O gece çetin bir yağmur bastırdığında Erberk hissettiği huzursuzluk ile doğruldu yataktan.
İşini ve şansı talihe bırakacak değildi. Sabah gözden kaçırması mümkün olan o gizemli kişiyi gecenin köründe okulda beklemek pekala daha garanti ve sağlıklı bir yöntemdi. Onun kokusu,sesi,herhangi bir uzvu veya bırakacağı en ufak bir iz dahi delil niyetine kullanılabilecek ve temkinli olmasına neden olacak bir sebep olacaktı. Erberk o gece Egemen'in odasında herkesin uykuya dalmasını bekledi. Tek başına gitme fikri onu ürpertiyor olsa da Egemen'e ve diğer oğlanlara X ve mesajlarından bahsedemezdi. Üstelik bu hem Egemen'e hem de Gediz'e bir ihanet anlamına gelebilirdi. Birinin canına diğerinin ise malına kast edilmişken Erberk'in X ile uzlaşma girişimleri neredeyse antipatik ve nahoş geliyordu kulağa. Farkındaydı kendisi de.
Erberk o gece şiddetle bastıran yağmurun gökle kavuşan şimşeklerin sesinde doğruldu. Ayak dibinde uzanan Egemen huzurlu bir uykunun kollarındayken odadaki diğer oğlanlara göz gezdirdi. Tuncay hala telefonla mesajlaşıyor, Abdullah ise yarı uyur vaziyette bilgisayarda film izlemeyi sürdürüyordu. Erberk sessizce yataktan doğrulup montuna uzanırken ses yapmadan yarı açık kapıya ilerledi botlarının ökçelerine basarak. Ayakkabılarını giyme işini dışarıda halledebilmek üzere ökçelere basa basa koridora sessizce ilerledi karanlık odadan çıkarak. Derin bir nefes aldı kendisini ne beklediğini bilmeyen öteki sınırlarında.
Saat sabahın beşine geliyordu ve şafak sökmeye yüz tutmuştu. Sisli gecede gök rengi mor ile gri arasında bir renkte aydınlanırken montunun fermuarını yakasına dek çekti hızla. Yangın merdivenlerinden açıkta kalan o kapıdan gizlice okul arazinin bulunduğu bahçeye adımlarken telaşla ıslak yapraklara bastı. Bir kaç çalı botuna yapışırken çamurlu yerde durup dudak ısırdı. Her ne olursa olsun mutlaka bugün bir iz bırakacaktı zira yağmur ve çamur dolu bir gün olacaktı! Şayet ayağında galoş ya da poşet ile gezerek daha da dikkat çekerdi X. Bu nedenle en basitinden bir bot izi ve ayakkabı numarası bırakacaktı tahminince.
Okul arazisinde yürürken kaş çattı huysuzca.
Bu gürültü de nesiydi ?
Eski bir manastır olan okullarının gri ve betondan duvarları gündüzden daha can sıkıcıydı. Şimdi soğukluğuna daha da soğukluk eklemiş olan okul binası gün ışığından uzakken daha da bir ürkütücüydü. Terk edilmiş dini bir bina oluşu pek çok korku hikayesine meze olacak korkutucu olsa da şayet varsa bir ruh , X denen takıntılı sapığından daha fazla ürkütemezdi şimdi Erberk'i. Hem üstelik bu korkunç ormanlık arazideki terk edilmiş manastırdan bozma okul binasında X ile yalnız kalmaktansa gaipten bir ruh olmasını bile tercih edebilirdi.
Geceye dolan seslerle birlikte irkildi.
Okulun önünde tam beş kişi vardı !Birisi heybetli gövdesi ve dağ gibi duruşuyla çatık kaşlı esmer Gediz idi. Diğeri ise kumral uzun fizikli olan Mert. Karşılarındaki üç gençle burun buruna tartışıyorlardı şimdi.Ayaz, Miraç ve Umut.
Ayaz denen uzun boylu beyaz tenli kumral sırıtıyordu sinirle çakır gözlerini Gediz'e dikip. "Neden okul arazisi babanızın tapulu malı gibi davranıyorsunuz?"
"Futbol takımı kaptanı benim."dedi Gediz sertçe oğlanı ittirip. " Koç bana ve Mert' e gece izni yazıyor çünkü amına koduğumun. Az yat da sabah erken gel antrenmanını yap ve siktir git!"
"Sırf üst sınıfsınız diye gece antrenman hakkı nasıl sizin oluyor ya ?" dedi Umut alayla sarı saçlarını çekiştirip.
"Turnuvaya biz çıkıyoruz bebeler,siz değil."
"Saatlerce bunun için mi kavga edeceğiz yani ? "dedi Ayaz çakır gözlerini devirip. " Senin yedeğin ben değil miyim ? Mesela ayağın kırılsa Gediz Abicim, kim oynayacak o turnuvada senin yerine?"diye mırıldandı hırsla.
![](https://img.wattpad.com/cover/278996550-288-k312434.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Erberk
RomanceKendi kendini yazan hikaye. Bu hikayede seçimleri,okuyucuları verir. Erberk'in hikayesini birden çok kalem yazar. Seçimini yap,hikayeni oluştur. Verilen direktifleri,eyleme dönüştür. Kalemini çıkar,kendi yolunu yarat.