İlk kez Louis pov ile karşınızdayım. Hep Harry'nin hissettiklerinden bahsettik ama sıra Louis'de
Eğer bu bölüme kadar benden nefret etmediyseniz, bu bölüm kesinlikle işe yarar
Louis Pov
Korkuyorum. Hayatımda hiç olmadığı kadar korkuyorum. Panik halindeyim. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.
Boğuluyormuş gibi hissediyorum ve bunun nasıl geçeceğine dair hiçbir şey bilmiyorum.
Korkuyorum. Karanlıktayım. Nefes bile alamıyorum. Endişe bir parazit gibi içimde. Beni yavaş yavaş tüketiyor, beni öldürüyor ama hiçbir şey yapamıyorum.
Bir hafta odada kapalı olduğum zaman boyunca Harry'nin beni terk etmeden önce söylediklerini düşünüyorum. Kendisine ve kızımıza zarar vereceğimi düşünmüştü. Benden korkuyor. Ben hastayım. Bu yüzden yeni bir bebeğimin olmasından korkuyorum. Harry beni yeniden terk eder, hasta olduğum için onlara zarar veririm diye korkuyorum. Çünkü bunu daha önce yaptım. Harry'nin yüzüme bağırdığı her şey zihnimi kör ediyor çok korkuyorum. Ben hastayım. Kendime bunu hatırlatıp duruyorum. Yeni bir bebeğim olursa ona zarar veririm. Harry böyle söyledi.
Kocamın yüzüne bakamıyorum. Kızımı içeri alamıyorum. Beni böyle görmelerini istemiyorum. Yaşadığım utançla karşılarına çıkamıyorum.
Karanlık odada tek yapabildiğim bakışlarımı duvara sabitlemek. Baksam bile göremiyorum. Düşüncelerim beni öldürüyor ve başa çıkamıyorum.
Hangi günde olduğumuzu bilmiyorum. Saatin kaçı gösterdiğinden haberim yok. Eve nasıl geldiğimi hatırlamıyorum. Kendimi misafir odasına kilitlediğimde kapının yan tarafına çöktüğümü ve oradan tek bir santim bile kıpırdamadığımı biliyorum. Ağladığımı biliyorum çünkü yüzüm her zaman ıslak.
Her şeyi mahvedeceğimi, berbat edeceğimi biliyorum. Bundan çok korkuyorum. Ama aynı zamanda biliyorum ki, her şeyi zaten batırdım.
Tek başıma karanlık havasız bir odada panik atak geçiriyorum. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.
Harry'yi içeri almak istiyorum. Her gün kapıya geldiğini duyuyorum. Çığlıklarını dinliyorum. Kızımın evin içinde dolaşan minik adımlarını duyuyorum. İkisini de kollarımın arasına sarmak istiyorum.
Bazen Harry'nin kollarının arasında olmak istiyorum. Küçük kaşık olmayı sevdiğini biliyorum, ama beni sarmalasın istiyorum.
Ona iyi olmadığımı söylemek istiyorum. Hareket edemediğimi, konuşmadığımı ve vücudumun tüm işlevini yitirdiğini söylemek istiyorum. Ondan yardım dilenmeye çalışıyorum. Ona korktuğumu söylemek istiyorum.
Ağzımı açıyorum ama sesimi dışarı çıkaramıyorum. Hareket edemiyorum. Çok korkuyorum. Burada tek başıma kaldım. Oda çok karanlık. Çok korkuyorum. Panik oluyorum ama dışardan bakıldığı zaman hiçbir şey yapmıyormuşum gibi duruyor.
Bazen sabaha kadar Harry'nin yedek anahtarı kullanıp beni kurtarması için dua ediyorum. Ama yapmıyor.
O korkuyor biliyorum. Ben de çok korkuyorum.
Zayn'in geldiğini duyabiliyorum. İçimde ufacık bir umut parlıyor. Zayn'in beni burada bırakmayacağını biliyorum. Ama Harry onları içeri almıyor. Şimdi daha çok korkuyorum.
Gece olduğu zamanı artık anlayabiliyorum. Ev çok sessiz oluyor ve ben daha çok korkuyorum.
Bebeğim oluyor. Bebek düşüncesi beni daha çok korkutuyor. Çünkü biliyorum ki ben ne iyi bir babayım ne de iyi bir koca. Harry böyle söyledi. Biliyorum ben hastalıklıyım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sign Of The Times // Larry Stylinson
Fanfiction"Ağlamayı kes, bunlar zamanın izleri." Ya da Harry bipolar kocasını terk eder. !mpreg Bu hikaye tamamen @narcilynt91 e ithaf edilmiştir.