KEYİFLİ OKUMALAR
****
İçimde olan koca bir Demir...Hala alev alan bir beden...
Kalbim kuşatılan bir gemi...
Kalbim Demir Ulubaşoğlu sayesinde dört bir yandan kuşatılırken rotayı çoktan Demir'in kalbine inşa etmiştim.
Kaybediyorum. Demir'e yeniliyordum ben. En güzel yenilgi bu olsa gerekti.
Ufak ve yaramaz bir fare gibi boşluk bulup aşkından, sevgisinden ve tutkusundan kaçmaya çalışırken kapana kısılıyordum her defasında...
Sevmemeye yemin biçtiğim adamı sevmek, hoşlanmak veya alışmak adı her neyse beni gurursuz bir kadın yapar mıydı?
Her ne olursa olsun ben bu savaşı gönülden kaybetmek istiyordum zaten. Demir'e mağlup olup onun kolları arasında olmayı çokca istiyordum hemde.
Hala içimde olan Demir'in,saçlarını tutup okşarken içime akan süt beyazı gibi olan sıvı taşmış bordo renginde olan saten çarşafa birkaç damlasını akıtmıştı. Bacaklarım ona sonuna kadar açılırken üzerimizde belli belirsiz bizi örten bir örtü dışında hiç birşey yoktu. Etrafa bakındığım zaman ise heryer heryerdeydi. Kıyafetler ve iç çamaşırları yatakların yanında, komidinin üstüne olan biblolar ise Demir'in vahşi tavırlarına dayanamayıp yerlere savrulurken odada pek bir sağlam eşya kalmamışken birbirine girmişlerdi.
Bembeyaz tenimin üzerinde olan diş izleri ve morlukları şimdi fark ediyor ve bunlar oluşurken ki acısını bile hiç anımsamıyordum. Bacaklarım, göğsüm, boyun kısımlarım hatta kadınlığımda olan morluklar olduğu yerin emilmesinden dolayı olmuştu.
Uyamadığını biliyordum, sadece beni iliklerime kadar hissetmek istediğini söyleyip içimden çıkmadan üzerime çok da fazla ağırlığını vermeden uzanmıştı.
Acaba ona hissettirmeden kalkabilir miydim altından, bence kalkardım. İnşallah yani...
Altında kımıldayıp sağa sola doğru oynamaya başladığım zaman kalçamdan tutup beni yatağa sabitleyip derin nefeslerine geri dönmüştü. İçimde büyüyüp de seğiren cinsel organını hissedince cidden kötü bir hamle yaptığımı anlamıştım.
Göğsüme son bir öpücük kondurduktan sonra içimden çıkmadan kalkıp yüzüme baktığı zaman burnuma öpücük kondurup gecenin serin ayazında bahçe ışıkları gelen yüzüme bakıyordu.
"Kara sevdam benim, bence hiç kımıldama senin için hiç iyi olmaz çünkü." Kara sevdam demişti bana. Her geçen gün yeni birşey söyleyip göğsümü kuşun kanatları gibi pır pır ettirince utanıp ne diyeceğimi şaşırmıştım lakin meraklı gözlerle benden bir cevap bekleyen haline kıyamayıp dudaklarımı konuşmak için aralamıştım.
"Ben isteyerek yapmadım ama Demir, yanlışlıkla oldu. Artık çıkarsan çok iyi olur dinlenmek istiyorum." sesimin tüm titreşimlerinden derin bir uyku akarken kedi gibi resmen miyavlamıştım. Ay artık yavaş yavaş gözden kaybolup yerini aydınlığına bırakmaya başlarken Demir benim şu halime kıyamayıp alnıma bir öpücük bırakıp içimden çıktığı zaman kasıklarımdan başlayıp tüm bedenimin içinde kol gezen o ağrıyı hissetmiştim.
Kasıklarımda feci derecede sızlama ve yanma hissi vardı ki şu son günler aklıma gelince pek de bu durumu yadırgamadım doğrusu. Ellerim refleks olarak ağrının vermiş olduğu tepki ile karnıma doğru sarılırken Demir benden önce benim halimi anlamış içimden çıktığı gibi üzerinde olan çarşafı kenara atıp dizlerimin hemen yanına gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERESTİŞ(+18)
Storie d'amore"İSTEMİYORUM"diye bağırdım karşımdaki adını bile adam akıllı bilmediğim ama benimle evlenmek isteyen adama doğru. Hem bir katile hem de bir mafyaya görünümlü kişiye bağırmak ne kadar doğru siz düşünün bakalım. "Tamam, sen bilirsin ailenden önce kim...