•12• Araftaki Ruhlar

2.1K 46 9
                                    

Playlist;
Billie Eilish - Your Power
Batu Akdeniz, Aleyne Talınlı - Yanlış Biriyle Doğru Hikaye

'Araftaki Ruhlar'

Anıların da birer mezarı olur muydu?

Son birkaç haftadır yaşadığım her şeyi bir şekilde toprak altına gömebilmiştim.
Kaldıramadığım, zehirli korkunç yılanları andıran onca anıyı... Onca anıyı kafamın içindeki film şeritlerinden söküp atabilmiş ve o lanet mezarlığa gömebilmistim. Altından asla kalkamayacağımı düşünsem de bunu yapabilmiştim. Umursamazca, mezar taşlarına hiçbir şey yazmadan, uğurlarında ağlamadan... Sessiz ve sakince. Hoş, onları sahiplenen yoktu. Yaşamın, sahipsiz ve bir o kadar da yıkıcı birer kesiti olarak yerleri her daim bilinç altımın kimsesizler mezarlığı olmuştu.

Çünkü onları ben bile sahiplenmek istememiştim.

Şimdiyse karşımda, ruhumu ucu keskin bıçaklarla delik deşik eden bu görüntünün karşısındayken... İşte bu vakti hiçbir şekilde, hiçbir toprağa gömemeyeceğimin farkında gibiydim. Bu bilinç altım için bile çok fazlaydı.

O kız... O kız gerçekten ölmüş müydü?

"Mahzar nereye?" En az kendimden nefret edeceğim kadar güçsüz çıkan sesimi duymadı, veya duymazdan geldi. Oysa seri hareketlerle araçtan inerken peşinden gitmek aklımın kıyısında dahi değildi. Boğazım düğüm düğüm bir halde, kılımı bile kıpırdatmadan ayak bileğine biraz olsun geçen karların arasında kızın bağlı olduğu ağaca doğru yürüyüşünü izledim. Gözlerim bu görüntüye her ne kadar dayanamasa da göz kapaklarım onların üstünü örtmemekte neredeyse kararlıydı. Neredeyse.

Güneş koyu renk saçlarına yansıyarak onları daha açık renkte bir kumral gibi gösterirken, rüzgar uslanmazca her bir tutamını oradan oraya savuruyordu. İri adımlarla, bana bir asır gibi gelen sürede kızın önünde durdu. Yüzüne sıvanmış saçları çekmek adına ellerini kaldırdı, ve o an farkına vardım. Mahzar'ın elleri titriyordu.

Tanrım... Korkuyordu.

Yutkunuşum olabilecek en sert şekilde boğazıma durdu, beraberinde ihtiyaçlı halde ciğerlerime yol alan nefesim ansızın kesildi. Sanki o yutkunuş boğulmam adına ant içmiş ölümcül bir yılan misali boğazıma dolanmıştı. Ve kafasına koyduğunu yapmadan tenimden ayrılmayacaktı.

Beni öldürmeden ayrılmayacaktı.

Ölüm...

Birden bakışlarım ne ile karşılaşacağını bilir gibi ağaçlık alanın bir miktar gerisinde kalmış yıkıntı duvar ile buluştu. Zihnimdeki çanlar susmaksızın çalıyor, her an kafayı sıyırabilirmişim gibi hissettiriyordu.

285. Ölümlü

Bir harabe parçasını andıran pürüzlü yüzeyine kazınmış, muhtemelen sonrasında da güçlü ve siyah mürekkeple pütürlü boşlukları doldurularak yazılmış o yazı, kaçıncı olduğunu dahi kestiremeyeceğim kez gözlerimin önüne seriliyordu.

Kalbimin durmasını istedim.

O kahrolası yazıyı yeniden gördüğüm an kafamdan geçen ilk şey, kalbimin durmasını ne kadar istediğimdi. Ya da içine sıkışıp kaldığım bu soluk alıp verme döngüsünden ne denli nefret ettiğim... Aracın arka kapısı kulaklarımdaki katlanılmaz çınlamayı dahi bastıracak kadar kuvvetli bir sesle aralandı, ve burnuma ölümün taze kokusu ilişti.

Lomidas (Ş.Ö.S) +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin