31. PİKNİK

77.7K 3.6K 1.3K
                                    

Selam, bu bölüm biraz kısa oldu. Kusura bakmayın lütfen. İyi okumalar!

"Buna ben karar veriyorum hakan, ne zaman gerekirse gideriz." Diyerek Urfa'ya gitmeyi reddetti babam.

Evet şu an salonda oturuyorduk. O adam da Yusuf beyin, yani dedemin sağ kolu gibi bir şeymiş.

Yalnız adam tam bir şerefsizdi. Görür görmez böyle biri olduğunu anlamıştım. Yani sebebi yok işte adamın davranışları bana göre çok gıcıktı, onunla her konuştuğumuz da alttan alttan laf sokuyordu, sizce ben boş durur muyum?

Hayır tabii ki de. Ben de açık açık kafiyeli bir şekilde laflarımı sıralıyordum. Adam, yani hakan da bozulmuştu, çaktırmamaya çalışıp da gülüp geçmişti.

Ay biliyorum, mükemmellim. "Ne alaka Asya?" İç sesime küfür ettim.

Lan bir de bu Hakan 32 yaşındaymış. Ben adamı 50 yaşında falan sanmıştım. Ay silahla evi basarmış gibi bir harekette bulundukları için Polat ve Fırat abi hakana fena fırça atmışlardı.

Fırat abi de benimle daha da konuşmamıştı. Bana sebebi falan var diyordu ama saçmaydı. En azından konuşmasını engelleyecek kadar büyük bir sebep görmüyordum ortada.

Çağrı ise benimle göz göze geldiği an kaçırıyordu gözlerini. Ve kimseyle de konuşmamıştı. Benim tanıdığım çağrıya göre bu oldukça garip kaçıyordu.
Annem ve babam da biraz önce gelmişti. Biraz yürüyüşe çıkmışlar. Meriç abi de onlardan sonra gelmişti.

"Peki serdar bey, ben sadece haber vermekle görevliydim." Dedi Hakan.

Ayağa kalktım, hepsi bana baktı. "Ben odamdayım, iyi geceler." Dedim ve arkama döndüm. "Asyacım daha misafirinizim, açıkçası böyle hemen gitmen ayıp oldu." Dedi Hakan.

Bu adam 32 yaşında falan değil bence, direkt 4 yaşında bir çocuk olarak algılayabiliriz. "Kes sesini hakan, iyi geceler kızım." Dedi babam. Onlara döndüm.

O sırada yukarıdan koşarak inen hain Tarçını gördüm. Ben ne olduğunu anlamadan, hatta kimse ne olduğunu anlamadan, Hakan'ın üstüne doğru koşup bacağını ısırdı.

Dur bir dakika, buraya geldiğinden beri uslu olan köpek, yani benim köpeğim birini ısırdı? ALLAH'ım bugünleri de mi görecektim?

Hakan bağırıp ayağa kalktı, o kalkınca Tarçın hemen Polat'ın yanına kaçtı. Buraya kadar iyiydi be Tarçın. Polat hiç saklama gereği duymadığı bir sırıtmayla tarçını kucağına aldı. Anlaşılan o da hakandan hoşlanmıyordu.

Ulan Tarçın erkek olduğunu bilmesem, Polata aşık olduğunu falan sanacağım.

Açıkçası dedem denilen adam neden bu adamı yanında tutuyor anlamadım.

"Bir şey olmaz hakan abi, aşıları tam merak etme." Dedi Meriç abi. Babam ayağa kalkıp hakanla el sıkıştı. "Buraya kadar zahmet etmişsin hakan, başka bir zaman görüşmek üzere." Dedi babam, hakan hiç bir şey demeden hızlıca evden çıktı.

Yazık lan, adamın kalbi kırıldı kesin. Ne yapalım hakancığım bu dünya böyle.

"Köpeğe bak sen." Dedi güney sırıtarak. Ona ters ters baktım. "Bir daha sakın ona köpek deme." Dedim sert bir dille. Tek kaşını kaldırdı. "Tarçın ne kızım? Köpek köpektir işte." Şimdi çarpacağım ağzının üstüne 2 tane, öbür dünya da göreceksin cehennem köpeğini.

Tövbe tövbe, salak şey. Zaten ona sinirliyim.

"Ay her neyse annecim, pedercim, efe ve akşam akşam tinercilerle buluşmaya giden sevgili abim iyi geceler hepinize." Deyip hızlıca yukarı çıktım.

BİYOLOJİK AİLEM ✔️ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin