Bölüm 28 : Münchausen

830 98 93
                                    

Gök yeniden ışıldayabilirdi.
Gün yeniden doğabilirdi.
Ve bir gün belki de kara dumanlarla kaplı gökte kuşlar yeniden dağılan bulutlar arasında özgürlük şarkısını söyleyebilirdi.

En azından Erberk için artık bu mümkündü.

Zira kiminin sevgilisi aşkı cüzdanıyla satın alırdı.
Taze banknotlarla dolu bir ceple satın alabilirdi sevdayı.

Kimi efsunlu bir güzellikle kalp çalarak getirirdi sevdayı kalbe.
Bir çift ahu göz,keman kirpik ,ok kaş.
Yahut kiraz dudak,elma yanaklarla  gözden aldığını kalpte bitirirdi.
Güzellikle kuşatırdı bir kalbi.

Kiminin sevgisi gelir geçerdi.
Ara durak belirli bir noktaya kadar götürürdü kalbinde gideceği yere kadar sevdiğini.
Ve sonra başkalarını severdi.

Ama en kıymetlisi neydi insanın.
Cevabı tekti.
Tüm cihanlarda yalnız ve yalnız...

Özgürlük idi.
Ve Gediz ona özgürlüğü elleriyle vermişti.
Hiç bir aşığın didinemeyeceği ya da inanamayacağı bir noktadayken.

Öyle ki Erberk bile bizzat kendisinden ve kendisine olan inancından şüpheye düşmüş için için yanakarken.

Gediz elleriyle teslim etmişti özgürlüğün gür sesini.
Ve hür bir şarkı olarak söylesin diye armağan etmişti Erberk'e.

Erberk tutukluluk hali bitse de...

Gerçekliği su götürmez bir gerçek olan ve hülyalı zihnin bir oyunu değil gerçek olan kişiyle yüz yüze gelmek üzere adımladı.
Hür bir adam olarak.
Tüm cinayetlerden aklanıp suçlamaları düştüğü an.

O an adımladı X ile nihayet yüzyüze gelmeye.

*******************************

----Münchausen sendromu, kişinin çevresinden ve sağlık görevlilerinden ilgi görebilmek için kendini sürekli hasta etmesi veya bunun için uğraşması durumudur.

Psikolojik bir rahatsızlık olan Münchausen sendromu adını, Alman yazar Rudolf Erich Raspe'nin 1785 yılında yayınladığı Baron Münchausen'in Rusya'daki Muhteşem Seyahatleri ve Mücadelelerinin anlatıldığı kitabında yarattığı kurgusal bir Alman asilzadesi olan Baron Münchausen'den almıştır.

Katıldığı 1735-1739 Osmanlı-Rus-Avusturya Savaşı'nda yaşadıklarını çevresine abartılı bir şekilde anlatan Münchausen, kendini yaşananların merkezine koyan tavrıyla kısa sürede tüm hikâyelerinin yayılmasını sağladı.

Bir süre sonra yalan olduğu anlaşılan bu hikâyeler, Karl von Münchausen'i daha da ünlü yaptı ve kendi adıyla anılacak bir sendromun literatüre girmesine yol açtı.

Sendromun isim babası Richard Alan John Asher'dir. Asher, 1951 yılında hastane hastane dolaşıp gereksiz yere tedavi almak isteyen bir grubu tanımlamak için bu ismi kullanmıştır.-----

İlgi çekmek veya dikkatlerin ilgi odağı olabilmek için Munchausen muzdaribi bireyler kimi durumlarda kendini bilerek hasta edebilmektedir.

Ve ilgi arayışları için kendi canlarına kast ederek sivri delici aletlerle vücutlarında kalıcı hasarlara yol açabilecek kesiklere yol açabilirler.

Münchausen  by Proxy versiyonunda ise bu hastalıktan muzdarip anne babalar -genelde anneler- ilgi görebilmek için bilinçli ve kasıtlı olarak kendi çocuklarını hasta eder.
Hasta değilse bile hasta olduğuna inandırır.
Hasta edecek ilaçlar vererek kalıcı hasar  ve ölümcül tahribata yol açarlar.

ErberkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin