17.BÖLÜM PART I: TEHLİKE

22.2K 712 591
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR
***
Demir'in Ağzından ;

Afra'm gül goncam...

Adı gibi saf, berrak, temiz karım...

Bir insan bir başka insanı gerçekten taparcasına sevebilir miydi şu hayatta? Ölüp de öldürebilecek kadar onu sevmem normal miydi benim.

O kadar çok değer verip seviyordum ki onu, kelimeler aşkımın yanında kifayetsiz kalıyordu benim.Bedenimin içinde olan ufacık bir kalp Afra'm ile doluydu benim, o varsa bende vardım şu dünyada. Onsuzluk beynimin içine bastırılan iğne gibiydi, acı verici...

Ona olan sevgim öyle büyüktü ki, değil başka insanlardan kendimden bile kıskanıyordum ben onu. Aldığım nefes, içtiğim su, hepsi oydu benim için. Kalbimin tamamı oydu ki benim. Hepsi onunla bir bütün olmuştu, onun olmadığı şu dünyada benim yaşamam da çok gereksizdi ki. İleride, yakın zamanlarda Aframa benzer bir bebek  olduğu zaman şu hayatta var olmam için bir sebebim daha olacaktı. Düşünüyordum bebek mevzusu açıldığından beri, ona annelik çok ama çok yakışırdı.

Önce büyümüş karnı ile, sonra bebeğimizi kendi emzirirken yada göğsüne yatırıp uyutmaya çalışırken tam bir melek gibi olurdu, benim meleğim...

Bebek konusunda bencil bir erkek gibi davranıp bu konuda ona ısrar etmeyecektim. Zaten kendisi daha on sekiz yaşındaydı, henüz kendisi ufacık bir çiçekken bazı sorumlulukları sırtına yükleyerek asla ama asla onu soldurmayacaktım.

Önce kendisi benimle birlikte büyüyüp eline mesleğini alacaktı. Okumak istediğini gayet iyi biliyordum, eğer o istiyorsa da zaten geri kalan herşey boştu... Elbette izin verip arkasında ona destek çıkıp da eline mesleğini alıp mutlu olmasını sağlayacaktım. Bu lafların benden çıkması bazen gerçekten çok imkansızdı, benim gibi mafya olan eli kolu en pis işlere bulaşmış bir adamın sevdiği kadının karşısında dizleri üzerine çökmesi oldukça garipti...

Bundan zerre kadar da pişman değildim, önünde diz çökebileceğim tek varlığım oydu benim bu pis dünyada. Son zamanlarda yaşadığımız güzel zamanları aklıma getirince yüzümde yeni yetme ergenler gibi gülümseme olup otuz iki diş sırıtmamı sağlıyordu.

Ona ilk başta bakir olduğumu söyleyince yüzündeki şapşal ifade ne kadar gülmemi dürtüklese de kızmasın bana diye dudağımın içine ısırarak kendimi durdurmuştum. Ona bu kadar aşıkken başka bir kadına dokunup onu ihtiyaçlarım için kullanmam hiçbir erkekliğe sığmazdı, biz erkeklerin ihtiyaçları olduğu gibi kadınların da vardı elbette.

Böyle saçma sapan bir nedenin arkasına sığınarak ne aşkıma, ne sevdiğim kadına ne de gelecek hayatımıza kara leke gibi sunmayacaktım bunu.

Ben bu hayatta ve öteki cihanda da tek onu sevecek, bedenim de kalbimde ve ruhumda tek onun için var olacaktı.

Güya çalışmaya diye çıktığım evden boşu boşuna çıktığımı farkediyordum. Holdinge geldiğim andan itibaren bir tane dosya kapağı bile açamamış sadece koltuğa yaslanarak güzel karımı, gül goncamı düşünüyordum. O kadar çok masum ve temizdi ki benim pisliğimin asla ona sıçramasına izin vermeyecektim.

O kadar çok kırılgan ve narindi ki şuan her dediğim lafı aklımda tartıp ağzımdan öyle çıkartıyordum. Kötü birşey yapıp minicik kalbinin bana küsmesini asla istemiyordum.

PERESTİŞ(+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin