XVIII

577 101 52
                                    

Beş kişi de rastgele koltuklara yerleşince Beomgyu, Taehyun'un asık yüzünün sebebini daha da merak etmişti. Sabah gayet mutlu gözükürken bir anda tüm modu değişmişti. Saat geç olmaya başlayınca Beomgyu ayağa kalktı.

"Biz artık eve geçelim Taehyun. Size de iyi uykular."

Taehyun sözünü ikiletmeden ayağa kalktı. Çocuklara görüşürüz deyip Beomgyu'nun arkasından gitti. Eve girdiklerinde Taehyun hemen koltuğa gidip uzanmak istiyordu. Beomgyu odasına gitmek yerine Taehyun'un yanına gidip uzandığı koltuğun ucuna oturdu. Taehyun yatmadan önce mutlaka kendisine güzel şeyler söyleyip, iyi geceler dilerdi.

"Yanlış bir şey yaptım değil mi?"

Taehyun duyduğu sesle kafasını Beomgyu'a çevirdi. Yanlış bir şey yapıp yapmadığını bilmiyordu ki Taehyun. Sadece ondan bir şeyler gizlediğini duymuştu. Şu an istediği tek şey cebine attığı anahtarı ondan alıp o odaya girmekti.

"Bu gece beraber uyuyabilir miyiz Beomgyu?"

Bir an hiç konuşmayacağını düşündüğü için bu teklife sevinmişti Beomgyu. Yerinden kalkıp Taehyun'un başını yasladığı yastığı çekti. Taehyun ayağa kalkınca onun sırtına elini yerleştirip kendi odasına ittirdi. Yatağın yanına geçip yorganı açtı. Taehyun uzanınca lambayı kapatıp onun yanına yerleşti yavaşça. Rahatsız etmemekti amacı bu yüzden arkasını döndü Taehyun'a ve onun nefesini dinledi sessiz odada.

Kısa süre sonra belinde hissettiği parmaklarla irkildi bedeni Beomgyu'nun. Beklediği bir şey değildi ama Taehyun'un beklemediği şeyler yapması kesinlikle alışıldık bir durumdu. Beomgyu beline yavaşça sarılan kollarla arkasına döndü. Sağ kolunu Taehyun'un boynunun altından geçirerek koluna uzanmasını sağladı. Taehyun başını daha da eğip Beomgyu'nun göğsüne yasladı ve gözlerini kapattı.

Tensel temastan ziyade istediği güvende hissedebileceği bir kucaktı Taehyun'un. Beomgyu ise o an sadece kucağındaki bedeni rahat hissetirmek istiyordu.

Sabah erken saatlerde gözlerini ilk açan Taehyun olmuştu. Yattıkları pozisyonu bozmamışlardı. Başı hala yasladığı göğüste, kolları ise sardığı ince belde uyuşmuş haldeydi. Kalkıp anahtarı almalıydı ama Taehyun istifini bozmadı. Uzun zaman sonra rahat hissediyordu ve bunu kaybedemezdi. Gözlerini kapatıp öylece bekledi.

Bir süre sonra Beomgyunun kıpırdanmasıyla uyandığını anladı. Saçlarında gezinen parmaklarla gülmeden edemedi Taehyun. Beomgyu tek başına aile gibi hissetiriyordu. Saçlarını karıştırdıktan sonra belli belirsiz bir öpücük kondurdu kırdığını düşündüğü çocuğun başına. Taehyun'u göğsünden kaldırıp yastığa yerleştirdi başını. Ayağa kalkıp dolabından rastgele bir kıyafet çıkardı ve giydi. Çıkardığı eşofmanı koltuğunun üzerine attı. Kahvaltı hazırlamak için mutfağa ilerledi.

Beomgyu odadan çıkar çıkmaz, Taehyun ayağa kalkıp eşofmanın fermuarlı cebinden anahtarı çıkarıp kendi pantolonunun cebine atıp mutfağa gitti. Beomgyu ise o sırada mutfaktan çıkmak üzereydi.

"Bende seni uyandırmaya geliyordum. Dolap yine boşalmış. Markete gidelim mi?"

"Sen tek gitsen bu seferlik Beomgyu. Pek dışarı çıkasım yok."

Beomgyu sadece kafasını sallayıp ceketini almak için odaya gitti. Taehyun onun evden direkt çıkmasını bekliyordu ama Beomgyu mutfağa geri geldi ceketini aldıktan sonra.

"Moralin neden bozuk bilmiyorum ama gelince konuşacağız tamam mı?"

Taehyun'un cevabını beklemeden geri gitti. Taehyun fazla vakti olmadığını biliyordu. Hızlıca kilitli odanın kapısına gitti. Beomgyu'u hayal kırıklığına uğratmak istemiyordu ama bu odada ne olduğunu öğrenmeliydi. Kilidi yuvasına yerleştirip çevirdi anahtarı. Kapı açılır açılmaz büyük ekranlı bir bilgisayar ve portrelerle dolu bir duvar karşıladı.

WRİTER |TAEGYU |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin