17.Bölüm: Düzenbaz Teklif

11.9K 595 113
                                    

Bu bölümü koca kitabın yorumlarını tek başına sırtlanan Hilal635 ithaf ediyorum ❤️ Çok teşekkür ederimm çiçeğim ❤️

"Kolunu biraz daha kaldır, evet böyle." dediğini yaparak dirseğimi biraz daha kaldırdım ve yüzümü koruyabileceğim en iyi açıya getirdim. "Dirseğini fazla açıyorsun Nefin," pofurdayarak geri çekildim.

Terden sırılsıklam olmuş halde nefes nefese kaldım. Salvador saat altı gibi odamın kapısına dayanmış, antrenman için yataktan çıkmam için bas bas bağırmıştı. Gözlerimi ovarak uykusuzluğumu gidermeye çalıştım. Zaten uyku haram gibiydi benim için ve daldıktan üç dört saat sonra kalkmakta eziyetti. Ben üniversite sınavına hazırlanırken bile en az altı saat uyuyordum!

"Yapıyorum!" diye çemkirdim. Mavi gözlerini üzerime dikerek baktı. Salvador öğretmen olunca işler hiçe tahmin ettiğim düzeyde olmadı. Eğlenceli hali gitmiş ciddi, gaddar biri gelmişti. "Yoruldum ama," dudağımı dışarı çıkartarak olduğum yere çöktüm.  Dizlerimi kırıp kendime çekerken kollarımı da üstüne bıraktım.

"Daha yeni başladık." kollarını göğsünden çekerek köşedeki şişelere doğru yürüdü. Boyu yaklaşık Nerit kadardı ve boyum çenesine geliyordu. Önümde dikilerek protein içeceğimi uzattı.

Elinden kaparken ters ters baktım. Yorgunluktan ölüyordum. "Yeni falan başlamadık. İki saat oldu!"

"Kendini savunmayı öğrenmek istemiyor musun?" kaşlarını çatıp karşıma oturdu. Mataramı yana bırakarak başımı eğdim.

"İstiyorum ama üşengeçte biriyim." dediğimde kahkaha attı. Bende onunla birlikte gülerken başımı iki yana salladım. "Ölümcül bir öğretmensin." Bunu demem işleri daha da ayrı bir boyuta taşırdı ve haykırarak güldü.

"Disiplinliyim desek daha iyi gibi," gözlerini vücuduma çevirerek yorumlarına başladı. "Kolların cılız değil. Kaslı o yüzden kolay kavrarsın."

"Tepsi taşımanın gücü." diyerek sırıttım. Kasımı göstermek için pazumu sıkarken kaşlarımı indirip kaldırdım. "Yetenekliyimdir."

Koluma fiske atıp arkaya yaslandı. "Gördüm gördüm," dediğinde sesindeki eğlenceyi hissedebiliyordum.

"Deme öyle?" diyerek mızmızlandım. "Çok azimliyimdir."

"Görüyorum," dediğinde ciddiye almadığını düşündüm bu yüzden ısrarla devam ettim. "Ne işlerde çalıştığımı bilsen," dediğimde hızla sözümü kesti.

Yerinde dikleşerek laciverte kaçan gözlerini gözlerime dikti ve orada gerçek samimiyeti gördüm. Sözlerimin altında yatanları anlıyor gibiydi ve hissettiğim sızıyla boğazıma kocaman yumru oturdu. Burnumun ucu yanarken gülümsemeye çalışarak başka yöne baktım. Daha da yaklaşarak sıcak şekilde konuştu. "Senin için sorun olmayacaksa söyler misin Nefin ayrıldıktan sonra ne yaptın?"

Gözlerim hızla dolarken elimin biri yumruk olurken diğeri onu kanatlarının içine almak ister gibi avcuna sardı, ihtiyacı olan sevgiyi kendi kendine verdi.

"Söylemek zorunda değilsin." derken ayaklanıyordu. Hızla başımı iki yana sallayarak cevap verdim.

"Sorun değil. Pek bir şey yapmadım." dedim. Bana gösterdiği samimiyet için azda olsa, bütün gerçekleri dökemesem de elimden geleni yaptım. "Başta bekledim," dedim gülümseyerek. "Gerçekten bekledim fakat gelmeyeceğini geçte olsa anladım." Gözlerine bakmayı kesip bakışlarımı tavana çevirdim. Orada hikayemin bir kısmı yatıyormuş da bende oradan okuyormuşçasına anlatmaya devam ettim. "İlk birkaç ay gelir d "iye düşündüm. Okula gidip geldim, çalıştığım kitapçıda işe devam ettim. Arkadaşlarımla görüştüm. Ondan önce nasılsa öyle devam etmeye çalıştım."

HUTAME: Kül Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin