"Kimim dedin sen?"
Odada hükmünü devam ettiren sessizliği beomgyu bozmuştu. Kang Taehyun ismi ona sadece yazdığı karakteri hatırlatıyordu. Bu isme sahip bildiği tek kişi oydu.
"Kang Taehyun. Bilmiyor musun beni? Herkes katil ve hırsız olarak anıyor beni ama sen sana yardım edeceğim, sana inanıyorum dedin. Sahiden aklımı kaybediyor olamam değil mi, beni gerçekten tanımıyor musun?"
Kanının akış sesini bile duyabilecek hale gelmişti beomgyu. Şaşkınlıktan yutkunmayı bile unutmuştu. Hemen bilgisayarını açıp yazdığı kitaba baktı. Son yazdığı şey portal açmasıydı. Cümlenin sonuna nokta yerine üç nokta koymuştu. Klavyeye bastı, harflere dokundu ama sayfanın devamına asla yazı yazamıyordu.
Seni tanımıyorum demek için Taehyun'a baktığında ağlamak üzere olduğunu görmüştü. Söylediklerine inanmakta zorlanıyordu ama eğer doğru söylüyorsa ihtimali beomgyu'u korkutuyordu.
Beomgyu acıma duygusunu çok gereksiz bulurdu. Ben kimim ki bana ait olmayan hayatlara acıyorum derdi her zaman. Şimdi hissettiği şeyin de acıma olmadığını biliyordu ama kafasından saniyede binlerce düşünce geçiyordu.
Ya yazdığı karakter gerçekten var olduysa...
"Benim dışarıda biraz işim var sen burada takıl kendine, yakın bir arkadaşımı göndereceğim buraya."
Sağlıklı düşünemiyordu. O ortamı terk etmesi gerektiğini düşündü ve hemen çıktı evden. Karşı dairesinin kapısını çaldığında yeonjun kapıyı açmıştı ağzında diş fırçasıyla. Onu umursamadan içeriye gitti. Kai'nin odasına gidip kapıyı bile tıklatmadan içeri girdi.
"Hana mı giriyorsun be, kapısız evde mi-"
Kai kapıya baktığında hemen sustu. Arkadaşını bir kaç dakika önce bıraktığı halinden çok daha farklı görünce yanına gidip yatağına oturttu. Yeonjun ağzının etrafındaki ıslaklıkla yanlarına gelmişti.
"Bu halin ne senin?"
Yeonjunun sorusuyla ona baktı. Ne demesi gerektiğini kestiremiyordu. Kurgusal karakterim gerçek oldu mu demeliydi yoksa sanırım farkında bile olmadan birinim hayatını yerle bir ettim mi? Ya da bir kamera şakasının kurbanı olduğunu nu düşünmeliydi emin olamıyordu.
"Ben biraz yalnız kalabilir miyim?"
Zorluk çıkaracak kişinin yeonjun olacağını bildiği için onun gözlerine bakarak sormuştu. Yeonjun onaylamaz şekilde başını sallayıp beomgyu'nun saçlarını okşadı.
"Şimdilik izin veriyorum. Akşam konuşacağız." dedi ve odadan çıktı. Kai ayağa kalkmış arkadaşının boynuna sıkıca sarılmıştı. Normal şartlarda asla susmayacak arkadaşı sadece yanağını öpmüştü.
"Benim eve geçer misin kapıyı açık bıraktım. "
Kai sorgulamadan odadan çıktı ve karşı dairenin içine girdi. Kapıyı arkasından kapattı. Yeonjunla bir şeyler konuşacakları için kovulduğunu düşünüyordu. Tek istediği salondaki koltukta uzanmaktı. Odaya adımını atar atmaz gördüğü ilk şey turuncu bir kafa olmuştu.
Oraya boşuna gönderilmediğini anlamıştı kai. Koltuğa gidip yavaşça oturdu. Kendisine çekingen gözlerle bakan bedeni görünce elini uzattı hemen sevimlice gülerek.
"Huening Kai ben."
"Memnun oldum. Kang Taehyun ben de."
"Ne Taehyun dedin?"
"Kang Taehyun."
Kai'nin o an tek düşüncesi beomgyu'nun birini düşünerek kitabı yazdığı ve hatta direkt isimlerini bile aynı yaptığı olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WRİTER |TAEGYU |
Fanfiction"Yazdığın kitabın karakteriyim de ne demek?" "İstediğin her şeyi sor. Seni ben yazdım. Ben seni mutsuzluğa sürükledim. Özür dilerim "