KEYİFLİ OKUMALAR
****
Neyin günahıydı benim şuan ki yaşadığım durum?! Kimin, neyin suçunu çekiyordum şuan ben? Canım çok acıyordu, dayanamıyordum hatta.Demir'in karşısında o kadar aciz kalıyordum ki elimden hiç bişey gelmiyordu.
Demir Ulubaşoğlu, koca bir imparator gibi ne istiyorsa elde ediyordu, tıpkı beni de elde ettiği gibi. Bu durum gururuma çok dokunuyordu, ama susmak zorundaydım. Bunun da tek sebebi ailemdi, onlar için susmak zorunda idim...
Beni ailemle tehdit etmeseydi eğer, bu durumun içinde onlar olmasaydı asla kabul etmezdim zaten teklifini ama ailemi tehlikeye atmam imkansızdı.
Verdiğim kararın şuan doğruluğunu kendi içimde sorguluyordum. Acaba doğru mu yoksa yanlış mı yaptım diye. Zaten vermiştim kararımı artık hiç birşey değişmezdi ya artık. Şuan tek emin olduğum aileme zarar gelmeyeceğiydi.
Teklifini kabul ettikten sonra aileme hiç bir şekilde zarar vermeyeceğini net bir şekilde ifade etmişti.
Onunla evleneceğimi söylediğimde gözlerinin içi parıldamıştı. Davranışları ve haraketleri sert olsada içten içe memnun olan gözlerini görmüştüm.
Önce iki elimi de koklayarak öpüp, daha sonra ise beni kendine katarcasına sıkı sıkı sarılmıştı. Başımın üzerindeki dudakları haraketlenince birşeyler fısıldadığını anlamıştım fakat ne dediğini tam olarak anlayamadım.
Ellerimden nazikçe tutup beni ayağa kaldırıp odadan çıkartmıştı. Odadan çıktığımız zaman evde çalışan genç bir kadına odadaki pis şişeleri alıp hiç bir fotoğrafa zarar verilmeden temizlemeleri gerektiğini söylemişti.
Benim dışımda herkese oldukça sert ve katı davranıyordu. Başkası ile konuşurken suratında mimik bile oynamıyordu. Sadece bizim tek olduğumuz yerlerde yüzündeki katil maskesini çıkartıp bana iyi davranıyordu.
Demir'in karşısındaki insanlar korkudan kafalarını bile yerden kaldıramıyorlardı. O da zaten insanların üzerinde böyle bir otoriter kurduğu için gayet mutluydu.
Şuan içim yangın yeriydi. Kalbim cayır cayır yanıyordu. Her defasında ailem için yapmak zorundaydım diye kendime hatırlatıyordum ama olmuyordu. Boğazımda kocaman bir düğüm vardı ağzımı açsam içim çıkana kadar ağlayacaktım, lakin yanımda olan adamı sinirlendirmemek için susuyordum.
Birazdan ailemin yanına gidecektik. Evleneceğimizi aileme duyurmak için Demir de benim yanımda olacaktı.
Nasıl bir tepki vereceklerdi çok merak ediyordum açıkçası. Kesin annem ve babam bana çok kızacaklardı ama herşey onların iyilikleri içindi.
Ailemin yanına gideceğimizi duyunca günler sonra ilk defa yüzüm gülmüştü. Onları o kadar çok özlemiştim ki, evlendiğim zaman onlarsız durmuya nasıl alışacaktım acaba.
Demir benim yüzümün güldüğünü görünce yanaklarım da çıkan gamzeleri okşamıştı. Tabi benim onun elini itmem ile sakinliği kısa sürmüştü.
Yaptığım davranışlarıma ters ters bakıp zaten çatık olan kaşlarını biraz daha çatmıştı, mümkünmüş gibi! Ellerimden tutup salonda ki yemek masasına bizi oturmuştu. Şuan sofrada en sevdiğim yemekler vardı ama hiç iştahım yoktu.
Elimde ki çatalla önümde duran mantıyı tavuk gibi didikliyordum. Maşallah önümüzde bir orduyu doyuracak kadar yemek vardı.
Ne gerek varsa bu kadar yemeğe, hepsi israf oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERESTİŞ(+18)
Romance"İSTEMİYORUM"diye bağırdım karşımdaki adını bile adam akıllı bilmediğim ama benimle evlenmek isteyen adama doğru. Hem bir katile hem de bir mafyaya görünümlü kişiye bağırmak ne kadar doğru siz düşünün bakalım. "Tamam, sen bilirsin ailenden önce kim...