8. PASTA

108K 5K 757
                                    

Keyifli okumalar. Düzenlendi.

Duştan çıkıp rahat bir şort ve şortu bile geçen uzun, bol bir tişört giydim.
Diz kapaklarıma baktım, kabuk tutmuştu. Banyoya girip dolaptan yara bandı çıkardım. Klozete oturup her iki bacağıma da yara bandı taktım. Kollarıma gelince de önceden Meriç'in verdiği kremi sürdüm.

Saçlarımı kurulayıp yatağa oturdum. saate baktım gecenin üçüydü. O değilde ben hâlâ açtım.
Bir daha salak gibi akşam kavgalarını izlemeyeceğim. Aklıma gelen görüntülerle başımı iki yana salladım ve   telefonumu alıp sessizce odamdan çıktım. Her yer karanlıktı, şu an tek isteğim mutfağa sağ salim ulaşmaktı.

Bir ajan edasıyla etrafıma bakarak temkinli adımlarla yürüdüm.
Merdivenlerden eğilerek indim. Her an biri çıkabilirdi.  Merdivenleri de tamamladığımda etrafıma baktım
Sadece salonu geçmek kalmıştı. Her yer karanlık olduğuna göre kimse yoktu.  Parmak uçlarımda mutfağa yürüdüm.

VE KARA GÖRÜLDÜ!

Mutfağa girip rahat bir nefes aldım.
Işığı açmamam lazımdı, bu yüzden yanımda getirdiğim tabletin flaşını açıp buzdolabına ilerledim. Bu saatte sadece sandviç yapabilirdim. Dolabı açıp domates, salam, kaşar, süzme peynir,bal ve kaymağı çıkardım. Ne yapayım ben de böyle doyuyorum anca.  Hepsini masaya koydum. Ekmeği de aldım. Ekmeği kenardan kestim açıp içine malzemeleri yerleştirdim. Kapatıp ekmeği ortadan ikiye kestim.

Malzemeleri geri yerine koyup 
dolaptan İce tea'yı çıkardım.
Büyük bir bardağa doldurdum
ve masaya oturdum. Her şey hazırdı ama son birşey eksik... Film!
Netflixten yeni çıkan filmlere baktım.
Fantastik türde bulunca açıp telefonu yatay çevirdim ve vazoya yaslandırdım. Ardından yemeğimi yemeye başladım. 

1 saat aralıksız yemeğimi yiyip filmi izledim. Önümdekileri toplayıp ayağa kalktım ve saate baktım.
Dörde geliyordu, şimdi uyuyabilirdim. Yine sessiz adımlarla mutfaktan çıktım.  Merdivenleri de hızlıca çıkıp odama girdim ve kendimi yatağa attım. Yemekten sonra hemen uyumak zararlıydı ama çok yorgun hissediyordum.

Aral'ın ağzından ama birkaç saat önce .

Bu kız garip biriydi bazen rol yaptığını bile düşünüyordum.
Gerçekten önyargılıydım lakin elimde değildi. Ezgi bize hiç olmadık şeyler yaşatmıştı. Ailemiz dağılmıştı.
Bazen onları bile özlüyordum.

Odamdan çıkıp salona indim.
Asya burada değildi. Kendimi koltuğa attım. Babam, "Aral şirketteki Mehmet Özer'in davasını hallettin mi?"  Diye sordu, başımı salladım.  "Evet baba 2 gün sonra mahkemesi var." Dedim.
Babam başıyla kısaca onayladı.  "Baba yarın Amerika'dan birkaç iş adamı gelecek, biliyorsun ihale için."  Dedi Polat abi elinde ki siyah tablete bakarken.

"Sıkıntı yapma oğlum, bizim proje daha büyük biz alırız." Dedi babam kendinden çok emin bir sesle. "İnşallah." Diye mırıldandı abim.  "Neyse çocuklar ben ofisteyim." Babam çıkınca Efe de kalktı.
"Abiler ben de odamdayım." 
Onu onayladığımızda odasına gitti.
Salonda abimler, ben ve Güney kalmıştık.  Ben de telefonumu çıkarıp Instagrama girdim. O kızın hesabına da bakmak istiyorum.

Arama yerine girdim iyide hangi soyadı kullanıyordu ki? Önce bizim soyadı denedim. Birkaç kez daha bakmıştım ama hesabı yoktu. Bu sefer eski soyadını denedim. Evet karşıma onun profili çıktı. Hesabına girdim, açıktı. Fotoğraflarına tek tek bakmaya başladım.

Genelde öbür ailedeki abisiyle fotoğrafları ve bir çocukla vardı.  Sevgilisi miydi acaba? Ben bakarken merdivenlerden sesler geldi, kafamı kaldırdım Asya'ydı.  Kafamı geri indirdim. Onu umursamamaya çalışıyordum. Hafifçe baktım ne yaptığına, Fatma teyzeyle konuşuyordu. Sonra ona gülümseyip kapıya doğru yürüdü.
Abimlere ve Güney'e baktım, ona bakıyorlardı. Polat abim, "nereye gidiyorsun bu saatte?" Diye sordu.

BİYOLOJİK AİLEM ✔️ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin