Multimedia'da Taylan bulunuyor! Bölüm şarkımız Cem Karaca - Islak Islak.
İyi okumalar!
*
Şuan üzerime donuyla Olimpos'tan çıkma Zeus düşse, Jurassic Park kaçkını dinazorlar beni parçalarıma ayırsalar yahutta annem taramalı tüfek moduna geçip beni kurşuna boğsa, Allah'a şükrederdim! Karşımda Taylan, içimde kalbimin halaya duran sakinleri varken kesinlikle iyi değildim, akıl sağlığım tehlikedeydi! Ben ondan kaçmaya çalışırken, Nesquik reklamında ki inek gibi onun bana doğru uçarak gelmesi kesinlikle şu aralar üzerimde göz bulunduğunun resmiydi! Kurşun mu döktürecektik ne yapacaktık, eve varır varmaz evde kalmış Naziye Teyze'yi arayıp öğrenecektim. Yoksa bu kör talihimin başka bir açıklaması olamazdı zannımca.
Taylan Nediz'in bedeni beni okulun arkasında sıkıştırmışken düşüncelerimin kafamda fink atması sanırım en son derdimdi. Zira sonumu toprak altında görür gibiydim. Genç yaşımda çürüyecek, arkamda Kız Kurusu Takımı'nı gözü yaşlı bırakacaktım... Ölümüm benim mıncırık sevdalımdan olacaktı.
"Cuma," dedi bir anda Taylan. Sesi huzursuzdu. Sanki benden bir atak ya da hainlik bekliyor gibiydi. Ki ben onun basketbol maçlarından sonra gizli gizli su ve havlu bırakan hayranıydım. Değil onu arkadan vurmak, canını bile yakamazdım. Ama tabii ki ponçiğim, benim Çekik Gözlü Fındığım bunu bilmiyordu. "günü olanlar hakkında konuşmamız gerek."
Taylan vurdu gol oldu! Top ağlarda! Cevahir, kanından yavaş bir sıfır geride! Ruhuna Fatiha!
Onun ani çıkışıyla buz kesildi ellerim. Ne olurdu ki o günü unutmuş olsaydı? Ne olurdu güzel yüzü beni gördüğünde korku ve huzursuzlukla kasılmasaydı? Öyle görünce gerekirse penguen dansı yapıp onu güldüresim geliyordu. Ah benim yakışıklı yarim... Beni görünce tanımamanı bile istiyordum şuan.
Ama mümkün değildi. Taylan Nediz'in çekik gözleri beni görür görmez vücudu alarm veriyordu çünkü. Onun bu ülkeye hatta dünyaya fazla olan güzelliği sanki ben baktıkça artıyordu. Dünyanın Sekizinci Harikası'ydı o! Öyle güzel ve harikaydı ki, onun yanında bir kız olarak çok fazla sönük kalıyordum. Bilmiyordu ki, onu gördüğüm andan beri örümcek ağına kapılmış bir kelebek gibi çırpınıyordum. Şimdi o, beni utançtan yerin dibine sokacak şeyleri konuşmak isterken ben gözlerimi ondan kaçırmaya çalışıyordum. Çünkü bu konu hakkında konuşmayı bırakın, bu konuyu hafızamdan Dumbledore'un Düşünseli'yi kullandığı gibi söküp çıkarmak istiyordum! Ah ve Dumbi, yaktın beni, diyerek parmaklarımla oynamaya başladım. Ama Taylan'ın bu konuyu dağıtmak gibi bir düşüncesi yoktu. Benden ses çıkmayınca boğazını temizleyip konuya girişti.
"O gün gördüklerin...birine söyledin mi...?" Hayatımın Favorisi'nin dili dolandığında ve sesi titrediğinde kalbime bir ağırlık çöktü. Ne olurdu ki, ayaklarına fark ettirmeden serdiğim dünyayla yetinseydim? Hay anamın aklına uyan akılsız kafamı roketler uçuraydı da, stratosferde astronotlara el sallayaydı?
Rahatsız olmuşçasına parmaklarımı çekiştirdim, benden bir cevap beklediğini biliyordum ama o anda boğazım İstanbul Boğazı'nda ki akşam sekiz trafiği gibi kilitlenmişti. Kelimeleri toparlayarak konuşmak ne haddime nefes bile almakta zorlanıyordum! Onun korktuğunun aksine kimseye bu olaydan bahsetmemiştim. Evet, Berru'ya Taylan ile aramda bir şeyler geçtiğini çıtlatmıştım ve arım balım peteğim buncacık şeyden bile kıl kapmıştı. Oysa bilseydi ki içimde ne tufanlar kopuyordu da, kaptanlar alabora olan gemilerinin ardından ağıtlar yakıyordu. Nereden bilecekti ki gerçi sarışınım? Taylan'ın iyiliği için hiçbir şey dememiştim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
FAVORİ
Teen FictionCevahir Cemre, ruhu eskilerde kalmış bir pısırık, dili değil beyni sivri olan, iflah olmaz bir âşıktır. Okulun en popüleri, şehrin örnek evladı, sadece onun değil herkesin favorisi olan Taylan Nediz'e sırılsıklam âşıktır fakat... Onunki umutsuz bir...