Multimedia'da Taylan var! Bölüm şarkımız Gökben - Aşk Dediğin Laftır
İyi okumalar!
*
Saat sabahın beşiydi. Kargalar daha kalkmamış, çizgi film kuşağı bile başlamamıştı. Güneş uykusundan uyanmamış, mehtabı kızıla boyamamıştı. Alacakaranlığın hafif soğukluğu etrafa yayılmıştı. Hiçbir yerden ses çıkmıyordu, tüm doğa uykudaydı.
Ben hariç.
Ne varsa sabahın köründe, sabah ezanından önce uyanmıştım. Yorganım etrafıma dolanmış, saçlarım birbirine girmiş biçimde yatağın üzerine oturuyordum. Öyle ki, gözlerimi kapatsam bile uyuyamıyordum, kalkmak, koşmak, zıplamak istiyordum. İçimde anlamsız bir sevinç vardı, dağlara bayırlara anlamsız sesler çıkararak tırmanmak, tanımadığım birinin düğününe gidip halay başı olmak istiyordum.
Biz biliyoruz bu sevincin nedenini.
Kalbim heyecanımın arasında yine ipleri ele aldığında iç geçirdim. Ponçiğim, Favori'm beni bugün dışarı çıkaracaktı, ben olmayacaktım da kim heyecanlı olacaktı yahu? Üstelik gelip, kalkmazsan öperek uyandırırım, demişti. Bir kalp hastasına bu denir miydi ya? Ya o an kalpten gitseydim kim verecekti bunun hesabını? En son akşamın dördünde yattığım için sabahın beşinde kalkmıştım iki gün önce, bir bünye bir haftada iki kere erken kalkıyorsa bunun altında bir sebep aranmalıydı, değil mi? Ya bedenimde uyku bozukluğu olursa, kalp krizimin yanında kim verecek hesabını? Ha kim?
Ben düşüncelerimle boğuşurken birden bire odamın dışından bir takırtı geldi. Tam "Hay bin gulyabani!" diye bağıracaktım ki, annem sıyırmış olduğu paçalarını çekiştirerek şaşkınlığın hakim olduğu yüz ifadesini saklamaya dahi çalışmadan odamdan içeri girdi.
"Cevahir, sen misin yavrum?" Annemin şaşkın yüzüne bakarak kafamı salladım.
"Benim anne, ne oldu?" Yorganı omuzlarımdan sıyırıp üzerimden attığımdan annem hızla yanıma gelip sopsoğuk elini alnıma dayadı. Ateşimi kontrol ediyor gibiydi.
"Ne oldu kuzum, hasta mı oldun ha annem?"
Gözlerimi kırpıştırıp kafamı iki yana salladım. "Hayır anne ne alakası var ki?"
Annem geriye çekilip kahve tonu gözlerini üzerime dikti. "Ay bir de soruyor. Kızım senin hasta olman ya da motorunu bozman dışında sabah ezanından önce kalktığın nerede görülmüş? Eh tuvalette de olmadığına göre haliyle hastalandığını sandım."
Ay erken kalkmak suç, kalkmamak suç! Nedir bu çocukların çektiği bre. Bir gün erken kalkalım dedik gördüğümüz muameleye bak. Gerçi şimdi kadında haklı. Yatağımdan sürünerek çıkan ben daha kargalar bokunu yemeden ayaktayım. Ay şimdi düşündüm de kadın iyi ki kalpten filan gitmedi.
"Yok be annem sadece uyuyamadım." Sakince cevapladığımda annem çoktan pencereme varmış, perdelerimi çekiyordu. Perdeyi çektiği anda içeriye alacakaranlığın hafif ışıltısı doldu. İleride ki binaların üzerinde beliren hafif turunculuk Güneş'in yolda olduğunun habercisiydi adeta.
"İyi o zaman kalk bir sabah namazını kıl, ondan önce çay koy bakim. Erken yapalım kahvaltımızı bir günde." Perdeden sonra kapıya doğru yöneldiğinde ofladım. Ben öğlene kadar yatağımda oturmak istiyordum ama. Annem ofladığımı duyduğunda hızla bana doğru döndü. Kaşlarını çatmıştı. O bakışını görünce hızlıca oflamamış gibi yapıp başka yerlere bakmaya başladım. Ama söylenmesinden kaçamadım. "Aa bak bir de ofluyor. Kalk kızım bari bir kere namaz kıl. Bak yemin ediyorum yanacaksın biraz elin alışsın yavrum namaza."
![](https://img.wattpad.com/cover/34638170-288-k63425.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FAVORİ
Novela JuvenilCevahir Cemre, ruhu eskilerde kalmış bir pısırık, dili değil beyni sivri olan, iflah olmaz bir âşıktır. Okulun en popüleri, şehrin örnek evladı, sadece onun değil herkesin favorisi olan Taylan Nediz'e sırılsıklam âşıktır fakat... Onunki umutsuz bir...