"Düğününüz ne zaman?" diye güçlükle sordu kadın. Kelimeleri toparlamak fazla meşakkatliydi. "Size harika bir düğün hediyesi vermeyi borç bilirim."
"Sen," diye hayretle sordu adam. "Sarhoş musun?"
Elindeki boş şarap kadehine gözü değdi kadının. Bilincini yitirmiş değildi ancak tamamıyla uyuşmuştu. Başından beri istediği de tam olarak buydu.
"Belki." diye cevapladı kadın. "Ne fark eder?"
"Neredesin?" diye soludu adam endişeyle. İçerisinde filizlenen korku tohumlarına mana yüklemekten deli gibi korkuyordu.
"Yanında değilim." diyerek gülümsedi kadın. "Nerede olduğumun ne önemi var?"
"Bana adres ver Ceylin." diye çıkıştı adam, kadının adını uzun zaman sonra ikinci defa telaffuz ederken. "Saçma bir şey yapayım deme sakın."
"Yuvam sensin." diye mırıldandı kadın. Gittikçe kelimeler ağzında yuvarlanıyor, konuşması daha güç bir hal alıyordu. "Adres her zaman sensin."
"Uçurumdasın." diye bir tespitte bulundu adam, aracının anahtarını arka cebine atıp ayaklanırken. Omzunda uyuklayan melodik sesli kadının ani kalkışıyla irkilmesini dahi gözü görmedi o an.
"Yalnız mısın Ceylin?"
"Yalnızım." dedi kadın gülümserken. "Senden sonra yalnızım unuttun mu?"
"Sakın bir yere ayrılayım deme. Uçurumdan uzaklaş ve güvenli bir yere geçerek beni bekle." diyerek aramayı sonlandırdı adam.
Telaşlıydı. Panik içerisinde olmasaydı eğer kadının yanına varana dek onunla konuşmayı sürdürür ve kötü bir şey yapmasına mani olmak hatırına düşebilirdi.
"Tek güvendiğim sensin." dedi kadın, telefonu uçurumdan aşağıya bırakırken. "Ve artık benimle değilsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yâr bandı
Short Story"Sen yara bandıydın, yaralarımı örtbas etmek için vardın." dedi adam diline pelesenk ettiği bir gerçeği dile getiriyormuşcasına sakinlikle. "Ama artık gizlemeye ihtiyaç duyduğum bir yaram kalmadı. Merhemimi buldum." "Sevindim." diye fısıldadı kadın...