"Günaydın tırsık?"diye mırıldandı Gediz alaylı bakışlarla Erberk'i süzerken.
Çoktan kalkmış,duşunu almış ve hazırlanmıştı bile.Erberk ise derbeder misali şişik gözleri ve çapaklanan kirpikleri ile ağzından şerit misali akan salyasıyla bakıyordu ona.
Saçları elektrik direğiyle sevişmişcesine volume almıştı.
Rezil ve rüsvaydı.
Esmer ise jilet gibiydi her daim."Ha?"dedi Erberk kapı gıcırtısı gibi bir sesle.
"Oğlum,kalksana ne yatıyorsun domuz gibi."dedi Gediz yatağın ucuna otururken.
"Domuzumdur belki?"diye mırıldandı Erberk huysuzca yorganı kafasına çekerken.
"Yat tamam."dedi Gediz göz devirip.
"Ne halin varsa gör.""Gediz."diye mırıldandı Erberk kuruyan dudaklarını emip.
"Burası hayalet şehir gibi.""Rüyanda mı gördün?"dedi Gediz tersçe.
"Bana huysuz diyene bak."Erberk başını kaldırıp tebessüm ederken darmadağın tutamlarını kulak arkasına itti.
"Eşofmanla derse gelsem,nolur?""Ee gel, ne var bunda?"dedi Gediz.
"Kız yok ya. Janti giyinmeye gerek yok."dedi Erberk omuz silkip.
"Niye bilader kendine saygın iki yüz elli gramdan mı geçiyor senin?"dedi Gediz göz devirip.
Spor çantasından bir defter çıkarırken yatağın üzerindeki ceketini omuzuna aldı esmer."Evet."dedi Erberk tebessümle.
"Yıkık herif."diye mırıldandı Gediz tersçe. Ceketinin fermuarını çekerken siyah derin ceketin kollarını hafifçe kıvırdı bilekten.
"Kahvaltıda sahanda iki yüz elli gram yok,yersen zeytin peynir var. Geliyon mu gelmiyon mu?""Sahanda iki yüz elli gram?"dedi Erberk sabah sersemliğiyle.
"Am mı diyeyim oğlum ?"dedi Gediz sinirle.
"Eh,kızların pipisi olmadığına göre?"dedi Erberk lavaboya adımlarken.
Kapıyı bile kapatma tenezzülünde bulunmadan açık tuvalet kapısından adımlayıp,işedi."Pipi mi?"dedi Gediz sinirle Erberk'in çiş sesiyle kafasını sağa çevirirken.
"Pipi mi kaldı,üç yaşında mısın sen?""Yarrak mı diyeyim Gediz?"dedi Erberk.
"Sonra küfür ettin bana diye döversin de beni sen."Gediz alayla lavaboda işini bitiren Erberk'in küçük Erberk'i iç çamaşırına geri koyuşuna bakıp sırıttı.
"Doğru,sen öyle desen de olurmuş.""Ne?"dedi Erberk diş macununu fırçaya boca ederken yanan ağzıyla mentolden sulanan gözlerini yelledi hafifçe.
Naneden yanmıştı bugün!"Ne uyuşuksun."diye mırıldandı Gediz bıkkınca çalışma masasına yaslanırken.
"Podyuma mı çıkıcan hadi,fırçala dişini gidelim.""Duş?"dedi Erberk.
"Kahvaltıdan sonra al."dedi Gediz.
"Turist rehberi gibi vazifemi yapayım,sana yemekhane ve kantini göstereyim. İşim var gideceğim.""Noroyo?"dedi ağzı köpük dolu Erberk kaş çatıp.
Ağzından köpükler çenesine ve bileklerine akarken yeniden sinirle bakındı esmere."Cami çıkışına. Dilenip geleceğim."dedi Gediz dik bir bakışla.
"İşim var,randevu falan.""Komönle?"dedi mentolle gözleri sulanan Erberk.
"Napacan? Kütüğüne mi alacaksın?"dedi Gediz alayla.
![](https://img.wattpad.com/cover/278996550-288-k312434.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Erberk
Lãng mạnKendi kendini yazan hikaye. Bu hikayede seçimleri,okuyucuları verir. Erberk'in hikayesini birden çok kalem yazar. Seçimini yap,hikayeni oluştur. Verilen direktifleri,eyleme dönüştür. Kalemini çıkar,kendi yolunu yarat.