39. Bölüm: "Bebek Bakıcısı"

2.9K 328 26
                                    

Barış Manço - Domates Biber Patlıcan

*

Yalın'ın söyledikleri dünden beri aklımdaydı. Düşündükçe kalp krizinden ölecekmiş gibi oluyordum. Öyle anlarda pembe hülyalara dalıyordum. Annem evdeydi ve yarın okul vardı. Çözmem gereken testler ve çalışmam gereken konu kağıtları önümde dağ olmuştu ama aklım Taylan, ben, pembe panjurlu evimiz ve küçük bebeğimizdeydi.

Hayali bile güzel be!

Kalbim keşkül gibi titrerken hırıldadım. Onun gay olduğu zamanı bilerken böyle hayaller kuramazdım ama şimdi ölümüne düşlüyordum. Ama bir yandan da kendimi boşuna ümitlendirmekten korkuyordum. Afakanlar basıyordu böyle gel git'ler yaşarken. En sonunda dayanamayacağımı anlayıp sıradan kalktım ve salona, annemin yanına gitim. Telefonda biriyle konuşuyordu.

"Öldüm, öldüm..." Koltuğa tüneyip mızırdandım. Bir yanım hayal kuruyor, bir yanım bunun mümkün olmadığını söylüyordu. "Hayattan zevk almıyorum."

"Evet, evet, geliriz." dedi bir anda annem bana, zevk alırcasına, Frankestein'ın canavarına baktığı gibi bakarak.

"Ne? Nereye... Bahçeye çık, hıı."

"Tamam tamam geliyoruz." Annem telefonu kapayıp ayaklandı. "Hadi kalk kızım, gidiyoruz."

"Pazar yahu. Adı üzerine pazar günündeyiz. Yatma günü. Kalkamam ben. Arabamı getirin! Ancak kıçım yer görürse kalkarım. Yoksa hiçbir şekilde kımıldamam." Mızırdandığımda annem kaşlarını çattı.

"El üzerinde gidecek değilsin ya kızım. Kıç üzerinde gideceksin tabi, arabayla! Kalk, ikiletme!" Baş örtüsünü çözüp suratıma attı.

"Nereye?" Çekip ofladığımda odasına giderken "Gümüş Günü," dedi direk.

O an kalbime ok saplandı. Balzamik Canavarı... Kavgacı çocuklar... Hepsi orada olacaktı! Ve de ağlayan bebekler...

Bebekler...

Aklıma, günler önce söylediğim bir şey geldi.

...Gümüş Günü'ne gidip bebek bakacağım.

"Lanet olsun sözlerime! Of, of, of! Şimdi bir de bebek bakmak zorundayım!"

"Söylenme de giyin!" Annem kendi odasından bağırdığında irkilip hemen kalktım.

Aceleyle giyindik ve evden çıktık. Ben ise idamına giden mahkum gibiydim. Gümüş Günü'nden beter bir şey var ise o da Gümüş Günü gibi bir cehennemde bebek bakmaktı. Öyle bir işkenceydiki bu... Kurbanının kulak zarlarını mahveder, koku alma duyularını etkisizleştirir ve kaslarının işlevini alt üst ederdi. Sağ salim çıkabilenler kendilerini şanslı sayardı...

O sırada mesaj geldi telefonuma. Çekik Gözlü'mden diyedir diye heyecan yaptım ama Kurtarıcı'mdan geliyordu.

Kimden: Kurtarıcı, Wonder Woman

Perşembe günü doğum günüm var, sakın unutma ve kimseye söz verme. Evde parti vereceğim! (Annem zorladı ama olsun.)

Gözlerim parladı. Damla 18'ine girecekti demek! Bunu kaçırır mıydım hiç?

Kime: Kurtarıcı, Wonder Woman

Elbette! Ayy ne alsam acep sana?

Gerçekten, ne alabilirdim?

Kimden: Kurtarıcı, Wonder Woman

Bir şeye gerek yok. Gel yeter.

Gülümsedim. Partiyi hayal edebiliyordum. Taylan'ım ile birlikte girer dans ederdik...

FAVORİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin