(Hikayeye biraz drama serpiştirmek ister, yanlışlıkla çuvalı hikayeye düşürür)
Bu duruma nasıl gelmişlerdi kimse bilmiyordu. Yine herkes bir hastane koridorunda toplanmış, sadece durumdan haberdar olmayı bekliyordu.
Bunu ilk yapışları değildi. Ancak bu sefer her şeyden farklı olarak hastanede bekledikleri kişi Louis değildi. Doktorların müdahale ettiği kişi bu sefer Harry'ydi.
Her şey bir anda olmuştu. Louis müdahale bile edememiş, sadece olan biteni izleyebilmişti. Şimdi göğsünde yanan pişmanlık ateşiyle birlikte, ne kadar kirli olduğunu umursamadan bir hastane koridorunda yerde oturuyordu.
Etrafındaki insanlara ve kendine karşı utancından bir an olsun yukarı bakamıyor, sadece önündeki ameliyathane kapısını izleyerek hıçkırıklarını susturmaya çalışıyordu. Eh, pek başarılı olduğu söylenemezdi.
Her şeye daha farklı yaklaşsaydı böyle olmazdı. Harry ilk istediğinde onun kararına saygı duyarak kızının ve kocasının hayatından çıksaydı böyle olmazdı.
Keşke böyle olmasaydı.
Flashback
Louis'nin hastaneden dönmesinin üzerinden bir hafta geçmişti. Harry ile önemli olmadıkça konuşmuyor, acil bir durum olması durumunda müdahale edebilmek için Harry'nin bulunduğu ortamda ağzını açmadan oturuyordu.
Belki de Zayn'i dinleyip onunla gitmeliydi. Ancak kocasının doğumuna bu kadar az kalmışken onu tek başına bırakmaya gönlü el vermemişti.
Harry'nin söylediklerinden pişman olduğunu görebiliyordu. Ama derler Ya, son pişmanlık hiçbir şeye yaramıyordu.
Üstelik şimdi uğraşması gereken daha fazla sorunu vardı. Harry'nin söylediği her söz, her gece rüyasına girerek kabuslara yol açıyordu. Bileklerindeki kırmızı izlerin tekrar açılmak üzere kaşındığını hissediyordu. Damarlarındaki tek bir doz uyuşturucuya bile muhtaçtı.
Ama yapamazdı. Kendine bir söz vermişti. Harry aksini düşünse bile bakması gereken, babaları olması gereken dört çocuğu vardı. Artık onlara çocuğum demek ona doğru gelmese de, yine de onun çocuklarıydı.
Kabus görmemek için artık uyumuyor, kendini cezalandırmak için yemek yemiyordu. Ama kendisi için yapmaması, Harry için de yapmayacağı anlamına gelmiyordu. Her gece Harry uyuyana kadar onun yanında kalıyor, yemek saatinden hemen önce mutfağa girerek Harry'nin canı ne çekerse onu pişiriyordu.
Harry'nin düzgün davranışları ise tam üç gün sürmüştü. Pişmanlığını atlattığı anda eski kaba haline geri dönmüş, hayatı Louis için zindan etmeye devam ediyordu.
Yine de eskisi kadar kötü değildi. Harry hâlâ ona bağırmasına, oldukça kırıcı sözler söylemesine rağmen şimdi umursayamazdı. Harry'nin doğumuna bu kadar az kalmışken, hormonlarının her yerde olduğunu biliyordu. Bunun için onu suçlayamazdı.
Bu yüzden yeni haftanın başlangıcında tüm odağını mümkünmüş gibi tamamen Harry'ye adayarak bir nevi onun kölesi haline gelmişti. Harry artık zar zor hareket ediyordu. Doktorla konuştuklarında doktor onu yatak istirahatine almıştı. Bu yüzden uzun bir kavganın sonunda Louis ona yataktan çıkmayı yasaklamıştı. Yemekleri hazırlayıp kendi elleriyle yediriyor, Harry'nin bir bebek gibi bakılmasını sağlıyordu.
Öyle ki Harry tuvalet ve duş ihtiyacı hariç yataktan asla çıkamıyordu. Ki ihtiyaçlarını karşılarken Louis sürekli yanında oluyordu. O kadar sıkılmıştı ki, patlamak üzereydi. Louis bir süre önce canının çok çektiği yemeği yapmak için mutfağa inmiş, Harry'yi kıpırdamaması konusunda oldukça sıkı bir şekilde tembihlemişti.
Ama Harry çok sıkılıyordu. Bütün gün yatmak asla onun için olmamıştı. Bu yüzden Louis'nin sözünü es geçerek yataktan zorlanarak kalkmış, merdivenlerin başına kadar zor da olsa yürümeyi başarmıştı.
"Louis!" Harry merdivenlerin başından bağırdığında, Louis hemen geri dönmüş, ona yatakta kalması gerektiğini çok az bir işi kaldığını söylemişti.
Tabii Louis'nin Harry'nin çoktan yataktan çıktığından haberi yoktu.
Harry ise oflayarak merdivenlerden inmeye başladığında, Louis de elinde bir tepsi dolusu yemekle mutfaktan çıktı. Louis Harry'yi merdivenlerde gördüğünde tam bir şey söylemek üzere ağzını açmıştı ki, kimsenin beklemediği şey oldu.
Harry Louis'ye iyi olduğunu kanıtlamak istercesine gülümserken ayağının kayması sonucu son 6 basamaktan hızlı bir şekilde düştü.
Louis için ondan sonrası donmuş bir şekildeydi. Kocası merdivenlerin altında yatıyordu. Elindeki tepsi yere düştüğünde, Louis'nin ağzından acı bir şekilde kocasının adı çıktı.
Louis oldukça hızlı bir şekilde kocasına koşarken, Harry acı içinde ağlıyordu. Louis Harry'nin yanında yere çöküp en acil şekilde ambulans için telefon açtığında, hayatını karartacak o şeyi gördü. Acil yardım hattındaki konuşan kişiye bir fısıltı halinde gördüğü şeyi anlatırken, bunun her şeyi değiştireceğini biliyordu.
"Evet, kanaması var."
Flashback sonu
Sonucunda herkes buradaydı. Yakın arkadaşları, aileleri ve biricik kızları. Darcy şimdi sıkıca babasının boynuna sarılmış, orada uyuyordu. Zayn, Louis'nin yanında oturmuş tüm desteğini belli edercesine arkadaşının sırtını sıvazlıyor, Liam ve Niall ise Anne'i sakinleştirmeye çalışıyordu.
Ameliyathanenin kapısı açılıp doktor göründüğünde, Louis o kadar hızlı hareket etmişti ki kucağındaki kızı korkmuş ağlamaya başlamıştı. Kızını sakinleştirmeye çalışırken kendisinin daha çok panik yaptığı ise ortadaydı.
"Öncelikle iyi ve kötü haberlerim var. Bay Tomlinson'ın kanamasını durdurmayı başardık. Kendisi oldukça sağlıklı durumda. Ancak aldığı darbe sonucu doğumu erken başladı." Oradaki herkes bunun iyi haber olduğunu biliyordu. Ancak kimse kötü haberi duymak dahi istemiyordu.
"Louis hanginiz?" Doktorun sorusuyla birlikte Louis kızını Zayn'in kucağına uzatarak bir adım öne çıktı. Gelecek haberin oldukça kötü olduğunu biliyordu.
"Üzgünüm bay Tomlinson. Bebeklerinizden bir tanesi başaramadı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sign Of The Times // Larry Stylinson
Fanfiction"Ağlamayı kes, bunlar zamanın izleri." Ya da Harry bipolar kocasını terk eder. !mpreg Bu hikaye tamamen @narcilynt91 e ithaf edilmiştir.