13.BÖLÜM:TUTKU

55K 1.1K 923
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR
****
Önümdeki Demir'in iri cüssesi ile bu durumda nasıl vakit kazanmam gerektiğini bulmaya çalışıyordum. Gözlerinde gördüğüm arzu ve tutku ikimize de bu gece kül edecekti. Beni istiyordu, farkındaydım. Tüm düğün ve kına boyunca bedenime bakıp bakıp da durmadan bana göz kırpmıştı. Arsızdı işte ne olacak, işim vardı bu adamla benim. Hemde çok işim vardı.

Benim için bu gece olup bitmesi daha da iyiydi, biliyordum çünkü Demirle asla boşanmayacaktık. Bu duruma artık kendimi alıştırmaya çalışıyordum o yüzden. Sadece üzerimde korku ve utanç olduğu için az da olsa kendime zaman kazandırmak istiyordum. Demir'in belimden tutup da kendi bedenine yaslaması ile beynimin içinde kurduğum senaryoları susturup gerçek hayata ışınlanmıştım. Belimdeki eli beni rahatlamak için aşağı yukarı okşuyordu.

Gözlerinde ise çözümleyemediğim binbir duygu vardı. Merhamet, aşk, tutku, özlem, sahiplenmek ve daha niceleri... Yüzünü bana yavaşca yaklaştırıp da burnunu yanağım boyunca sürtmeye başlamıştı. Gözlerimi kapatıp da bu hayatım boyunca yaşayacağım durumlara kendimi alıştırmaya çalışıyordum, belkide ben farketmeden de olsa çoktan alışmıştım. Kokumu içine çekerken buz kesmiş ellerim bir umut sıcak kollarına tutunarak kendine sıcaklık arıyordu.

"Afra'm, cennet kokulum, mis kokulum. Ölürüm sana ben, ölürüm. Kimsenin önünde diz çökmeyen kalbim senin emrine amade oluyor. Herkesle savaşırım, ama sana hep mağlubum ben." beni bu kadar nasıl sevmeyi başarıyordu, cidden anlamıyordum. Ona dediklerim onca laftan sonra hala beni ölesiye seviyordu. Dediklerim yüzünden kendi dilimi ısırmıştım şuan. Onun da dediği gibi tek bir şans versem ufacık kalbim sonradan üzülür müydü ki. Demir beni bu kadar çok seviyorken bence üzülmezdi. Ona onun kalbini bayram ettirmek için ufak bir tebessüm gönderdiği zaman gözlerinin içi gülüp yanağımdan öpüp ısırmıştı.

Demir benim sevgime muhtaçtı, bu hayatta herşeyi parası ile satın alabilecek güçteyken o benim sevgimi istiyordu. Belki sevebilirdim onu, en azından denerdim. Belki... değişirdi o da benim sevgim buz tutmuş kalbini ateşe verebilirdi kim bilir. Yanağıma son bir kez daha öpücük kondurduktan sonra üzerindeki ceketin iç cebinden evlilik cüzdanını çıkarıp dev gibi yatağın iki yanlarındaki komidinin üstüne bırakmıştı. Düğünde memur elime verdikten sonra kendi elimden alıp sanki herşey gerçekmiş gibi tekrardan kendisi de incelenmişti. O an yaptıklarına sadece göz devirmiştim.

Üzerindeki ceketi çıkarıp koltuğun üzerine attıktan sonra arkasını dönüp hala odanın içinde salak gibi dikilen benim yanıma gelmişti. Belimden tutup kendine çektikten sonra kafasını boynuma koyarak beni arkamdaki yatağa doğru ilerletmişti.

Yavaş yavaş arkamızdaki yatağa doğru ilerlerken aklımda dönüp duran planları sıraya koyuyordum. Bana koala gibi yapışan Demir'i azda olsa uzaklaştırmaya çalışırken aklıma gelen ilk şeyi söylemiştim.

"Demir, demir bizim şey yapmamız lazım." Allah belanı Afra, olayı toplayayım derken daha da güzel bir şekilde batırıyordum. Dediğim lafı yanlış anladığı için beni kendine iyice bastırıp kalçamı sıkmaya başlamıştı.
"Sevişmemiz lazım değil mi karıcım. Sende haklısın, hadi gel sevişelim ben asla karşı çıkmam. İsteğini yapmak da özgürsün bana güzelim. Ben seninim." bir dakika şu sıraladılarına sinsi sinsi gülüp konuşmuştum.

"Hayır tabikide Demir herşeyin bir sırası var, dini nikah olmadan olmaz." küskence göğüslerimin altında topladığım kollarıma bakış attıktan sonra sinirli sinirli bana bakıyordu. Hayır yani ne var bunda sinirlenecek.
"Yavrum, gece gece nerden bulayım ben sana hocayı. Gel bak sen kocanın yanına,ben yarın hallederim dini nikahımızı." arsız kuduruk. Dediklerine onu itip yatağın diğer tarafına geçerek tabiri caizse çığlık atarak cevap vermiştim.

PERESTİŞ(+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin