23. Bölüm

5.7K 210 22
                                    

Toprağa sapladığı hedeflerin ardından açık bıraktığı salon kapısından içeri giriş yapan Cihangir, mutfaktan gelen gülüşme sesleri ile iç çekerek o tarafa yöneldi.

Eşi gelince evin her yerinde çiçekler açmış, ayrı bir huzur gelmiş gibiydi. Hiç gitmesin, evde kalsın ve eskisi gibi olsun istiyordu ama şimdilik bunun mümkün olmadığını biliyordu.

Kısa zaman sonra mutfağın eşiğine gitti, sağa yaslanarak kollarını önünde bağlayıp eşine baktı.

"Islak kek yersin dimi" diyerek gülen yüzü ile gelinine baktı.

Her zamanki gülümsemesi ile su dolu çaydanlığı ocağa bırakırken "Sosu fazla olacaksa elbette" dedi, ocağın altını yaktıktan sonra, un kavanozuna yönelen kayınvalidesine gözlerini çevirirken gözü eşine takıldı. Gülmesini durdursa da yumuşak baktı. "Ne oldu."

İç çekti. "Hedefler hazır."

"Sahi ne hedefi" diyen kadın yerinde dururken gülümseyen çakır gözlerle gözleri kesişti.

"Atış talimi."

Kaşları çatılan Hülya hanım, bakışlarını oğluna çevirdi.

"Bırak bu işleri derken karını da mı içine çekiyorsun Cihangir!"

Genç adam annesini umursamazken Ayça, gülümseyerek ellerini kayınvalidesinin tek omzuna bıraktı, tatlı bir tonda "Ben istiyorum, ona kızma" dedi ve baktığı kadının kaşları havalandı.

"Sen mi."

"Evet." İlk kez kayınvalidesinin tek yanağına bir öpücük kondurup geriye çekildiğinde Hülya hanımın bakışları değişse de kaşları düzelmedi.

"Sen çok fenasın Ayça." Cihangir, annesinin imasını anlamadığı için kaşlarını çatarak yaslandığı yerden ayrılırken genç kadın anladığı için ufak bir kahkaha attı. "Nereden nasıl gireceğini iyi biliyorsun... Neyse. Bir şey demiyorum. Asla, hayır denmiyor belli ki sana." Gözleri ile oğlunun bulunduğu eşiği gösterdi. "Çayı ben yaparım."

Genç adamın kaşları düzelirken hafifçe gülümsedi, Ayça ise ikinci ufak bir kahkahasını atıp diğer yanağa da bir öpücük kondurdu ve geriye çekildi. Eşine doğru sekerek giderken eskisi gibi göründüğünün farkında değildi.

"Hadi gidelim."

İçinin huzurla dolduğunu hissederken yumuşak bir tonda "Gidelim" dedi ve annesinin gülen bakışlarını fark etmeyerek eşiyle beraber bahçe kapısına yöneldi lakin genç kadının içinde ki ufak heyecan önden seker gibi gitmesini sağlıyordu.

Kısa zaman sonra bahçenin yan tarafına çıktıklarında Ayça'yı silahların bulunduğu odaya götürdü ve parlayan çakır gözlerin etrafta gezinmesini seyretti.

"İstediğim mi gerçekten de."

"Evet."

İşaret parmağını alt dudağına hafifçe vurarak kararsızca etrafına bakındı, sol çaprazında ki raflardan birini göstererek beğendiği silahlardan birini istedi.

"Bu!"

"Başka."

Yarım dakika içinde birkaç silahı da seçen kadın, eşinin uygun mermileri almasını izledikten sonra ellerini şaklatarak yukarı kata çıkan merdivenleri tırmandı, spor aletlerinin bulunduğu yerden koşar adım ayrıldı.

Bir an önce denemek istiyordu. Onun bu hali Cihangir'in fazlasıyla mutlu ediyordu.

Kısa zaman sonra hedeflerin önüne, evin tarafına geçtiklerinde eşinin beline yöneldi, seçtiklerine bakmadan Cihangir'in gümüş renkli silahını eline alıp parlayan gözlerini turkuaz gözlere çevirdi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 05 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Eylül'ün KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin