yirmi dokuz

143 16 68
                                    

Jackson, Jinyoung'un iyi haberini aldığında derince nefes verdi ve kucağındaki miniğine daha sıkı sarıldı. Omzunda taşıyamadığı bir yük vardı ve haberi aldıktan sonra yok olmuştu. Bu kez mutluluktan ağlarken Jaemin kollarını babasına daha sıkı sardı. Yaşları Jackson'ın tişörtünü ıslatıyordu. Birkaç dakika sonra Jaemin, babasının kucağından inip Yugyeom'a koştu. Jaebeom ise hızlıca Jackson'ın yanına vardığında, Jackson hiç düşünmeden kollarını Jaebeom'a sardı. Hepsi çok korkmuşlardı. Ameliyathanenin sürgülü kapısı açıldığında Yugyeom, Jaemin'i sıkıca tutup kafasını göğsüne bastırdı. Babasını öyle görmesini istemiyordu. Jackson ise kollarını hızlıca ayırıp o yöne döndü. Jinyoung sedyede yatıyordu. Jaebeom, Jackson'ın sırtını sıvazladığında Jackson küçüğünün arkasından baktı.

Yoğun bakımdan sonra normal odaya alındığında Jackson odaya girip yatakta baygın bir şekilde yatan sevgilisine baktı. Yirmi dört saat boyunca yoğun bakımda kalmıştı. Jaemin hastanenin dinleme odasında uyuyordu. Yugyeom ve Bambam ise miniğin yanında duruyorlardı. Jackson koltuğa oturup ağlamaktan sızlayan gözlerini kapattı. Hâlâ olayın şokundan çıkamamıştı. Günlerdir elleri duraksız deli gibi titriyordu. Cebine sokup sakin kalmaya çalıştı ve birkaç dakika sonra inleme sesleri duyduğunda gözlerini aralayıp Jinyoung'a baktı. Doğrulup yanına gittiğinde, Jinyoung gözlerini açtı ve yüzünü ekşitip ona bakan Jackson'a döndü. Jackson'ı ilk defa bu kadar kötü gördüğüne yemin edebilirdi.

Jackson titreyen ellerini cebinden çıkarıp hafifçe eğildi ve yatağa bastırarak destek aldı. Yaşları yanaklarından süzülürken, Jinyoung tek eliyle örtüyü kavradı ve diğer elini Jackson'ın yanağına bastırıp yaşlarını sildi. Canı acıyordu fakat canını en çok acıtan Jackson'ın ağlamasıydı. Jackson'ın yatakta duran elini elleri arasına alıp okşadı. "Ellerin...titriyor." Jackson kafa sallayıp burun çekti. "Ç-çok kötüydü...o an-" Jinyoung iki yana kafa salladı. "Özür dilerim." mırıldandı. Jackson tebessüm edip parmaklarını Jinyoung'un saçına geçirdi ve hafifçe okşadı. "Seni seviyorum." Jinyoung sessizce inledi ve kafa salladı. "Seni seviyorum bebeğim..." Jackson'ın ensesinden tutup kendine doğru çekti ve dudaklarına öpücük kondurdu. Birkaç saniye sonra tekrar birleştirip alt dudağını usulca emdi. Dudağını dişlemekten kanattığı için orası yara olmuştu ve canını acıtmak istemiyordu.

Jackson dudaklarını ayırıp doğrulduğunda, Jinyoung yataktan destek alarak dikleşmeye çalıştı. Yarası taze olduğundan dolayı acıyordu. Jackson yardım ettiğinde dikleşip iç çekti. "İfade vereceğim." Jackson koltuğa oturup Jinyoung'a baktı. "Jackson...senin de vermen gereki-" "Yapamam." Jinyoung birkaç saniye sessiz kaldı. "Yapamaz mısın?" Jackson iki yana kafa salladı ve yüzünü avuçladı. Jinyoung birkaç saniye boyunca Jackson'a baktı ve mırıldandı. "Peki..."

Yatağa tekrardan uzanıp başını Jackson'ın ters yönüne çevirdi. "Jinyoung beni anlamıyorsun." Yaklaşık iki dakika boyunca cevap alamadı. "Canım acıyor...uyuyacağım." Sesini oldukça sakin çıkarmaya özen gösterip gözlerini kapattı. Jackson yerinde dikleşip Jinyoung'un yanına gitti ve ona dönmesini sağladı. "Bebeğim-" Jinyoung gözlerini araladı. "Bir dahaki sefer eve geldiğinde oğlumuz bıçaklanır, güzel değil mi? Veya durmadan sana tokat atar falan sonuçta dövülünce sana destek çıkan aptal bir sevgilin var? Ama ben bıktım Jackson. Bu korku bana fazla geliyor anlıyor musun? Jaemin'e bir şey yapacak korkusu, senin yine eve dövülerek geleceğin korkusu bana fazla geliyor ve ben bu korkuyla yaşamak zorunda değilim. Adam senin anneni öldürdü be! Neyi yapamıyorsun?" Elini yarasına koyup hafifçe inledi.

"Seni zorlamıyorum. Kendini düşünmüyorsun anladım ama oğlun için bunu yapabilirdin. Beni de düşünmek zorunda değilsin. Jaemin? Onun için çok tehlikeli. Sana yaptıklarının aynısını ona da yapabilir. O daha dört yaşında Jackson..." sakince konuştu. Jackson birkaç saniye tepki vermedi. "Özür dileri-" Jinyoung'un önlüğüne bulaşan kanı fark ettiğinde ofladı ve örtüyü tamamen üzerinden çekti. "Yaran kanıyor." Jinyoung o yöne döndü. "K-kötü bir şey mi..?" Jackson cevap vermeyip önlüğün çıtçıtlarını açtı ve üstünden çıkarttı. Yatağa oturup yaranın üstündeki bandajı sıkıca bastırdı. Jinyoung hafifçe bağırıp Jackson'a baktı. "Geçmezse...doktorunu çağıracağım." kafa sallayıp dudağını dişledi. Yaklaşık beş dakika sonra kanaması geçtiğinde Jackson yerinde dikleşti. "Yaranı temizlememiz lazım."

my family is always sad | jinson ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin