KEYİFLİ OKUMALAR
****
Ayrılan dudaklarımız ile nefes nefese onun dudakları arasında soluklanırken elleri dümdüz karnıma bulup şükrediyordu."Sizi çok çok seviyorum. Hayatımda olman bile benim için bir mucizeyken şimdi bana, bu eve iki melek daha eklendi. Sana, size ölürüm ben."
"Onlarda eminim ki babalarını çok seviyorlardır ve hep de sevecekler." elleri yanaklarımdan kayıp saçlarıma kayarken önüme gelen tutamları önden arkaya doğru atıp açılan boynuma ufak bir buseden sonra derince koklamıştı.
"Hadi bakalım gel gidiyoruz. Sen ve bebeklerimizin doyması gerek. Sonra yıkarız seni olur mu?" beni tekrardan kucağına alıp odadan çıkartırken bırakmayacağını bildiğim için ellerimi boynuna sarıp kafamı göğsüne yaslamıştım.
Aşağıya beraber indiğimiz zaman hazır olan yemek masasına önce beni bıraktıktan sonra kendi yerine geçmeden tabağıma herşeyden doldurmuştu. Karnım feci bir şekilde acıktığı için elime kaşığımı alıp önümdeki buharı tüten kremalı mantar çorbasını içmeye başlamıştım.
Hamileliğimden kaynaklı o kadar çok iştahım açılmıştı ki gözüm kapalı önümdeki yemekleri yerken eminim ki çok fazla kalmadan bir dünya kilo alacaktım. Çorbam bittikten sonra elime çatalımı alıp tabağın içindekiyi mantıyı yerken nereden baksam iki tabaklık mantıyı çoktan mideme indirmiştim.
"Güzelim ben senin bu kadar yiyeceğini bilseydim daha fazla hazırlatırdım. Hem yakında tombiş tombiş olursun belim ağrır taşırken." elimden bıraktığım çatal ile dedikleri ile yüzüm asılıp dudaklarım büzüşürken yanan gözlerim ile ağladı ağlayacak kıvama gelmiştim.
"Hey güzelim dur bak sakın, niye sulandı o güzel gözlerin." cümleleri ile daha çok üzülürken yanaklarımdan yaşlar akarken yerinden kalkıp koşarcasına hemen yanıma gelmişti.
"Birtanem istediğini istediğin kadar ye, hiçbir sıkıntı yok. O anlamda demedim ki sana. Hem sen şişman olsan bile ben seni severim."
"Ha ben şişmanım bunu demek istiyorsun yani bana." inanamıyormuş gibi gözlerini büyütüp bana bakarken elleri ile gözlerimdeki yaşları silmişti.
"Güzelim ben onu demek istemedim ki sana. Eğlenelim diye dedim ama sen boşver hiç bişey demedim say." küskünce omuzlarımı indirip kaldırdıktan sonra ne kadar üzgün de olsam elime çatalımı alıp mantımı yemeye devam etmiştim.
Hamileydim sonuçta değil mi? Benim bol bol yemek yiyip de bebeklerimi beslememem gerekiyordu. Onlar içindi herşey. Saçlarıma öpücük bırakıp kulağıma fısıldarken ellerim ile yüzümü kurulayıp yemeğime devam etmiştim.
Benim hem kızıp hemde yemek yememe gülerek bakarken yemek yesemde onu gıcık edecek bişey bulmaya çalışıyordum. Aklıma gelen sinsi fikir ile ağzımda ki yemeği afiyetle çiğneyip suyumu da içtikten sonra gülen yüzüm ile ona bakıp dikkatini çekmiştim.
Az önce ki ağlayan ve şimdi gülen yüzüme şaşkın şaşkın bakarken tatlı tatlı mırıldanmıştım.
"Sen şimdi hatta az önce bana şişman dedin değil mi?"
"Demedim demedim birşey ben"
"Yok yok dedin ben duydum. İşte ceza olarak üç gün koltukta yat, bende bebeklerim ile rahat rahat uyuyayım." şok olup açılan gözleri ile ciddiliğimi sorgularken kendimden emin halime bakıp ciddi olduğumu nihayet farkedince yavru kedi gibi beni ikna etmeye çalışıyordu.
"Asla olmaz Afra, ben senin kokun olmadan uyuyam ki. Hem senin yanım benim yanım. Başka bir ceza ver bana razıyım." dilimi damağımda şıklatıp tabiki de onu onaylamamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERESTİŞ(+18)
Romance"İSTEMİYORUM"diye bağırdım karşımdaki adını bile adam akıllı bilmediğim ama benimle evlenmek isteyen adama doğru. Hem bir katile hem de bir mafyaya görünümlü kişiye bağırmak ne kadar doğru siz düşünün bakalım. "Tamam, sen bilirsin ailenden önce kim...