Ee özlediniz mi beni?
Bayram hediyesi olarak bölümle geldim. Kontrol etmeden atıyorum
Harry'yi güzel uykusundan uyandıran şey, yüzünün her yerinde dolaşan ince dudaklar ve vücudunda gezinen parmaklardı. Homurdanarak dönmeye çalışsa bile başarılı olamadı.
"Aşkım, uyanman gerek." Louis'nin sesini duymasıyla birlikte gözlerini yavaşça açtı. Karşısında ona gülümseyerek bakan kocasını gördüğü an tüm uykusundan sıyrılarak kollarını Louis'nin boynuna doladı.
"Günaydın güzelim." Louis eğilerek Harry'nin dudaklarına ufak bir öpücük kondurdu. Harry kıkırdayarak onun boynunda bir süre kendisine gelmeyi bekledi.
"Uyandırmak istemezdim, ama Zayn ve Liam bizi yemeğe bekliyor. Aynı şekilde kızımız da öyle." Harry'nin düşen suratı aslında ne kadar gitmeyi istemediğini belli ediyordu. Zayn ile yeni bir kavgaya girmekten kaçınsa bile, artık aralarında kavga edecek bir şey yoktu.
"Evimizde kalamaz mıyız?" Louis'nin boynuna biraz daha sokularak sordu. Ancak Louis kafasını iki yana sallayarak isteğini reddetti. Bazı şeyleri yoluna sokma zamanı çoktan gelmişti. Hayatında artık daha fazla kavga ve karmaşa istemiyordu.
"Şimdi sen güzelce duş alıyorsun, ben de giyeceğimiz kıyafetleri hazırlıyorum. Tamam mı?" Harry istemeyerek de olsa kafasını sallayarak saatler önce bir kenara atılmış geceliği tekrar üzerine geçirdi. Uzandığı yerden Louis'nin yardımıyla doğrularak adımlarını duşa yönlendirdi.
Son iki haftadır kendisini aşırı derecede yorgun hissetmekten alıkoyamıyordu. Bunu ilk başta Louis ile arasında yaşananlara bağlasa bile, öyle olmadığını biliyordu. Kendisini son zamanlarda farklı hissediyordu. Yataktan kalkmak istemiyor, kalktığı an başı döndüğü için geri yatmak zorunda kalıyordu. Zaten mide bulantıları da cabasıydı.
Düşüncelerle boğuşurken hızlı bir şekilde duş alarak uyuşuk adımlarını duştan çıkararak bornozuna sarıldı. Evde kalıp Louis'ye sarılmak, onunla uzanarak tüm sorunlarından kaçmayı çok isterdi. Ne yazık ki Louis Zayn'in evine gitmek konusunda çok ısrarcıydı.
Adımlarını yatak odasına neredeyse sürüklenerek yönlendirdi. Kapıyı tam açmak üzereydi ki, dönen başı yüzünden düşmekten son anda duvara tutunarak kurtulabilmişti. Şimdi dönen başını Louis'ye söylese, Louis onun Zayn'den kaçtığını düşündüğü için bahane olarak kullandığını sanacaktı. Ama bir yandan da zaten zor zamanlar yaşamış kocasının yanında bayılırsa, onun yaşayacağı korkuyu tahmin edebiliyordu. Louis Harry'nin bayıldığını görünce kendisi de bayılabilirdi.
Tutunduğu duvardan destek alarak gözüne inen perdenin tam olarak yok olmasını bekledi. Biraz olsun kendisine gelebilmeyi başardığında kapıyı yavaşça açtı. Louis çoktan hazırlanmış, Harry'nin giymesi gerekenleri yatağın üzerine hazırlamıştı. Yatağın üzerinde duran kıyafetlere yönelerek siyah tişörtü üzerine giydi. İç çamaşırını bacaklarının arasından geçirdi. Louis'nin koymuş olduğu beyaz pantolonu da giymişti ki, pantolonun fermuarlı ve düğmesi kapanmadı. Üstelik üst bacaklarına da dar gelmişti.
Nefesini içine çekerek pantolonu kapatmayı denese bile başarılı olamadı. Dudakları her an ağlayacağını belli eder bir şekilde titrerken aynanın karşısına geçerek bedenini süzdü. Kilosu yoktu, fakat hafif şiş göbeğini gördüğünde ve pantolonunu kapatamadığında duvarın köşesine geçerek bacaklarını karnına doğru bastırarak oturdu. Kafasını dizlerine gömerek sessiz olmasını umduğu hıçkırıklarını serbest bıraktı. Bir zamanlar ona bol gelen eşyalarının şimdi içine girememek onu fazlasıyla etkilemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sign Of The Times // Larry Stylinson
Fanfiction"Ağlamayı kes, bunlar zamanın izleri." Ya da Harry bipolar kocasını terk eder. !mpreg Bu hikaye tamamen @narcilynt91 e ithaf edilmiştir.