19.BÖLÜM

35 1 0
                                    

Balım Arslan

''Uzay dur, yavaşla ya, UZAYY!'' Seslenişim üzerine başını boynumdan çekip bakışlarını bana çeviren Uzay'la göz göze geldim.

''Sevgilim ben kaçmıyorum bir yere, bu kadar hızlı olmana ne gerek var, tadını çıkarsak ne olur?'' dediğimde Uzay'ın yüzüne yerleştirdiği yaramaz ifade beni oldukça keyiflendirmişti.

''Sen istedin, bak baştan söyleyeyim sonra Uzay dayanamıyorum, hadi artık falan demek yok. Anlaştık mı güzelim?'' Uzay'ın bu uyarısını gülerek karşılamıştım.

''Kim, ben mi demişim? Ayıp ediyorsun sevgilim. Ben öyle şeyler demem bir kere, istersen dene ve gör.'' diyerek meydan okuduğumda Uzay dudaklarını yavaşça boynuma yaklaştırdı ve o andan itibaren yaptığı her hareketini neredeyse iki katı yavaşlıkta yaparak resmen beni kıvrandırmayı başarmıştı. Bir süre sonra o meydan okuyan Balım gitmişti. Keşke meydan okumadan önce bunları da hesaba katsaydım. Uzay o kadar yavaştı ki beni çıldırttığı gibi kendinin de çıldırdığını anlayabiliyordum ama o benim aksime asla taviz vermiyordu.

Daha fazla dayanamayan benim ''Uzayyy!'' nidama telefonumun sesi karıştı. Bir an için neler olduğunu kavrayamasam da annemlerin arama ihtimali ile telefonumu elime aldım. Benim hareketlerim üzerine duran Uzay'da kimin aradığını merak etmişti. Telefonun ekranına baktığımda Eslem olduğunu görüp ayrı bir şok yaşadım çünkü Eslem burada olduğumuzu bildiğinden önemli bir durum olmasa asla beni aramazdı kaldı ki ben telefonu açamadan Uzay'ınki de çalamaya başladı. Tam telefonu açtığımda Uzay onu arayanın da Gökay olduğunu gösterdi.

''Efendim canım.'' dediğimde kulağıma Eslem'in ağlayan sesi erişti.

''Balım, çok kötü bir şey oldu.'' Ağlamasından yarım yamalak anlaşıyordu söyledikleri ama beni iyice telaşlandırmıştı. Hızla yerimde doğruldum, Uzay zaten telefonu açar açmaz güverteye çıkmıştı.

''Eslem korkutma beni, ne oldu?''

''B.. Balım ben hamileyim.'' Kurduğu cümle karşısında afallamıştım.

''Nesin nesin?'' Şok içinde sorduğum soruya Eslem ağlayarak cevap verdi.

''Üç haftalık hamileyim.'' Duyduklarıma inanamıyordum.

''Eslem nasıl olur, annenler biliyor mu?''

''Olmuş işte, annemler bu sabah öğrendi Gökay'ın anneleri bizde, şimdi konuşuyorlar. Balım ben çok korkuyorum, ne olur bana yardım et.'' O kadar çok ağlıyordu ki dayanamamıştım, arkadaşıma en zor anında yardım etmem gerekiyordu.

''Tamam canım sen merak etme, ben en kısa sürede yanına geleceğim ama sen beni sakın habersiz bırakma tamam mı?'' dediğimde beni onayladı ve telefonu kapattı. Üzerime geçirdiğim Uzay'ın tişörtü ile kendimi güverteye attım. Beni gören Uzay telefonu kapatıp bana döndü.

''Ortalık karışmış.''

''Eslem hamileymiş.'' dedim bu lafı üzerine.

''Biliyorum, Gökay şimdi söyledi. Hem yardıma hem desteğe ihtiyaçları var, dönmeliyiz.'' Uzay'ı başımla onayladığımda hızla kaptanın yanına çıkmış ve geri döndüğümüzü söylemişti. Geri dönüş yolunda da bir haftadır yatın her yanına dağılmış olan eşyalarımızı toplamıştık. Bugün Talya abla geri döneceği için uçağı kaçırmadan onunla dönmeliydik.

Geri döndüğümüzden kimsenin haberi yoktu ve şu an bizi karşısında gören herkes küçük bir şok yaşayacaktı ama sonuçta yapacak bir şey yoktu. Onlar bizim en yakın arkadaşlarımızdı ve bize ihtiyaçları vardı.

Kaptan en kısa sürede bizi karaya ulaştırmıştı, yolda aradığımız Selçuk abide bizi limanda bekliyordu. Yattan indiğimizde yaslandığı araba kapısından ayrılıp benim elimdeki çantayı aldı.

UMUDUNU KAYBETME 2: İmkansız AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin