Dudaklarını dudaklarına değdirmeye ramak kala ikisi de çekti kendini.
Gediz,onun üzerinden kalkıp adımlarken odada Erberk utançla yutkunup yorganı üzerine çekti öylece.
"Ben."dedi Gediz boğazını temizleyip.
"Antrenmana gidiyorum.""Kolay...Gelsin."dedi Erberk apar topar laptopu kapatırken.
"Kapıyı açık bırakma."dedi Gediz endişeyle.
"Davul patlasa kalkmıyorsun...Malum olaylar...""T-Tamam."
Gediz odadan kaçarcasına çıkarken Erberk kendini yatağa gömdü başını kuma gömen bir devekuşu misali.
Adam akıllı bir arkadaşı vardı.
Oda aynı odayı kullandıkları için...
Şimdi bir de yokluktan arkadaşına kaldırırken...
Zihnindeki pis düşünceleri attı ve kadın vücudu imgelemeye çabaladı.Yumuşak,pürüzsüz hoş kokulu uzun bacaklar...
Tombul ve dik göğüsler.
Renkli dudaklar ve uzun mis kokulu ipek saçlar...
Aynen.
Ilgisini hala çekiyordu.Ama sanırım Gediz daha çok çekiyordu ilgisini.
Kalkıp soğuk bir duş aldı Erberk.
Kendi vücudunu buzla cezalandırırcasına.
Kaynar su değmiş gibi kızarıp yanan cildi soğukla yarışırken kurulayıp bir sweat geçirdi üzerine.
Bir de bol gri eşofman.
Film de tek gitmiyordu...Üstelik...
Kendisi unutmuştu marketten abur cubur kırıntı ve tırtıklayacak bir şeyler almayı.
Ee,kantinde kapalıydı.
Ki Gediz süper baklavaları,squatlı kalçası ,esmer kaslı bacakları...
Öhöm,tüm bunlara sahipken paketli gıda da tüketmiyordu abur cubur da.
Nadiren,tuzlu kraker ya da fıstıklı çikolata.Ama Erberk'in canı muzlu puding istiyordu.
(Yazar 9 aydır muzlu puding yiyemiyor :')"Dudak ısırıp hüzünle yatağa girerken tıklanan kapıyla doğruldu yerinde.
Acaba Gediz envanterlerinden birini mi mi unutmuştu?
Merakla karanlık odada açılan koridordan yansıyan loş ışığa baktı.
Korkuyla diklenirken yumruklarını sıktı..."Hey!"diye fısıldadı Egemen zarifçe.
"Uyuyor muydun?"
Korkudan gerim gerim gerilen vücudu Egemen'in sarı saçları ve gamzeli yanaklarıyla birlikte son buldu."Egemen?"dedi Erberk tebessümle.
"Yok ,uyuyamadım. Gelsene. Yok Gediz.""Aslında..."dedi Egemen huzursuzca.
"Sigara içmek ister misin?""Olur."dedi Erberk kaşları çatışırken.
"Ama...""Korkuyorsun."dedi Egemen alayla.
"Ben de.""Egemen...O manyak her an yerde...."
"Olabilir."diye onayladı Egemen sinirle.
"Kesinlikle haklısın ama arkadan saldıran bir şerefsiz için fare gibi gizlemeyeceğiz kendinizi dimi?""Seni..."dedi Erberk hüzünle.
"Öldürmek istedi.""Aslında tam bu konu için seninle konuşmak istiyordum ben."dedi Egemen dudak ısırıp.
"Baş başa.""Anlamıyorum?"
"Gel."dedi Egemen her zamankinden biraz daha soğuk bir tonlamayla.
Güneş kadar neşeli ve sıcak sesinden eser yoktu şimdilerde.
Erberk onun peşine adımlarken terliklerini giyip üzerine kalınca bir hırka çekti.
Egemen'e baktı.Incecik siyah atlet ve şortla...
Kaş çattı Erberk.
"Egemen?"diye fısıldadı uyuyanları uyandırmamak için."Efendim?"dedi Egemen dalgınca.
"Üşürsün,hava buz gibi."diye mırıldandı Erberk.
Onun,bir ay önce ona verdiği sweati dolabından alırken uzattı Egemen'e doğru kalın poları.
"Hasta olacaksın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Erberk
Roman d'amourKendi kendini yazan hikaye. Bu hikayede seçimleri,okuyucuları verir. Erberk'in hikayesini birden çok kalem yazar. Seçimini yap,hikayeni oluştur. Verilen direktifleri,eyleme dönüştür. Kalemini çıkar,kendi yolunu yarat.