Bölüm Dokuz

413 52 84
                                    

Günün ikinci bölümüyle merhaba. Bu bölüme aşığım.

Üç gün.

Harry için bir ömür gibi geçen üç gün. Louis'nin yataktan çıkmadığı üç gün.

Dördüncü güne uyandığında, Harry bugünün de diğer üç gün gibi olacağını düşünüyordu. Üç gün boyunca Louis yataktan çıkmamış, yemek yememiş Hatta uyumamıştı. Harry, ona zorla da olsa bir şeyler yedirmiş ve tuvalet ihtiyaçlarını karşılaması için yardımcı olmuştu. Ancak dördüncü gün, asla diğerleri gibi olmayacaktı.

Harry uyandığında yatakta yalnız olduğunu gördü. Bu onu endişelendirse bile, en azından Louis'nin yataktan çıktığını bilmek güzeldi. Ağır adımlarla yatağından çıkarak odalarındaki banyoya gitti. Aynanın karşısında bir süre kendini izledikten sonra, tuvalet işlerini hallederek aşağı kata adımladı. Etrafta herhangi bir çalışan gözükmüyordu. Aynı şekilde Louis de ortalarda yoktu.

Yavaş adımlarla mutfağa adımladığında ortalığın savaş alanı olması onu şoka uğrattı. Hemen sonrasında ise bahçeden gelen gülüşmeleri ve su seslerini duymuştu. Adımlarını mutfaktan bahçeye açılan geniş cam kapıya yönlendirdi. Ancak buradan bir şey gözükmüyordu. Cam kapıyı sürgü yerinden tutarak açtı. Adımlarını bahçeye çıkarttığında kesinlikle görmeyi beklemediği bir şey gördü.

Louis, kızlarıyla birlikte havuzda yüzüyorlardı. Birbirlerine su sıçratıp gülüşüyorlar, Darcy babasının omuzlarından suya atlıyordu. Harry'yi ilk fark eden Darcy oldu. Babasının omuzlarından atlamıştı ki, diğer babasını görerek küçük kulaçlarını havuzun kenarına yüzmek için kullandı. Daha sonrasında Louis Harry'yi fark etti. Yüzünde eşsiz bir gülümseme eşliğinde ona doğru yüzdü.

Havuzun kenarına geldiğinde, kızının kollarından tutarak onun havuzun kenarına oturmasını sağladı. Daha sonrasında ona eğilerek bir şeyler fısıldamış, ondan uzaklaştığında kızına göz kırpmıştı. Kollarını havuzun dışındaki taşa yerleştirerek, yüzündeki ıslak saçlarını geriye doğru attı. Bu sırada Harry ile olan göz kontağını kesmemişti.

Harry ise onun bu hallerine bayıldığından, yüzüne onunkisi gibi bir gülüş yerleştirdi. Louis, sağ elinin işaret ve orta parmağıyla ona yaklaşması gerektiğine dair bir işaret yaptı. Tamam, Louis kesinlikle bir şeyler karıştırıyordu. Harry yine de ona doğru adımlayarak havuzun kenarında dizleri üzerinde çöktü.

Tepeden vuran sıcak güneş, Harry'nin saten kısa şortunun gizleyemediği bacaklarına vuruyordu. Üzerinde hiçbir şey olmaması, kesinlikle yapacağı şeye Louis'yi daha fazla teşvik ediyordu.

Louis, havuzun kenarından biraz daha destek alarak bir elini Harry'nin çıplak omzunda gezdirdi. Harry, hoş bir mırıltı çıkararak gözlerini kapattığında, biraz daha eğilerek Louis'ye yaklaştı. Louis'nin ıslak eli, bu sefer Harry'nin yüzünde geziniyordu. Yüzünü Louis'nin eline yaslayarak ona doğru biraz daha yaklaştı ve aralarındaki mesafeyi tamamen en aza indirmiş oldu.

"Gözlerini aç."

Harry gözlerini açtığında, Louis diğer elini de Harry'nin boynuna sarmış oldu. Bir eli ensesini diğer eli ise onun yüzünü okşuyordu.

"Özür dilerim, aşkım."

Harry, Louis'nin ona 'aşkım' diye seslenmesine şaşırma fırsatı bulamadan, Louis dönerek kızına göz kırpmış, daha sonrasında Harry'yi tutuşunu sıkılaştırarak onu kendisinin yanına havuza çekmişti.

Harry, su yüzüne çıktığında ona sinirli bakışlarını göndermek üzereydi ki, Louis'nin ve kızının kahkahaları buna engel oldu. Eh, ikisini de birbirinden yeterince ayrı tutmuştu ve herkes yeterince mutsuz olmuştu. Üstelik Louis sonunda yataktan çıktığı ve bu kadar enerjik olduğu için de çok mutluydu. Bunu bozamazdı. Zaten bozmak istediği de yoktu.

Sign Of The Times // Larry Stylinson Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin