15. TEŞEKKÜR

101K 4.6K 1.1K
                                    

Düzenlendi. Keyifli okumalar.

Karnımı sessiz sedasız doyurduğumda arkama yaslandım. Diğerleri koyu bir sohbetteydi. Tam o sırada masanın üstündeki telefon titremeye başladı. Alıp kimin aradığına baktım. Abimdi.

Abim, annemle pasta yaptığımız gün gelmişti ya, heh işte o gün bana işi ve eğitimi için bir süreliğine Almanya'ya gideceğini söylemeye gelmişti. Ama şartlar buna pek izin vermemişti. Alışkındım bu tarz gitmelerine, ayda bir ya da iki kere giderdi önceden de. Bunu beni arayarak haber vermişti tabii bir ara. Ben çok yadırgamamıştım bu durumu ama hayatım böyleyken gitmesi dahada yalnız hissetmeme sebep oluyordu.

Açtım telefonu. "Abiiiiii," dedim neşeli bir sesle. "Güzelim?" Dedi o da. "Nasıl gidiyor orda?" Diye sordum. Aniden öksürdüğünde kaşlarım hafifçe çatıldı. "İyi gidiyor, iyiyiz." Dedi. "Bana yalan söyleme Muzaffer, hasta oldun değil mi?" Dedim azarlayıcı bir ses tonuyla. "Biraz üşüttük diyelim." Dedi abim. "Ya varya harbi dayaklıksın oğlum sen. İnsan bir kendine bakar değil mi ya?" Dedim hafif sitemle.

"Evet ama Michael bana bakıyor." Dediğinde duraksadım. Yüz ifadem yumuşadı.

Ah Michael, sarışın, Alman, bozuk Türkçeli, big boy kekim...

Michael, abimin arkadaşıydı. Arada Türkiye'ye gelirdi ve bana çok samimi ve sıcak davranırdı. Pezevenk böyle davranarak aşık ettirmişti kendine.

Hayır hayır hayır şu an aklıma yıllar önce Michael'a evlilik teklifi ettiğim aklıma gelmemeli...

"Yaaa, o ne yapıyormuş peki?" Dedim tatlı tatlı. "Salak kardeşim benim, vazgeç artık ondan. Hem yakında evlenecek adam, sal artık onu. Ayrıca hasta olan benim, benimle ilgilen."

Cidden mi? Piç Alman işte ne olacak. Ya benimsin ya kara toprağın olacaksın Michael, derdim ama maalesef uğraşmam gereken yeni sorunlarım var.

"Yemin ederim çok şerefsiz gördüm ama bu Alman'lar daha bir şerefsizmiş lan. Söyle o Michael'a, düğününü basacağım." Dedim ciddi ciddi. İstemsizce elimi yumruk yapıp masaya vurmuştum. Bu durumu fazla ciddiye aldığımı fark ettiğimde bana bakan biyolojiklere sevimli ama yapay bir gülümseme sundum.

"He Asya he. Hadi kapatıyorum, uyuyacağım ben." Dedi. "İyi tamam. Kendine çok dikkat ediyorsun, gâvur kızlardan uzak duruyorsun ve sağ salim dönüyorsun." Diye uyarılarımı yaptım. Abim kısık bir sesle güldü. "Tamam abim, sen de orda kendine çok dikkat et. Hadi görüşürüz." Abime tatlı tatlı veda ettikten sonra aramayı sonlandırdım.

"Sorması ayıp, kimin düğününü basıyorsunuz Asya hanım?" Dedi Serkan çayına şeker atarken. "Alman bir tane kocam varda, aldatmış şerefsiz beni. Yeni birisini bulmuş, evleniyor. Onun düğünü basacağım, isteyen gelebilir." Dedim ciddiyete devam ederek. Serkan gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Diğerleri çok ciddi duruyordu, söylediklerimi fazlasıyla ciddiye almışlardı.

Hele Polat'ı hiç söylemiyordum bile, adam si- yani sevecekmiş gibi bakıyordu şu an.

Öncelikle bismillahirahmanirrahim.

"Şaka. Bu bir şakaydı, ironi..." dedim gülümsemeye çalışarak. Dayanamayıp ayağa kalktım. "Ay ben doydum. Hadi gidelim, sıkıldım zaten." Dedim bu gerici ortamdan kurtulmak amacıyla. Diğerleri de bana uyarak yavaş yavaş ayaklandı.

Önden havalı havalı yürüyerek dışarı çıktım. Arabalar nerdeydi hiçbir fikrim yoktu ama yinede bir yere sapıp yürümeye başladım. Birkaç dakika sonra "Asya, nereye?" Diye bağırdığını duydum Serkan'ın. Arkama döndüm, benim ters yönümden gidiyorlardı. İçimden lanet ederekten o tarafa döndüm ve benden metrelerce ilerde olan tayfaya doğru ilerlemeye başladım.

BİYOLOJİK AİLEM ✔️ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin