yirmi altı

142 17 68
                                    

Jinyoung eve girdi ve salona doğru adımladı. Jaemin'i göremediğinde kaşlarını çattı. Merdivenlerden gelen adım seslerini duyup o yöne döndüğünde Jaemin'in bakıcısını gördü. Tebessüm edip eliyle selam verdiğinde kadın da karşılık verip gitmek için hırkasını üstüne geçirdi. "Jaemin...uyuyor. Sizi bekledi ama geç geleceğiniz için uyuyakaldı." Jinyoung kafa salladığında evden çıktı. Oflayıp koltuğa oturdu. Başı ağrıyordu. Hava çok sıcak olduğundan dolayı evin içinde bunalıyordu. Üstüne terden yapışan gömleğine baktı. Kravatını çıkardı ardından ise gömleğini hızlıca çıkarıp yanına koydu. Saat akşam sekize geliyordu. Birkaç dakika sonra kapı sesini işitip ayaklandı ve Jackson'ı gördü. Kucağındaki Yuta'ya baktı. "Hoş geldiniz..." Jackson Yuta'yı bırakıp ayakkabılarını çıkardı. Jinyoung parmaklarını Yuta'nın kabarık saçlarına daldırdı. "Hoş geldin minik." mırıldandı. "Şey...Jaemin nerede?" Jinyoung dudaklarını büzdü ve yere çömeldi. "Uyuyor." Yuta'nın yüzü düştüğünde kıkırdadı. "Ama uyandırabiliriz, hm?" Yuta gülümsedi ve koşarak üst kata çıktı. Jinyoung, Jackson'a bakmadan hızlı adımlarla Yuta'nın peşinden gitti ve bebeğinin odasına girdi.

Yatakta yatan Jaemin'i gördüğünde gülümsedi ve ikisi de yatağın yanına çömeldi. "Korkutmadan uyandır tamam mı?" Yuta kafa sallaydı ve sesini hafifçe arttırarak Jaemin'e seslendi. Jaemin gözlerini açtığında önce Yuta'ya ardından babasına baktı. Yerinde doğruldu ve örtüyü üstünden çekip gülümsedi. "Hoş geldin Yuta." babasına döndü ve kollarını sıkıca boynuna sardı. Jinyoung elini bebeğinin beline dolayıp kucağına aldığında Jaemin bacaklarını babasının beline koydu. Jinyoung ensesine öpücük kondurup kucağından indirdi. "Beraber oyun oynayın...ben de babana bakayım tamam mı?" İkisi de kafa salladığında Jinyoung hızlıca doğrulup merdivenlerden indi. Sırtı sertçe duvarla birleştiğinde yüzünü ekşitti ve burnuna Jackson'ın kokusu geldiğinde gülümsedi. Başını kaldırıp gözlerine baktı. "Ne yapıyorsun?" Jackson iç çekti. "Seni özledim."

Jinyoung kıkırdayıp ellerini Jackson'ın belinde birleştirdi. "Hm...ne yapabilirim?" Jackson ellerini Jinyoung'un çıplak omzuna çıkardı ve hafifçe tırnaklarını sürttü. "Bana beni sevdiğini söyleyebilirsin?" mırıldandı. "Nedenmiş? Seni sevdiğimi nereden çıkarttın?" sesini yumuşatarak mırıldandı. Jackson tebessüm edip tırnağını hafifçe derisine bastırdı. "Beni seviyorsun." Hafifçe Jackson'ı kendisine çekti. "Seni sevmiyorum. Çok çirkinsin." Jackson güldü. "Hm..." Jinyoung kafasını hafif yana eğdi ve Jackson'ın dudaklarına öpücük kondurdu. Jackson sessizce inledi ve Jinyoung'un kurumuş dudaklarını hafifçe yalayıp tekrardan birleştirdi. Jinyoung gülümseyip karşılık verdi. Yaklaşık yirmi saniye sonra dudaklarını ayırıp yanağını Jackson'ın kulağına sürttü ve fısıldadı. "Seni seviyorum."

Yatak odalarına çıktıklarında Jackson altına şort geçirip pantolonunu çıkaran Jinyoung'a baktı. "Hava hafif esiyor. Jaemin ve Yuta'yı parka mı çıkartsak?" Jinyoung dizlerinin bir karış üstünde biten şortunu giyip bembeyaz crop tişörtünü çıkarttı. Bunu seviyordu ama Jackson için aynı şey söylenemezdi. "Olur. Yuta'yı nerede gördün?" Tişörtünü üstüne geçirirken mırıldandı. "Jaemin için birkaç şey almak için markete gitmiştim. Yuta'nın anne ve babasıyla karşılaştım. Beni görünce gelmek istedi." Jinyoung kafa sallayıp aynadan kendisine baktı. Saçlarına arkaya attığında Jackson gözlerini Jinyoung'da gezdirdi. İki santim açık kalan göbeğine baktı ve kolunu uzatıp yavaşça fiske attı. Jinyoung hafifçe bağırıp Jackson'ın eline vurdu. "Kıskanma." dil çıkarttı. Jackson baldırlarına kadar uzanan bir tişört giydi. "Neyi?" Jinyoung yatağa oturup Jackson'a baktı. "Şişmansın ya, giydiğim tişörtü kıskanıyorsun." Jackson kahkaha attı ve yanına gitti. "Ben mi şişmanım? Kendine bak asıl." Jinyoung kaşlarını çattı. Jackson yanında duran şişenin kapağını açtı ve ağzına dikti. "Üstümü değiştirirken beni izliyorsun." Suyu ağzından tükürdüğünde Jinyoung üstüne gelen suyla gözlerini kapattı ve yanında duran yastığı tek eliyle tutup sertçe Jackson'a vurdu. "Jackson! İğrençsin!"

my family is always sad | jinson ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin