Bölüm 4 : Gediz Nehri

1K 139 86
                                    

Banyo fayansı üzerine yerleştirdiği ceketin üzerine banyodan toz deterjan serpiştirirken hapşurdu Erberk.

"Elde yıkacaksın!"diye bas bas bağırmıştı Gediz.
Hatta Erberk banyoda bulunan çamaşır makinesine atmak üzere hareketlendiğinde esmer neredeyse kıyamet günü gelmiş gibi can havliyle atılmıştı onun önüne.
Kollarını tutup silkelerken "Elde!"diye inlemişti.

"Özür dilerim."dedi Erberk.
"Parası neyse veririm cidden ya çıkmazsa."
Cidden Gediz'in kan çanağı gibi gözlerle bakacağını tahmin edememişti. Basit bir kıyafet parçası canından can gidiyor gibi yıkılmasına neden olurken Erberk dudak ısırdı.

Ya manevi bir değere sahipse?
Bunu nasıl ödeyecekti ki...

"Gediz,valla özür dilerim ya."diye mırıldandı Erberk ilk günden nefret topladığı oda arkadaşına göz gezdirip.
"Bilemedim senin için önemli olacağını."

"Önemli."diye fısıldadı Gediz tersçe.
"O ceket dünyadaki herkesten daha önemli."

"Özel mi?"diye fısıldadı Erberk ceketi hafifçe ovalayıp banyo askısına asarken.
"Nedeni..."

"Abimin."diye fısıldadı Gediz burukça.
"Abimindi."

"O..."dedi Erberk pişmanlıkla cekete bakıp.
"Özür dilerim."diye mırıldandı hüzünle.

"Ondan geriye kalan...Tek şeyim bu."dedi Gediz'in gözleri Gediz Nehirleri gibi dolarken.
Hırsından yumruk yaptığı elleri biraz gevşerken bir küfür savurdu.
"Eşyalarımdan uzak dur."

"Gediz..."dedi Erberk hüzünle. İki adım atıp esmere hafifçe sarıldı özür manasında.
Kaskatı kasılan beden onu sarmalamamış,kucaklaşmasına da bir karşılık vermemişti.
Bir heykel gibi dikilmeye ve gözlerini cekete dikmeye devam etti.
Bayağı buğulanmıştı gözleri.
Oldukça hüzün denizlerine bulanmıştı.

"Gediz..."diye fısıldadı Erberk.
"Özür dilerim."

"Tamam."dedi Gediz ondan bir adım geriye çekilirken.
"Tamam,veririm kuru temizlemeye bırak."

Erberk dudak büküp ellerini durulamak üzere çeşmeye tuttu yavaşça.
Elindeki deterjan kokusu suyla akıp giderken hüzünlü ve sinirli duran esmerin dolu dolu nehirler gibi bakınan gözlerine bakıp yutkundu.
Varsa da bir arkadaşlık ihtimalleri sanırım şimdi hiç şansı kalmamıştı Erberk'in.
Gediz'in yerinde olsa kendini görmek bile istemezdi zira Erberk.

"Alo?"dedi telefonla konuşan Gediz sıkıntıyla odada volta atarken.
"Gelemedim canım,aksilik çıktı. Arayacaktım,özür dilerim."
Sert bakışları Erberk'i bulurken Erberk kollarını birbirine dolayıp bir kenara oturdu yavaşça.
Ama en azından Gediz bugün onunla kalmıştı.
Olaylı da olsa !

"Görüşürüz."dedi Gediz bıkkınca telefonu kapatıp.

"Aşık mısın ona?"dedi Erberk merakla.

"Sanane?"

"Söylesene."dedi Erberk.
"Muhabbet açmaya çalışıyorum."

"Sadece takılıyoruz."dedi Gediz omuz silkip.

"Abin....Kaybedeli çok oldu mu?"dedi Erberk hüzünle.
"Benim de kardeşim var."

"On yıl evvel kaybettim."dedi Gediz yatağa uzanırken.
"Korkunç bir biçimde."

Erberk anlatması için duraksarken Gediz huzursuzca iç geçirdi.
"Hayatımdaki en önemli insandı. Ondan geriye bana bir tek bu ceket kaldı Erberk."diye mırıldandı Gediz.
"O ceket için harcayamayacağım kimse yok."

"Dövmedin beni?"dedi Erberk burukça.
"Beklemedim değil."

"Ne değişecek ki ? Bide senin kan lekenle uğraşacaktık."diye fısıldadı Gediz omuz silkip.
"Neyse ne bitti gitti,onu...Onu geri getiremem."

Erberk sessizce duvarı izlemeye devam etti.
Bir yabancıya hikayesini yarım yamalak açması ve dayak atmaması bile mucize gibiydi şimdi.
Lakin Gediz,isminden gelen nehirleri kadar coşkundu.
Keder bulutu ile başı eğilirken sanki ceket bir bahaneydi...
Kederine kılıftı.

O ,o cekette ağabeyini taşımaktaydı.
Sanki onun gölgesinin altına sığınır gibi sığınıyordu belki de.
Kıyamet koparken ikisi de yataklarında sırtlarını dönmüş telefonlarına ve sessizliğe gömülmüştü.
Erberk yarı uykulu gözlerle telefonuna bakınırken kıyametten bir sahne gerçekleşti.

Koridorda avaz avaz yankılanan çığlık sesleriyle birlikte kapılar ardına kadar savrulmuştu.
Odalarındaki tüm oğlanlar koridora savururken kendilerini ,yel tek tek kapatmıştı kapıları.
Bağrışlar,haykırışlar ve ayak sesleri çoğalırken Erberk korkuyla yerinden sıçradı.

Gediz,koruma iç güdüsüyle sarmıştı onu.
Kendi gövdesini siper ederek hafifçe geriye yaslamıştı Erberk'in bedenini.
"Şttt,dur."demişti sakinleştirici bir sesle.
Koridorda ayak sesleri yankılanırken.
"D-deprem mi?"dedi Erberk endişeyle.

Gediz hala onu korur gibi arkasına alırken "Sen dur odada,deprem değil. Tatbikat falan olmalı."diye fısıldadı.

"Haber vermezler miydi?"dedi Erberk endişeyle.
"Gediz,gitme."

"Yatakta kal."dedi Gediz kaş çatıp.
"Ezerler koridor ana baba yeri gibi belli ki. Koşturuyor piçler."

"Kavga..."dedi Erberk.
"Kavga mı var?"

"Muhtemelen."dedi Gediz onun vücudundan ayrılırken.
"Sen kal burada."

"Kavgaya mı gireceksin?"diye fısıldadı Erberk endişeyle.
"Ya..."

"Bana bir şey olmaz,odada kal sen. Arada indirirler sana."diye fısıldadı Gediz yumruk sıkıp aceleyle odadan dışarı adımlarken.

Kalmalı mıydı peşinden mi gitmeliydi bilmiyordu...
Ama Gediz bağıra bağıra koridoru inletirken mümkün değildi yatakta kalabilmek.
Esmerin sinirle küfürler savurmasıyla birlikte endişeyle gözlerini açtı.

Bir şeyler fena halde kontrolden çıkıyordu okulun yatakhaneler kısmında!

***********************************
Seçimi unutmayın.

Erberk,Gediz'in peşinden kavgaya girsin.

❤Erberk,koridordaki odalardan birine gidip olaylar hakkında birilerine soru sorsun.

ErberkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin