•17• Mirasçı

1.6K 47 9
                                    

Bölümde Kırağ'ın konuştuğu kısma eklemeler yapıldı ve yeniden düzenlendi.

Mirasçı

Düşünmek, insanı mahveden hastalık. Yaralayan, öldüren, uğursuzca göz yaşları akıttıran... Hayatım boyunca bunu hiç durduramadım.

Düşünmeyi kesmek... fazla zor bir tedavi olsa gerekti.

Eskiden bir gün bundan dolayı öleceğime çok inanırdım. Düşünerek intihar edeceğime. Acıyı sadece bunu yaparak hisseden bir insan olarak... Şimdiyse hissettiğim şeyleri anlamak için büyük çaba sarf ediyorum.

Gerçekten her zamanki gibi saf bir acı mı hissediyorum? Sanmam... Peki ya bu düşünceler... Bana ne yapıyor bu düşünceler?

Merak? Kuşku? Korku? Acizlik?

Onlara deli olduklarını söyleyip kaçmak istedim. Doğru olan buydu. Hepsi bir çeşit şizofreniye falan yakalanmış olmalıydı. Anlattıkları şeyler başka bir nedenden ötürü olmamalıydı.

Ama hayır, bir şey... ya da çoğu şey bu tür düşüncelerimi engeldi.

Her ne kadar saçma sapan olsa da içimde bir yerlerde Elçin'in anlattıklarına inanmam gerektiğini fısıldayan, kimseye ait olamayacak frekansta bir ses vardı.

Onlarla yaşadığım süre boyunca duysam asla inanamayacağım olaylara şahit olmuştum. Ve hepsini geçmiştim, takılmadan onlarla yaşamaya devam etmiştim. Ne de olsa Uygar'a olan güvenim hepsinden üstündü. O gelecek ve hepsi tamamen geride kalacaktı. Bundan emindim.

Fakat şimdi, Uygar kimdi?

Sevgimden ve sevgisinden kuşkusuzca emin olduğum o adam, aslında kimdi...

Belki de avukat ve arkadaşlarını biraz olsun dinlemeliydim. Bundan gelen zarar, bir köşede uyuşturucu satışından hapse atılan eski sevgilimi beklemekten daha az olurdu.

Ilık bir esinti, ve tenimde gezinen kemikli bir doku hissediyordum.

Ne kadar sürdüğünden emin olamadığım uyku bedenimi usul usul terk ederken feci bir kabus gördüğümü, fakat şimdiden pek çok ayrıntısını unuttuğumu düşündüm.

Feci... Çok feci.

Kirpiklerim isteğim dışında titreşmeye başladığında yanağımı okşayan el kısa bir an duraksadı.

"Uyandın mı?" Diye soran yumuşak ses Mahzar'dan başka birinin değildi...

Kaşlarımı hafifçe çatarak gözlerimi kısık şekilde araladım. Açık pencerenin önünü kapayan beyaz perde görüş alanımı doldurdu. Nerede olduğumuzu çözemedim birkaç saniye. Sonrasında ise bakışlarım yavaş yavaş yukarı çıktı ve avukatın, rengi iyiden iyiye açık hale bürünmüş kahverengilerine tutundu.

Yutkunuşum boğazıma oturdu. Neler olmuştu?

Kurumuş dudaklarım aralanırken verdiği sert soluk yüzümün üzerinden odanın içindeki esintiye karıştı.

"Ateşin var." Diye mırıldandı. Gözleri sanki ellerinden bağımsızca okşuyordu tenimi. Üzerinde sade beyaz bir tişört vardı. İsmini hatırlayamadığım çiçeğin parfüm kokusuyla ciğerlerimi doldurdum. Onu ilk gördüğüm halinden bir miktar daha uzun saçları birbirine girmiş gibiydi. Hatta, sanırım ilk defa onları bu denli karmaşa içinde görüyordum.

Lomidas (Ş.Ö.S) +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin