❅
Sana ve hayatıma girdiğin o günün her bir dakikasına lanet etmek istiyorum. Ama söylesene... Neden bu kadar imkansız geliyor?
❅'Ruhum Sularında Alabora'
Hiç, kendinizi fazla basit bir insan gibi hissettiğiniz oldu mu ?
Basit... aptal... kimsesiz...
Zavallı duygularınıza küfrettiniz mi ?
Bir hiç uğruna eliniz ayağınız titrerken bedeninize yaptıklarınız için, kendinizi suçladınız mı ?
Ruhunuz bir adamın sularında alabora oldu mu ?
Hoş, alabora nedir ki ?
Dalgalar kendi isteği üzerine vurmaz sularını... tekne fazla aç olmalı ölüme karşı...
Acınası ruhum gibi.Zorla attığım adımlarım, beni iki kolumdan tutmuş, karakol koridorunda çıkışa doğru yürüten polislerin adımlarıyla hızlanıyordu. Buraya kadardı... ne kendimi inandırabilmiştim, ne de kendime inanabilmiştim.
Uygar bariz bir şekilde uyuşturucu kullanmadığımı, fakat satışıyla paraya para demediğimi anlatmıştı.
Kendime gerçekten çok acıyordum.
Bir adamın beni bu hale getirmesinden, kendi pisliğini üzerime atmasından...
Sen bu adam için aileni karşına aldın Sanya.
Sen bu adam için kimsesiz kaldın...
Sağ gözümden yeni bir yaş süzüldü yanağıma doğru. Kimsesiz kalmıştım değil mi ?
Derin bir nefes alarak dudaklarımı birbirine bastırdım. Amaçsızca, dudaklarımdan dökülecek hıçkırıkları yutmaya çalıştım. İçimde birikmiş o kadar çok şey vardı ki...
Bir kitapta okumuştum, insan duygularının esiri olup biriktirdiği şeyler için patladığında, farkında olmadan kendi kendine mahfedermiş hayatını. Akla hayale sığmayacak tepkiler verir, istemeden uzaklaştırırmış benliğini mutlu bir yaşamdan. Neler yaptığının farkına varması ise, genellikle çok geç bir vakitte olurmuş.
Bir nevi patlama noktasında mıydım, bilmiyorum. Ama her şeyin mahfolduğuna emindim.
Dünyam adeta altüst olmuş, aydınlık bulduğum ne varsa karanlığa gömülmüştü.Dün neredeydim ?
Bu gün ne yaşıyordum...Aldığım solukla ciğerlerimi doldurdum. Anlamıştım ki... insanın hayatta korkması gereken en kötü şey, dönüşü olmayan bir hata yapmak, olmalıydı.
Kendi elleriyle hayatını mahfetmek, sahip olduğu ne varsa kaybetmek olmalıydı...Bir insan bundan çok korkmalıydı...
"Hey !"
Arkamızdan gelen sesle iki yanımdaki polis memurları durmuştu. Kaşlarımı çatarak onlarla birlikte arkamı döndüğümde bize doğru gelen polis memuru görüş açıma girdi.
"Sanya Bilek'in avukatı geldi, onunla görüşüp savunmasını yeniden yapacak."
Dudaklarım şaşkınlıkla aralanırken, iki yanımdaki memurlar, avukatın daha önce gelmesi gerektiğiyle ilgili neredeyse söylenerek yeniden, az önce çıktığım odaya doğru ilerlemeye başlamışlardı. Bense onların adımlarına uymak haricinde tek bir tepki bile verememiştim.
Kimdi ki benim avukatım ?
Ailem mi yollamıştı ?
Yeniden o odaya girdiğimde yanımdaki polisler, az evvel oturduğum sandalyede oturan adamla beni yalnız bıraktı. Oysa daha kapıyı açar açmaz fark etmiştim tanıdığım biri olmadığını.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lomidas (Ş.Ö.S) +18
RomanceKızıla bürünen gök insanların irislerine yerleştiğinde, kalpleri hiç olmadığı kadar büyük bir ateş parçasıyla tutuşarak atmaya başladığında ve ince bir sızı misali kulaktan kulağa geçen melodi zihinlerine aktığında, içlerindeki kıvılcım onları ait o...