BEĞENİ VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM ❤️❤️ Sınır koymak istemiyorum o yüzden boş geçmeyelim lütfen :)
Kelimeler dudaklarımdan döküldükten sonra bakışlarındaki soğukluk giderek kaybolmaya başladı. Çenesi gevşerken yanıma doğru ilerledi. Avuç içlerini yanağıma koyup alnını alnıma yasladığında nefesim bozguna uğramış gibi ciğerlerime vurdu. Elim aklımla olan bağlantısını kesmiş kalbimin ihanetine tutunmuş gibi yukarı doğru tırmanan parmaklarımla belinin üstüne dokundum. Temasımdan cesaret alarak daha da yaklaştığında nefesini verdikçe soluduğum hava sadece onunkiydi..
Tekrar kendimi sormaktan alamadım. "Neler oluyor?"
Elinin tersini yanağımda gezdirerek ayak parmaklarımın bükülmesine neden oldu. Onu durdurmak zorundaydım. Zorundaydım çünkü kendime ihanet ediyordum.
"Kimseye güvenme Nefin," diyerek dudaklarıma doğru konuştu. Bakışlarım onun ki gibi dudaklarındaydı. "Fare kapanındasın."
Anlamıyordum. Burası benim için güvenli değilse neden buradaydım. Başka yere gidemez miydim? Beni rahat bırakması gerekmez miydi?
"Anlamıyorum," bakışlarımı gözlerine çevirdim. Şekilli kaşlarına, düz burnuna ve çıkık elmacık kemiklerine. Beni meftun eden güzelliğine, güvenimi sağlayan kalbine. "O zaman neden buradayım?"
"Güvenliğin için,"
Geri çekilerek mutsuzluğa kapılıp yatağın kenarına çöktüm. Düz hiçbir deseni olmayan halıya bakarken hayatımın neresinde hata yaptığımı düşünüyordum. Galiba doğmakta. Zira bütün hatalar o zaman başlamaz mıydı?
"Beni buraya güvende olmam için getirdiğini söylüyorsun ama aynı zaman da fare kapanında olduğumu da belirtiyorsun?" karnıma ağrılar girerken sinirle bacağımı salladım. "Söylesen Nerit ben ne düşüneyim?" Yakaladığım noktayla başımı arkaya atıp güldüm. "Pardon Mortem mi demem gerekiyordu?"
"Evet," sakin miydi yoksa sinirden köpürüyor muydu anlamadım.
"Neye, hangisine?" diye bağırdım.
Kollarını göğsünde topardı. Bakışlarım son görüşmemizden bu yana daha da geliştiğini fark ettiğim kol kaslarına kaydı. Benim yokluğumda daha neler değişmişti peki?
"İkisine de Nefin," sesli nefes verdi. "Gerçek adımı sadece sen ve Salvador biliyorsunuz." Dedi. Gerçek ismini bilmem aptal kalbimi deli gibi atmasına neden oluyordu. Açık açık hüzün okunan bakışlarımı yüzüne çevirdim.
"Anladım." Derken sesim kısık çıkmıştı. Hayatında gerçek olan sadece ismin olması ne kadar acı vericiydi ama o da yalan olsaydı ne yapardım bilmiyordum.
Kararsızlıkla öne doğru adım attı. Üzgün olduğum zamanlardaki gibi yanıma oturup kollarını omzuma saracağını şefkatle şakama öpücük kondurduğunda içimi nasıl çektiğimi hatırlıyordum. Nerit'te hatırlıyordu.
"Hakkında kimseye tek kelime etme." Önüme çökerek benimle aynı hizaya geldi. Dizlerime yaslı olan ellerimi tuttu. "Hepsini sakla. Gerekirse yalan söyle."
Kolayca söylediği kelimeler yüzünden kırıldığımı görmüyor muydu? Ellerimi ellerinden hızla çektim. Dudaklarım öfkeyle geriye çekildi. "Senin için yalan söylemek bu kadar kolay mı?"
"Ortada senin hayatın varsa," anlamam için yüzündeki soğuk, acımasız ifadeyle baktı. "Evet."
"Eğer," deyip sustum. Boğazımda oturan kızgın demiri yutmak için bekledim fakat o ağırlık gidecekmiş gibi durmuyordu. "Eğer bana da yalan söylememiş olsaydın inanırdım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HUTAME: Kül
Acción"Seninle yalvarana kadar oynayacağım. Ta ki bir eroinman gibi tenime bağımlı olana dek durmayacağım." Bir cinayete tanıklık ettiğinizi ve kaçırdığınızı düşünün. Peki ya eski erkek arkadaşınızın katiller çetesinin başı olduğunu Bazı gerçekler sen ne...