13.BÖLÜM

72 3 0
                                    

Balım Arslan

''Hayır ya hayır. Şaka falan yapıyoruz deyin gerçek olmaz bu.'' Yudum teyzem şok içinde arkasını kesmeden konuşuyordu.

''Şaka falan değil anne duyduğun her şey gerçek. Biz Balım'la birbirimizi seviyoruz.'' Uzay'ın bu cevabı üzerine Yudum teyzem ayağa kalkıp itirazını daha yüksek sesle dile getirdi.

''Sen ne dediğinin farkında mısın? Biz sizi yıllardır kardeş gibi yetiştirdik.'' Bu sözünün üzerine Uzay sinirle ayağa kalktı.

''Ama kardeş değiliz değil mi? Aynı kandan değiliz. Yıllardır hep aynı şeyi söyleyip duruyorsunuz ama biz kardeş değiliz. Akraba bile değiliz. Anlatabiliyor muyum, BİZ KARDEŞ DEĞİLİZ!'' Meriç amcam Uzay sesini yükseltince tartışmaya dahil oldu.

''O sesinin tonuna dikkat et. Kimle konuştuğunu unutuyorsun. Karşındaki annen, arkadaşın değil.'' Uzay sinirle sandalyesini geriye doğru ittirip benim de bileğimden tutup ayağa kaldırdı. Bu sırada babamın bakışlarını Uzay'ın tuttuğu bileğime kaymış ve orada kalmıştı. Annemse tüm sessizliği ile bana sessiz kalmamı gözleri ile anlatıyordu.

''Ben kiminle nasıl konuştuğumu gayet iyi biliyorum, sen hiç merak etme baba

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

''Ben kiminle nasıl konuştuğumu gayet iyi biliyorum, sen hiç merak etme baba. Ama görüyorum ki sizin bizi anlama gibi bir zahmete girmeye niyetiniz yok. Sadece tek söylediğiniz şey 'Siz kardeş gibisiniz.' sizin adınıza üzgünüm ama biz kardeş değiliz. Sizde lütfen bizimle konuşurken buna dikkat edin.'' Uzay hala bileğimi tutuyordu ve farkında değildi ama gerçekten de sıkıyordu.

''Balım'ın bileğini bırak!'' Tartışmanın başından beri ilk defa konuşan babamın sesi yüksek değildi ama gayet uyarıcı bir tondaydı. Uzay bunu yeni fark ediyormuş gibi bileğimi avcunun içine alıp göz hizasına getirip ''Acıyor mu? Üzgünüm güzelim.'' demişti. Ona hızla başımı olumsuz anlamda sallayarak cevap vermiş ve bileğimi elinden çekmiştim. Babam ilk defa bana bu kadar soğuk bakıyordu. Daha doğrusu bakışları kırgındı.

''Atlas, Mira siz bir şey söyleyin ya. Olacak iş mi bu?'' Yudum teyzemin benimle oğlunu neden birlikte kabul edemediğini anlayamıyordum. Babam yine hiçbir şey söylemişti ama annem sonunda konuşmak için ayağa kalkıp arkamıza geçmiş ve ellerini omuzlarımıza yerleştirmişti.

''Şimdi bana hepiniz kızacaksınız biliyorum ama benim için bir sorun teşkil etmiyor çocukların birlikte olması. Sonuçta aşkın ne olduğunu en iyi biz dördümüzden başka kim bilebilir? Yıllarca birlikte olabilmek için kendimizi harcadık durduk. Aşkın ne zaman, nerede karşımıza çıkacağını bilemeyiz. Çocuklar bunu buldularsa kaybetmemeleri gerekiyor çünkü aşk kaybedilmeyecek kadar özel bir duygu. Kısaca siz ne dersiniz bilmiyorum ama ben çocukların sonuna kadar arkasındayım.'' Annem cümlesini bitirir bitirmez Uzay'da ben de anneme sarılmıştık ki Yudum teyzem yine itirazda bulundu.

''Sen tabi arkalarındasındır Mira. Bana yıllar öncede söylüyordun 'Kızım olursa oğlunu alacağım.' diye bak başardın. Tebrik ederim.'' Annem bu laf üzerine bizi kendinden uzaklaştırıp masaya doğru yürüdü ve tam Yudum teyzemin karşına geçip oturdu.

UMUDUNU KAYBETME 2: İmkansız AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin