Hayat çok garipti. Arzular ve hayattan beklentiler sürekli değişirdi. Hayatlarımızda değişmeyen tek şey degisimdi.
Yeni komsularimizla tanıştığımız o geceden sonra hayatımda bazı şeyleri değiştirmeye ve zaman geçtikçe bastırdığımi farkettigim duygularımı serbest bırakmaya karar vermiştim. Yeni komşularımız içinde asıl muhattabim artık Sinemdi. Onunla birlikte onun haberi olmadan beni ve çırpınan hislerimi güçlendiren bir savaş başlatmistik. Bu sayede aileme karşı olan buruklugumu da bir nebze unutmaya ve de belki de zamanla bu konuda da güçleneceğime olan inancımin artmasına yol açacaktım. O gece, yatma saatimin gelmesiyle birlikte Sinem ve Seyhan'ı orada bırakıp giderken güçlü kalabilmemi sağlayan tek şey bu düşüncemdi.
Yine de Seyhan'a bir anda gidip açık açık onu yıllardır sevdiğimi söylemeye ne cesaretim ne de niyetim yoktu. Ya da belki de ondan olumsuz bir cevap alıp kazanmaya çalıştığım cesaretimi sonsuza kadar kaybetmekten korkuyordum. Nedeni ne olursa olsun onu Sinemin eline bırakmaya hiç niyetim yoktu. Bunun için sağlam adımlarla ilerlemeyi düşünüyordum. Bu doğrultuda aldığım ilk karar; artık sessiz ve gerektiğinde konuşan bir Nesli yerine özellikle Seyhan'a karşı daha yakın ve daha konuşkan bir Nesli olmaktı. Çıktığım bir yolda yeni kararlar almak ve bir şeylere kendim karar verebildiğimi görmek beni çok mutlu etmişti. Bu zamana kadar ailesinin onayı olmadan hiç bir şeye kalkısamamis hiçbir karar alamamış bir Nesli için bu büyük bir adım demekti.
****
O gece yemekte öğrendiğime göre onumuzdeki dönem Sinem ve Tayfun bizim okula baslayacaklardi. Dönemin bitmesine ise yalnızca üç hafta kalmıştı. Bu üç haftayı Seyhan konusunda çok iyi değerlendirmek istiyordum çünkü içimden bir ses Sinemin bizimle aynı sınıfta olacağını söylüyordu.Bunları düşünerek sınıfa doğru yürüdüğüm sırada eteğimin altına giydiğim siyah çorabımin sağ bacağımın altından kaçtığını farkettim. Yırtık büyük olmasa da göze çarpıyordu ve beni rahatsız ediyordu. Yeni kararlar almaya ve kendimi güçlü hissetmeye çalıştığım bu ilk gün beni demorilize eden bir durumla karşılaşmış olmam tipik bir Nesli kaderiydi.
Corabimdaki yırtığı görmezden gelerek sınıfa girdiğimde sıraların neredeyse hala boş olduğunu gördüm. Bu genel olarak her gün karşılaştığım bir görüntüydu çünkü her zaman annem tarafından okula erken gönderiliyordum. Birkac kişi dışında kimse yoktu ve olanlarda benim konuştuğum kişiler değildi.
"Günaydın" dedim sirama doğru yerleşirken. Arka sırada erkekli kızlı oturan ve aralarında konuşmakta olan çocuklardan bir yanit gelmedi. Çünkü o kadar sessiz söylemiştim ki muhtemelen duymamislardi. Bozuntuya vermedim ve çantamdan ders için gerekli olan şeyleri çıkarmaya başladım. O sırada aklımda olan şey Seyhan'ın yine benim yanıma oturup oturmayacagiydi. Oturmasını çok istiyordum çünkü o zaman iletişim kurabileceğimiz daha fazla zaman oluyordu.
Sınıf zaman gectikce dolmaya baslamisti ve ben gözlerimi kapıdan ayiramiyordum. Onu yıllardır seviyordum ve her sene aynı sınıftaydık ama aldığım son karardan ve araya Sinemin girmesinden sonra ona olan ilgim daha da artmıştı sanki. Kapıdan girecek olan her kisinin Seyhan olma ihtimali kalbimde kelebekler ucuruyordu. Tam kapının girişinde "görüşürüz" diye bir ses isittim. O anda Seyhan kapıda belirdi. Saçlarıni çoğu zaman yana ayiriyordu ama bugün kafasının arkasına doğru taramisti. Uzun boyu ve tek omzuna astigi beyaz çantasıyla bir film yıldızini andırıyordu. Kapıdan girer girmez bakislarimiz buluştu ve gözlerim kendilerini gözlerinden kaçırmaya çalıştıkca onları o koyu kahve gözlere bakmaya zorladım. Bana doğru yaklaştı ve yanağımdan bir makas alıp arka sirama oturdu. Yanıma gelmediği için hayal kırıklığı yaşarken yüzüme dokunduğu parmaklarıyla ruhumu güçlendirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARŞI KOMŞU
General FictionBöyle şeyleri yalnızca filmlerde görmüştüm. Böyle bir şeye kalkışmam tamamen dün tesadüfen gördüğüm bir şey yüzündendi. Yoksa, evimin karsisina yeni taşınan bir aileyi merak edip gözetlemek gibi bir huyum asla olmadı.