluğun arasında ileri geri savrulup dururken başımda olan karıncalanma ve baş ağrısı ile gözlerimi aralayıp birkaç saniye boyunca tavana bakındıktan sonra aklıma gelen son yaşadıklarım ile hızlıca yattığım yataktan doğrulmuştum.
Yaptığım ani haraket yüzünden karnım ve kasıklarımın arasına sıcacık bir sancı girerken elim ile kasığıma baskı uygulayıp çektiğim acı yüzünden gözlerimi sıkı sıkı yumarak Sancak'ın dikkatini çekmemek için sesimi çıkarmamaya çalışıyordum.
Birkaç dakika boyunca karnımı elim ile ovalayıp bir çare bulmaya çalışırken içimden de "umarım bir anlık dalgınlık ile bebeklerime birşey olmaz" diye de dua ediyordum.
"Özür dilerim canlarım, bir anlık dikkatsizliğim yüzünden canınızı yaktım. Affedin annenizi." gözlerim dolup sesim titrerken şuan ki düştüğüm duruma lanet ediyordum.
"Babanız bizi alacak buradan, asla bırakmaz ki. Hem bizsiz yaşayamaz, bizi çok seviyor. Söz veriyorum annecim en kısa sürede evimize döneceğiz." hıçkıra hıçkıra ağlarken ne kadar kendime güçlü dur diye telkinler versemde olmuyordu, gücüm yavaş yavaş tükeniyordu.
Titreyen sesim ile cümlelerime devam ederken bir andan da sesimi kimse duymaması için oldukça çaba sarf ediyordum.
" Hem siz kimsenin dediğine bakmayın, it falan değilsiniz. Siz babanızla benim canımsınız, kanımsınız. Biz sizi çok seviyoruz. Ve anneniz size söz veriyor ki nolursa olsun dördünüze de bişey olmadan sağ salim doğacaksınız.
Anne sözü....
Kasıklarımın içerisinde baş gösteren sancılar yavaş yavaş dinerken şuan nerede olduğuma bakmak için pencerenin önüne doğru gidince iki katlı evin koskocaman bir bahçenin içerisinde olduğu anlamıştım.
Camın dışarısından etrafa bakındığım zaman orman yolunun içerisinde yapılmış bir ev olduğunu anlamıştım. Yani bu da demek oluyordu ki burdan kaçmam iyice çıkmaza girmişti. Kendimden önce düşünmem gereken dört tane bebeğim vardı, buradan kaçmaya çalışırsam ilk onlara zarar gelecekti ve kuzu kuzu oturup beni bulmaları daha da mantıklıydı.
Çaresizce arkama dönüp odanın içerisine baktığım zaman tek kişilik bir yatak ve dolaptan başka hiçbir şey yoktu. Dolabın üzerinde camdan ayna kaldırılmış ama izi kendini belli ediyordu.
Kapıya gitme gereksinimi bile hiç hissetmeden yatağa oturup yatar pozisyona geçip olanları düşünmeye başlamıştım. Buradan nasıl kurtulacaktım hiçbir fikrim yoktu ama, Sancak'ın bana sunduğu iki teklifinde asla oluru yoktu.
Benim bebeklerimin babası Demirdi ve öylede kalacaktı. Buradan bizi kurtarıp bebeklerimizi beraber büyütecektik.
Elimi karnıma koyup olduğum yere ovalayıp dururken ağrım az da olsa kendini göstermesi beni oldukça endişelendiriyordu. Ben elim ile karnımı ovalamaya devam ederken kapı bana sorulmadan açılmıştı.
Hayır madem beni kaçırıp buraya kapatıyorsunuz bari özel alana saygınız olsun...
Sancak içeri girip benim yataktaki halime bakınca yanıma doğru yaklaşıp elini karnıma doğru getirecekken bana hiç bir sebeple dokunmasını istemediğim için kendimi geri çekip belli etmiştim.
"Neyin var ağrın falan varsa söyle. O piçler gram umrumda değil ölseler de üzülmem ama, senin canının acımasını istemiyorum."
"Biliyor musun asıl piç olan sensin benim masum bebeklerim değil. Sen evli bir kadını kaçıracak kadar adi bir insansın. Ve eğer ki bir daha bebeklerim hakkında kötü bişey diyecek olursan yemin ederim ki öldürürüm seni. Beni bebeklerimi öldürmek ile tehdit etme, bu istediğini asla yapamazsın. Onlara bişey olması için önce gelip bana zarar vermen lazım. " gözlerimden geçen kesit ve net ifadeyi görünce benim ona bu kadar çıkışacağımı düşünmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERESTİŞ(+18)
Любовные романы"İSTEMİYORUM"diye bağırdım karşımdaki adını bile adam akıllı bilmediğim ama benimle evlenmek isteyen adama doğru. Hem bir katile hem de bir mafyaya görünümlü kişiye bağırmak ne kadar doğru siz düşünün bakalım. "Tamam, sen bilirsin ailenden önce kim...