26.Bölüm🌇

84 11 10
                                    

🌸Vote🌸Vote🌸Vote🌸Vote🌸

''Jinyoung nereye gidiyoruz? Ben çok yoruldum biraz dinlenelim sonra gideriz olur mu?''

''Jackson ne saçmalıyorsun? Sen niye benim peşimdesin gitsene ya.''

''Ne demek neden peşimdesin? Seni sarhoş bir şekilde bu karanlık sokaklarda tek başına bırakamam, ya başına bir şey gelirse?''

Dedi ve bir çakıl taşına takılarak yere düştü.Jinyoung bu haline gülmek istese de gülmedi, şu anki siniri her şeyin önüne geçiyordu. Jackson'ı umursamadan yoluna devam etti, ama nereye gittiğini o da bilmiyordu.

''Ama sen çok kötüsün ben burda düştüm ve sen gidiyorsun ne biçim insansın sen küstüm ben sana, hıh''

Dedi Jackson yerde otururken ve kollarını bağlayıp arkasını döndü.

Cevap gelmeyince arkasına dönüp Jinyoung'a baktı ama baktığı yer boş bir sokaktan ibaretti. Alkolün de etkisiyle iyice sinirlenmişti, bir çocuk gibi ayaklarını yere vurmaya başladı ve kalktı onu bulup hesap sormalıydı, neden sormasın ki ona göre hesap sorulması gerekiyordu bir nedene ihtiyacı yoktu.

Biraz ileride bir park gördü dikkatli baktığında Jinyoung'un salıncaklardan birine oturup sallandığını gördü. Ya da sallanmıyor da olabilirdi. Belki de sallanan Jackson'dı ya da hiç kimse sallanmıyordu kim bilir, ama Jackson'un hiçbir şey bilmediği kesindi. Hızla yanına doğru gitti.

''Neden beni bırakıp gidiyorsun? Yoksa beni hiç sevmiyor musun? Ama ben seni çok seviyordum.''

''Evet Jackson seni sevmiyorum oldu mu! Yalnız bırak beni şimdi hep yaptığın gibi.''

''Banane gitmiycem işte gitmiycem hep burada böyle oturcam.''

Diyip Jinyoung'un yanındaki salıncağa oturdu.

''Neden beni yalnız bırakmıyorsun ki? Sana ihtiyacım olduğunda yanıma bile gelmiyorsun ama git dediğimde de gitmiyorsun. Söylesene Jackson benden ne istiyorsun!?''

Sinirliydi hem de öyle sinirliydi ki normalde kılına zarar gelse dünyayı yakıcağı insanın yüzünü dağıtmamak içın zor duruyordu, tabii alkolün de etkisi vardı bu durumda.

''Ben sadece yanında olmak istiyorum! Sen neden sinirlisin ki bu kadar? Tabii ya Minji ve Jimin sevgili olduğu için üzüldün ve kıskandın değil mi? Onu seviyorsun.''

Bağırarak başladığı cümleyi kendinin bile zar zor duyabileceği bir seste bitirdi. Bu cümle canını çok yakmıştı. O kadar acımıştı ki canı karşısındakinin de canını yakmak istiyordu. Yakalarına yapıştı ve oturduğu yerden kaldırdı.

''Minji'yi seviyorsun değil mi? O yüzden bu tavırların.''

Hayatındaki en zor soruydu bu Jackson'ın. Bir cevap almaktan çok korkuyordu. Bu cevabı duyabilecek kadar güçlü değildi. Ellerini Jinyoung yakasından çekti. Tam gitmek için adım atmışken yanağındaki bugünün kaçıncı olduğunu sayamadığı acı ile yere düştü. Bir anda dünyası kararmıştı ne olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu.

Bu sefer de Jinyoung az önce yumruk attığı adamın yakasına yapıştı ve onu kaldırdı.

''Ne biçim bir insansın sen ha? Bir öyle davranıyorsun bir böyle. Dün kanka diyordun şimdi de birini sevip sevmediğimi soruyorsun. Bir karar ver Jackson, hislerinden emin ol sonra benim karşıma çık böyle iki yüzlü bir insan gibi davranma.''

Bu sözler ağırdı. Jackson bu sözlerin altında kalamazdı, tek suçlu kendisi değildi, buna emindi. Alkolün verdiği cesaretle o da Jinyoung'a bir yumruk attı. Ama attığı yumruk ona atılan yumrukla karşılaştırılamazdı bile.

Hausemate •PJM•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin