18. Bölüm

3 0 0
                                    

Ertesi gün gözümü açtığımda yine komidinin üzerindeki tokayi gördüm. Sürekli kendini Seyhan'a hatırlatmaya çalışıp başarısız olan minik masum bir yol arkadaşı gibi hissediyordum artık onu. Elime aldım ve bir süre tüm kötülüklerden saklamak istiyormusum gibi sımsıkı tuttum. Geçmişten izler taşıyan somut nesnelerin bizi o yıllara götürmek gibi özel güçleri vardı.

Dün Seyhan ile olan konuşmamızdan sonra en az annem ve dedemin aralarındaki ilişkinin gizli kalmış sırları kadar Sinemin neden böyle bir hastalikli ruha sahip olduğunu da merak etmeye başlamıştım. Bugün okula gittiğimde ne ile karşılaşacağımı bilmediğim için gergindim. Beynim, sinemi her an bana saldirabilecek potansiyel bir katil olarak algiliyordu.

Dıt dıııt..

Telefonuma gelen mesaj sesi ile irkildim. Alip mesaja bakmak istiyordum ama gelmiş olan mesajın Sinemden olabilme ihtimali midemin kasilmasina sebep oluyordu. Camdan onun odasının olduğu tarafa doğru baktım. Bir hareketlilik olmadığını görünce camdan uzaklaştım.

Dıt dııııt...

Bir mesaj daha gelmişti. Ve bu kez düşünmeden açtım.

"Hazır mısın?"

"Heeeey!"

Gelen iki mesajda artık benimle okula erken gitmeyi rutin haline getiren Ayetene aitti. Gülümsedim.

"Hemen hazırlanıp çıkıyorum. Kapıda görüşürüz"

Mesajı yazdıktan hemen sonra hazırlandım ve odamdan çıktım. Dedem geldiğinden beri salonda yatıyordu çünkü başka bir odamız yoktu. Hala uyuduğu için  yavaşca onu öptüm. Tam kapıdan çıkacağım sırada annemin nefretten gittikçe katılaşmış sesini duydum.

"Bizi insan yerine koyup bir hoşçakal demezsin ama maşallah, dedeni opmeden gittiğin gün yok " 

Konuşması bitene kadar ona dönmedim. Bittiğini anladigimda döndüm ve, "seni öpmek istesem buna izin verir misin? Kapalı bir kutu gibisin ve kutunun içinde bir tek sana yer var. Senin dışında kimseyi almıyorsun o kutunun içine" dedim.

"Ne saçmalıyorsun sen yine? Kutu falan? Hem bayram değil seyran değil neden durduk yere opecekmissin ki beni. Ben bir hoscakali da çok görme diye söylüyorum "

Uzunca bir süre yuzene bakınca "kız ne bakıyorsun aval aval yüzüme ? Anlamıyormus gibi..." Dedi.

"Anlamıyorum. Anlamayı çok istiyorum ama anlamıyorum anne. Her neyse... Hoşcakal..."

*******
"Hadi be kızım, ağaç oldum burada"

Kendimi sakinleştirmek için derin derin nefes alıp veriyordum. "Kusura bakma, geldim gidelim hadi"

"İyi misin sen?" Yüzün bembeyaz olmuş "

"İyiyim " dedim ve yürümeye başladığımız sırada Ayten'e ve kendime verdiğim sözü hatırladım. Artık hiçbir şeyi içimde tutup minik bir kıvılcımın büyük bir ateşe dönüşmesine izin vermeyecektim. Aniden durdum ve , "iyi değilim. Yani annem yüzünden" dedim.

Bir anda durup bunları soyledigim için şaşırmıştı. "Neden? Neriman Teyze iyi mi?"

"O iyi. Ama bana iyi gelmiyor. Yani ona ulasmama izin vermiyor ama ona ulasmadigim için bana kızıyor. Yani sana nasıl anlatsam bilmiyorum ama bir anne çocuk ilişkimiz yok bizim "

Yıllardir tanıdığı en yakın arkadaşının en büyük yarasının kabuğundan akan kan damlalarını izliyordu Ayten. İlk kez duyuyordu bu gerçeği. Şaşkın ve de üzgündü.

KARŞI KOMŞU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin