she is back

1.1K 95 114
                                    

bugüne kadarki en uzun bölüm bu oldu galiba,
aradığım kaos böyle bir şey olabilirdi honeymoon dönemi bitiyor artık
çiftimizi de biraz yorum ve sevgiye boğalım mı ya 🥺
keyifli okumalar <3

-

Elimdeki kalemin kapağını ararken etrafı ne kadar dağıttığımı fark ettim.

Tüm tezgah renkli, farklı kalınlıklarda kalemler ve silgi tozlarıyla dolmuştu. Kağıtlarım birbirine karışmış, gözden geçirdiğim notlarla daha elimi sürmediklerim birbirine girmişti.

Kapağını bulamadığım kalemi bırakıp kağıtları toplamaya başladım. Kalem yığınının altında kalmış bir kağıdı çekerken üstündeki kalemler kayıp gürültüyle teker teker yere yuvarlandı.

"Siktir,"dedim kendi kendime. Sabaha karşı uyanıp bir daha uyuyamamıştım. Bu yüzden Chan'i uyandırmadan ders çalışmaya karar vermiştim ama bu gidişle uyanacaktı.

Parmak uçlarımda tezgahın diğer tarafına geçtim. Yerdeki kalemleri alıp ayağa kalkacakken salona giren ayak seslerini duydum.

Gece mutfakta atıştırmalık yerken yakalanan çocuklar gibi paniğe kapılmıştım, kalkarken kafamı tezgahın çıkıntısına çarptım. "Kahretsin!" diye bağırdım bu sefer elimle kafamı tutup. Kalemler elimden kayıp yine yere düştü.

Chan hızlı adımlarla yanıma geldi. Elimi çekip kafama baktı. "Buz tutalım." dedi uykulu sesiyle.

Buzdolabına ilerleyip buzluktan buz aldı. Beni elimden çekip salondaki koltuğa gitmemizi sağladı. Yan yana oturduğumuz koltukta birbirimize dönmüştük. Dikkatle buzu kafama koydu.

"Uyandırdım değil mi?" dedim sessizce.

Saçları gün içinde olduğundan daha kabarıktı. Yüzü şişmiş, yanakları tombul duruyordu.

Üzerinde beyaz kolsuz bir tişört ve yine gri kumaş şortu vardı.

Bir saniyeliğine göz teması kurdu, ardından kafama bakmaya devam etti. "Uyanmıştım ben. Salona girdiğimde sandalyeden kalkıyordun. Günaydın diyecektim ama bir anda küçük bir kaos yaşandı." gülerken tekrar bana, gözlerime baktı.

Şiş göz kapakları gözlerini tamamen kapatırken ben de güldüm. "Ama daha erken. Geç yattığımız için erken kalkacağını düşünmemiştim."

Omuz silkti. "Sen daha erken kalkmadın mı?"

"Evet ama ben uyuyamadım. Biraz gerginim."

Koto'nun gelecek olması düşündüğümden daha çok gerilmeme sebep olmuştu. Düşündükçe bir şeyler beni dört bir yandan sıkıştırıyor gibi hissediyordum.

Tuttuğu buzu kendim tutup elini oradan çektim. Geriye kayıp koltuğun koluna yaslandım. Chan kolunu koltuğun sırt kısmına koyup bir bacağını yere indirdi. "Bence herhangi bir adım atmadan önce onun vereceği tepkiyi bekle. Sana nasıl yaklaşırsa sen de ona göre karşılık verirsin."

Bacaklarımı aramızdaki boşluğa uzattım. Chan'in dizi ayak bileğime değiyordu. Kendimi hiçbir zaman esmer görmemiştim, bana kalırsa ten rengim oldukça açıktı ama Chan'le yan yana geldiğimizde neredeyse esmer sayılırdım.

"Evet en mantıklısı bu olacak. Ama eğer benimle konuşmazsa ne yapacağımı bilmiyorum. Ona o kadar tepki gösterip karşı çıktım ama sonunda ne oldu? Burada seninleyim, senin yatağında uyanıyorum. Kendimi suçlu hissediyorum."

Gerçekten suçlu hissediyordum. Bir yandan da haklı çıktığını görmesini istemiyordum, bu ilişki için kendimi durdurmamın en büyük sebebi de buydu. Biliyordum demesini istemiyordum.

Po Tid||Bang ChanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin