Bölüm 15 : İnanç

62 8 0
                                    

... Freddy'nin gözünden ...

Sanki müebbet yemiş bir mahkumun hapishaneden kaçması gibi, İskeletler Diyarı'ndan kaçabilmiştim nihayetinde. Artık özgürdüm! Yere düştüğümde yerdeki çimin ellerime verdiği his hoşuma gidiyordu. Yüzüm her ne kadar toprak yüzünden kirlenmiş olsa bile bunu bile sevmeye başlamıştım. 

Gülümseyerek ayağa kalktım ve güneşe baktım. İçeride sadece birkaç saattir hapis kalmıştım. Ancak yıllar gibi hissettirmişti. Öyle bir kasvetli havası vardı ki, insana "Buradan çıktığımda geriye döndüğüm dünya buradan daha iyi mi olacak?" diye şüpheye düşürüyordu insanı. Ve evet, ben de düşmüştüm.

Birkaç saniye soluklandıktan sonra "Khazendirök!" diye bağırdım. Ardından arkamda bir atın kişnemesini duyarak irkildim.

"Sen de kimsin?" diye sordu.

"Emily ile birlikte giren son misafirlerden biriyim." dedim soluk soluğa.

"Ama anlamıyorum, sen çıkabildin de Emily neden çıkamadı?" diye sordu şaşkınlıkla. 

"Emily... Büyük bir fedakarlık yaptı. Bunu geri döndürebilir misin bilmiyorum ama seninle birlikte geliyorum." diyerek cebimdeki gümüş anahtarı çıkartıp ona verdim. 

"Emily ne yaptı? Nasıl bir fedakarlık?" diye sordu. "Ayrıca sen beni nasıl tanıyorsun?"

"İçeride epey bir şey öğrendik." dedim hala anahtarı uzatırken. "Khazendirök, Pomatrik Emily'yi aldı. Aldı derken, kendi iradesi altına aldı demek istiyorum. O da onun iskeletlerinden biri oldu."

"Ama bunu neden yaptı?" diye sordu üzüntülü bir şekilde.

"Son misafirler olduğumuz için Pomatrik farklı bir şey uyguladı bize." diye başladım anlatmaya. "Ayrıca Emily bakire ve günahsız olduğu için ona dokunamıyordu. Bu yüzden, söz hakkını ona vererek bana işkence etmeye başladı. Uzun bir işkenceden sonra Emily ona durmasını söyledi. Ve kendini ona sunması karşılığında beni bırakmasını istedi."

"Lanet olsun!" diye bağırdıktan sonra yerdeki kayaya tekme attı sinirle. "Tam da onun istediğini yapmışsınız. Çünkü herhangi birinin çıkması değil de, günahsız ve bakir birinin dışarı çıkması onu güçsüz kılacaktı. Kurallar böyle. O çıkmalıydı."

"Bunu ben istemedim, tamam mı?" dedim öfkelenerek. "Ayrıca o sıralar kendimden geçmiştim. Zar zor çıkabildim."

"Evlat, Pomatrik ancak kendi rızasıyla evet diyenleri iradesi altına alabilir." dedi acıyarak baktıktan sonra. "O iskeletler yıllarca orada kalıp ölerek o hale gelmediler yani. Ve şöyle bir şey var, tanrının kurallarına göre iskelete dönüşen bir bedeni eski haline getiremem. Ancak onun hükümdarlığına taşıyabilirim ruhlarını. Tek yolu bu."

"Lanet kurallar umrumda bile değil, gerekirse bütün büyüleri öğrenirim ve onu geri getiririm!" diye bağırdım.

"Kuralları ben koymadım." dedi sakince ve elimdeki anahtarı alarak mağaranın içine girdi.

"Ben de geleceğim." dedim.

"Freddy, istiyorsan gel. Gelme demiyorum sana." dedi bana bakmadan. "Ama seni koruyacağıma söz veremem. Çünkü anahtar ile giren benim. İskeletler bana saldırmayacaklardır. Senin için garanti veremem. Ve eğer olur da geride kalırsan, seni kurtaramam. Beni yavaşlatmanı istemiyorum."

"Senden tek istediğim..." diyerek küçülttüğüm asayı çıkartarak eski boyutuna getirdim. "...beni içeri sokman, ondan sonra herkes kendi başının çaresine bakacak. Çünkü ben de kendimi koruyabilirim."

Asamı görünce şaşkın bir ifadeyle "Onu nereden buldun?" diye sordu.

Gülümseyerek "İradesi olan tek şaman iskeletten bir armağan." dedim.

Birkaç adım atarak yanıma geldi. Elini asaya uzattı, ancak sonradan geri çekti. "Ölüm asalarında sıralama yapsam..." dedi. "Bu asa benim ve Pomatrik'in sırasını açık ara farkla geçer."

Şaşırarak "Bu asa neden bu kadar güçlü ki?" diye sordum.

"Hayır, bu asa onun elindeyken o güce sahip." diye cevap verdi. "Asalar sahiplerinin en dibine kadar hissettiği duygularından beslenerek güç alırlar. Pomatrik'in öfkesi, asasını onun elindeyken güçlü kılıyor. Benim asam, yaratılan ilk asa olduğu için ayrı bir gücü var ancak ben insani duygularla donatılmadığım için ek bir güç almıyor. Ama Neohirozming'in bütün hikayesini biliyorum ben. Tanrı ile konuştuğumda bana ondan bahsediyor. Onun asası, onun elindeyken Pomatrik'e bile karşı koyabilir. Çünkü onun hissettiği özgür kalma arzusu, şuana dek dünya üzerinde bir insanın hissedebileceği en derin duygu. Çünkü düşünsene, yüzyıllardır Pomatrik'in esareti altında yaşıyor."

"Madem onun asası daha güçlü, neden Pomatrik'e karşı koymadı?" diye sordum şaşırarak.

"Çünkü tanrı Pomatrik ve benimle olduğu gibi, onunla da konuştu." dedi gözleri uzaklara dalarken. "Dedi ki; senin ona bir sadakat sözün var. Eğer kendini tutamayıp ona karşı koyarsan ve bütün planı bozarsan, hükümdarlığımda (yani siz modern insanların anlayacağı dilden - cennet ve cehennem) Pomatrik'in sana sonsuza dek işkence etmesine izin veririm. Neohirozming de onun ne kadar iyi bir işkenceci olduğunu biliyor. Bu yüzden... Her ne kadar o duygusu güçlü olsa da, bunu bastırmayı becerdi. Sizler onun son umudusunuz. Çünkü eğer kazanırsam..."

"Kazanırsak!" diye düzelttim.

Gülümseyerek "Kazanırsak..." dedi. "...işte o zaman bütün ruhlar serbest kalacak. Her neyse. İçeri girelim hadi, acele etmeliyiz."

İskeletler DiyarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin